Holbrooke: Ne elçiyim ne mesaj taşıdım
Richard Holbrooke önemli bir adam. Clinton döneminde, etkisi makamının çok daha ötesine geçen bir dışişleri bakan yardımcısı olarak Türkiye'nin AB adaylığını Amerika'nın resmi politikası yapmıştı. Ardından Bosna'da savaşı bitiren Dayton anlaşmasını kotardı. Sayısız dış politika başarısı var. Bugün Başkan Bush'un Ulusa Sesleniş konuşmasına Demokrat Parti adına o cevap veriyor. Çünkü 2008'de Demokratlar iktidara gelirse, büyük olasılıkla dışişleri bakanlığı koltuğu onun olacak... Peki Richard Holbrooke madem bu kadar önemli, cuma akşamını neden New York'tan Ankara'yı arayıp cep telefonundan bana derdini anlatmaya çalışarak geçiriyor? Sıkıntısı, bu hafta bir gazetenin Holbrooke'un bir süre önce Türkiye ve Kuzey Irak'a yaptığı ziyareti "Başbakan'ın Kürt yaklaşımındaki değişikliğin ardında Holbrooke var" diye manşete çekmesi. Gerçekten de Holbrooke birkaç hafta önce Ankara'daydı. Genelkurmay ve Dışişleri ile görüştü, ardından Başbakan Erdoğan'la İstanbul'da buluştu ve Kuzey Irak'ta Barzani ile bir araya geldi. Ancak Amerikalı diplomat, gezisinin Türkiye ya da Barzani arasında "arabuluculuk" ya da azılı düşmanı olan Bush hükümetinden Ankara'ya "Kuzey Iraklı liderlerle konuşun" mesajı diye algılanmasından rahatsız. Yazıldığı gibi Kuzey Irak için Tayvan modeli de önermediğini söylüyor. Peki nerden çıktı bu iddialar? "Geçen hafta Münih'teki güvenlik konferansında kalabalık bir resepsiyonda Onur Öymen'e rastladım. Öymen iyi dostumdur ve ikimiz de Almanya'da büyükelçiyken birlikte çok iş yaptık. Resepsiyonda da Kuzey Irak gezimi anlatırken aklıma Tayvan geldi, çünkü Kuzey Irak da orası gibi ekonomik olarak bağımsız, kendi bayrağı var ve aslına bakarsanız Irak'tan ziyade Türkiye'ye yakın." Ekliyor: "Ancak ne Başbakan'la bu konuyu konuştum ne de Erdoğan ya da Barzani'ye mesaj götürdüm. Bush hükümeti adına hareket etmem zaten mümkün olmaz, çünkü başta Türkiye ile ilişkiler olmak üzere her konuda onları ne kadar eleştirdiğimi biliyorsun." Peki yediğiniz içtiğiniz sizin olsun, ne gördünüz Kuzey Irak'ta? Holbrooke Barzani ile çok uzun bir görüşme yapmış. Barzani PKK ile ilgili hiçbir adım atmamış olmasının Ankara'da yarattığı rahatsızlığı anlıyor mu? "Bu ona ben dahil çok kişi tarafından söylendi. Onun dediği, 1998'de imzaladıkları anlaşmayla birbirleriyle savaşmazlarmış. Dağlarda mücadelenin zor olduğunu ve Irak'ın içinde bulunduğu ortamı hatırlatıyor." (Anlaşılan Barzani MİT Müsteşarı'na "Kürdü Kürde kırdırma dönemi bitti" diye açıkladığı pozisyonunu değiştirmemeye kararlı.) Holbrooke çok arzu ettiği halde Kerkük'e gidememiş. Belediye Meclisi'nde üyeler onu Erbil'de ziyarete gelmiş. Ancak bir başka yazıda aktaracağım Mahmur kampı izlenimleri, son derece ilginç. Genelde Kuzey Irak'la Türkiye arasında siyasi diyalog savunuyor. Bölgenin ekonomik olarak Türkiye'ye çoktan entegre olduğunu anlatıyor. Başbakan Erdoğan'la görüşmesini soruyorum: "Erdoğan'ın ciddiyeti ve Irak konusundaki öngörü kabiliyeti beni her zaman etkiliyor. Türkiye Irak'ı Washington'dan çok daha iyi anlıyor."
|