|
|
'Bu son lokman' ısrarı çocuğu iştahsız yapar
"Çocuklara neyi, ne kadar yiyeceğine karar verme özgürlüğü tanımalıyız" diyen Prof. Büyükgebiz, aileleri uyarıyor: 'Şu son lokmayı da ye' ısrarından sonra çocuğunuz yediklerini çıkarırsa, hatayı kendinizde arayın.
International Hospital Büyüme ve İştah Bozuklukları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Benal Büyükgebiz, çocuklardaki iştahsızlık sorunuyla ilgili soruları yanıtladı:
* 'Responsive feeding' ne demek? Anne ve babalar, bazen çocukları için uygun gördükleri yiyecekleri yemediği zaman, çocuklarının iştahsız olduğunu düşünürler. Ama aslında burada çocuğun tercihi söz konusu. Çocukların da bazı yiyecekleri tercih etmeme hakları vardır. Pırasayı veya kerevizi yemiyor diye çocuğa iştahsız dememek gerekir. Yine anne-babalar zaman zaman uygun gördükleri kadar besin tüketmeyen çocukları için iştahsız diye düşünebiliyorlar. Annelerin birçoğu, her öğünde bebeğin son lokmayı yedikten sonra kustuğundan şikayet eder. Oysa ki son lokma, daha önceden yenmiştir ama anne bunu anlamamış veya kabullenmemiştir. Kendisinin belirlediği miktarı tüketmesini beklemiş ve bunu başarmak için de ısrarcı davranmıştır. Çocuk çoktan doymuştur ama anne için çocuk iştahsızdır; çünkü tabaktaki yemek bitmemiştir. Ama çocuk tabaktaki yemek miktarını kendi belirlememiştir. Bu inceliklere özen göstermek gerekiyor. O halde; çocuklara ne ve ne kadar yiyeceklerine karar verme özgürlüğü tanırsak, sanırım sorunlar oluşmadan önlenir veya daha kolay çözümlenir. Biz buna 'responsive feeding' diyoruz. Burada önemli olan çocuktan gelen tepkileri iyi değerlendirmektir.
*
İştahsız çocuğu nasıl tehlikeler bekler? * İştahsız çocuğu bekleyen ilk tehlike; yetersiz kilo artışıdır. Çocuk yeterli kalori-protein-vitamin ve mineral alamadığı için vücut ağırlığı artışı az ve yetersiz olur. Az beslenen çocuk az kilo alır, az büyür. Oysa ki büyüme; çocukluk yaş grubunu simgeleyen en önemli biyolojik fonksiyondur. Bilindiği gibi anne karnında başlayan büyüme, ergenlik dönemi sonunda durur. Bu durumda çocuk, erişkin özelliği kazanmış olur. Büyüme, başlıca iki yönde gerçekleşir. Bunlardan biri vücut ağırlığı artışıdır; çocuğun kilo alması takip edilir. Diğeri ise boy uzunluğunun artışıdır, ki bu da boyu ölçülerek izlenir. * İştahsızlık nedeniyle yeterli beslenemeyen çocukta bu durum uzun sürecek olursa boy uzunluğu artışı da yetersiz olur. Boyu akranlarına göre daha geriden gider. * İştahsızlık bazen daha da ağır ve uzun süreli olup, çocuğun kilo almasına engel olduğu gibi kilo kaybetmesine de yol açabilir. Bu durumda konu daha da önem kazanır. İştahsız çocuk hekime başvurduğunda, mutlaka vücut ağırlığı ve boy uzunluğu değerlendirilmeli, beslenme yetersizliği gelişip gelişmediği belirlenmeli. * Bazı durumlarda da, yine beslenmenin yetersizliğine bağlı olmak üzere, çocukta bazı vitamin ve minerallerin eksikliğine bağlı özel belirtiler de gelişebilir. Bu nedenle iştahsızlığın yoğunluğu ve süresi çok önemli. İlk dönemde vücut depolarındaki vitamin ve mineraller kullanılarak belirtilerin ortaya çıkması önlenir. Ama uzun süreli olursa, depolar tükenir ve ihtiyacını karşılayamayan çocukta söz konusu vitamin veya mineralin eksikliğine bağlı belirtiler ortaya çıkar. * Sağlıklı, diğer ifadeyle yeterli ve dengeli beslenme ile hastalıklara karşı dirençli olma arasında yakın ilişki vardır. Yetersiz beslenmiş çocuklar zayıf düşer ve bu çocuklar başta mikrobik hastalıklar olmak üzere hastalıklara daha yatkın olurlar. Daha sık ateşli enfeksiyon hastalığı geçirirler. * Yapılan çalışmalar; iştahsızlık nedeniyle yeterli ve dengeli beslenemeyen çocuklarda algılama ve duygulanım sorunlarının daha sık görüldüğünü gösteriyor. Bu çocukların okul başarıları da daha düşük oluyor.
AİLENİN TAVRI ÇOK ÖNEMLİ * Nasıl bir çözüm yolu izlenmeli? Çocuğun yemek yememe sorununun çözümünde, temeldeki sorunun belirlenmesi çok önemli. Bu konuda zaman zaman çocuk psikiyatrisi uzmanlığından yardım almamız gerekiyor. Hastayı birlikte değerlendirip tedaviyi planlıyoruz. Ancak, sonuç olarak bu çocuğu bekleyen tehlikeler de yine yetersiz beslenme ile ilgili oluyor. Alınacak önlemler ve uygulanacak beslenme tedavisi ile olumsuzlukların önüne geçilmeli, oluşmasına engel olunmalı. Sorun ruhsal da olsa; çocukta yemeği reddetme durumu nedeniyle yetersiz beslenme ve sonucunda büyüme geriliği ve beslenme yetersizliği gelişmesine engel olunmalı. Ayrıca bu durumda hekim kadar anne-babanın davranış ve tutumları da çok önemli.
* İştahsızlık ne sıklıkla görülür? Tüm çocukların yüzde 25-n0'ında, büyüme geriliği olanların yüzde 80'ininde iştahsızlık yakınması var. Bu yüzdeler, çok önemli değerler. Sorun çok yaygın. Ayrıca daha önce de söylediğim gibi iştahsızlık sadece bir nedenle ortaya çıkmaz. 'İştahsız' olarak değerlendirdiğimiz çocuklarda, iştahsızlığın nedeni olabilecek birden çok neden var. Ben her iştahsızlık vakasını; renkli ipliklerden oluşan karışık bir yumak gibi düşünürüm. Yumağı çözmek için teker teker iplikçikleri ayırmak gerekir. Nedenlerin araştırılması ve sonuçlandırılması gerekir. Ama eğer tepki, yani psikolojik /ruhsal bir neden de varsa, bu tepkiler iplikçikleri bir arada tutan bir zamk gibidir. Ayıklamak daha zordur. Vakayı çözmek ve sonuca gitmek daha da zor olur. Ama sabır ve aileyle birlikte geliştirilen dostluk ve işbirliği sayesinde her vakada sonuç almak mümkün.
SAĞLIK SERVİSİ
|