|
Eşekler gibi tepinerek cin çıkmaz!
|
|
Adanalı hocanın 24 yaşındaki genç kızın içindeki cini çıkarmak için kızın üzerinde zıplarken öldürmesi eski devir "cin çıkarma" metotlarını hatırlattı: Önce gözbebekleri, sonra ense ve bel kemiği muayenesi yapılırdı. Ardından cinlerle temasa geçilirdi! "Cin inat ederse" ayna yöntemi kullanılırdı...
Eski cinciler kadının üzerinde eşşek gibi tepinmez, cini gayet nazikçe çıkartırlardı
Dünkü gazetelerde okumuşsunuzdur: Adana'daki Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastahanesi'nden dayak atıldığı gerekçesiyle ailesi tarafından çıkartılan 24 yaşındaki bir genç kız, iyileşmesi için bir "Cinci Hoca"ya götürülmüş. Hoca cini çıkartmak için kızın üzerinde zıplamaya başlamış ama cin yerine kızcağızın canını çıkarmış! Ruh ve sinir hastalarının gösterdikleri davranış bozuklukları, eski asırlardan buyana Batı dünyasında "cinin veya şeytanın kişiyi esir alması", bizde ise "cin çarpması" diye nitelenmiştir ve cin çıkarmak hem batıda, hem de bizde, çok eski asırlardan kalma folklorik bir gelenektir. Bu ve benzeri eski âdetleri incelemeye meraklı olduğum için, kütüphanemde bu konularda kaleme alınmış bir hayli elyazması eserin yanısıra kitaplıklarda önüne gelen herkesin okumaması için kilit altında tutulan bazı eski eserlerin mikrofilimleri de vardır. Ben, cin ve cin çıkarma ile ilgili İslami elyazmalarında, cin çarptığına inanılan kişilerin üzerine çıkıp o kişinin içerisindeki cini çıkartmak için zıplamak gibisinden bir davranışa hiç rastlamadım!
PAPAZ'IN KIRBACI Batı dünyasında bu iş eski yüzyıllarda hastaya acı verilerek yapılır, başta kırbaç olmak üzere bazı âletler kullanılır ve öncelikle kan akıtmaya gayret edilirdi. Cin yahut şeytan çıkarmayı yapan kişi, Batı'da genellikle papaz idi, o devirlerin papazı bir elinde demirden bir haç, öbür elinde de kırbaç yahut çivili sopa benzeri bir âletle zavallı hastanın üzerine çullanır, dualar okuyup kutsallığınan inandığı sözleri haykırırken zavallıyı kanlar içerisinde bırakıp bayıltıncaya kadar döver, sonra da "şeytandan kurtulduğunu" söylerdi. Engizsyon zulmünün hüküm sürdüğü devirlerde ise papazın şeytanla yahut cinle uğraşmasına zaten gerek yoktu, zira içine şeytan girdiğine inanılan kişi diri diri ateşe atılır ve kömür hâline gelinceye kadar bir güzel kızartılırdı. Cin çıkarma ameliyesi, bizde ise çok daha başka şekilde yapılırdı:
GÖZBEBEĞİ MUAYENESİ Bir kişinin "cinlerin saldırısına uğradığının" kesin olarak belirlenebilmesi için, o kişinin öncelikle bazı fiziki bozukluklar gösterip göstermediğinin belirlenmesi gerekirdi ve öncelikle hastanın gözbebekleri muayene edilirdi. Cin çarpmış kişinin gözbebeklerinin uyum yapmadığına, yani karanlıkta genişleyip aydınlıkta küçülmediğine inanılır ve gözbebeklerinin sabit olması, cin çarpmasının ilk belirtisisayılırdı. Cinin insan vücuduna ense kökünden girip beyinciğe yerleştiği düşünüldüğü için, gözbebeği muayenesinin ardından bir ense ve belkemiği muayenesi gelirdi. Getirilen hastanın cinlerin saldırısına uğradığına kesin şekilde hükmeden cinci hoca, artık tedaviye başlayabilir, yani cini çıkartmaya çalışabilirdi. Ama, bu işe girişecek olan hocanın bazı özelliklere sahip olması gerekirdi ve bu özelliklerin başında, hoca efendinin hastayı esir etmiş olan cinin veya cinlerin daha üst seviyesindeki cinlere hâkim olup onlara emirlerini dinletebilme gücünün bulunması vardı. O devirde insanlarda olduğu gibi cinler arasında da bir hiyerarşi olduğuna inanılır ve hocanın alt düzeydeki bir cine, ancak çok daha yüksek seviyedeki bir cin vasıtasıyla hükmedebileceği düşünülürdü. Bu işi yapabilecek hocanın hüddamcı olması, yani her dereceden cini hizmetkâr olarak kullabilme gücüne sahip bulunması lâzımdı. Gücü edinmiş olan cinci hoca bazı dualar, tütsüler ve özel bazı şifreler vasıtasıyla hizmetkâr olarak kullandığı üst seviyedeki cinlerle temas kurar ve onlara hastanın vücuduna girip kişiliğini esir almış olan "varoş cinleri"ni kollarından tutup vücuttan kapıdışarı etmelerini emrederdi. Hüddamcı hocanın hizmetindeki cinler emri alır almaz gereğini yaparlar, hoca efendi de bu sırada bazı sembolik faaliyetlerde bulunurdu. Meselâ hastanın başına bir tesbih geçirir veya boynuna yahut parmağına ince bir ip bağlar, sonra ipi sert bir hareketle çekip kopartır ve koptuğu anda cinlerin artık vücudu terkettiklerini söyler ve bir dua edip hastayı gönderirdi. Elyazması cin kitaplarında, cinin vücuttan çıkmakta inad etmesi hâlinde uygulanacak başka bir usulden de sözediliyor: Ayna kullanılmasından... Kitaplar, cinlerin vücudu terketmekte inad etmeleri hâlinde cinci hocanın hastanın yanına oturmasını, sonra hastanın karşısına bir ayna koymasını ve aynada göreceği cinleri çatır çatır yakması gerektiğini söyleyip bunun usullerini de anlatıyorlar... Bunlar, eski zamanların folklorik eserleri olan "cin risâleleri"nde sözü edilen cin çıkarma usullerinden sadece birkaçı... Ben, Adanalı hocanın cin çıkarmak için zavallı kızın üzerinde tepinip cin yerine can çıkardığını okuyunca, bu folklorik âdetlerimizden bazılarını yazarak sizlere eskilerin bu işi nasıl yaptıklarını anlatmak istedim.
|