Tanin ile Tan
İyi bir şey oldu. Nebil Özgentürk ile arkadaşlarının hazırladığı "Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 60 yılı, Basının Kısa Tarihi" belgeseli, bu mesleğin akına, karasına birden dokunarak, eleştiriyi, özeleştiriyi esirgemeyerek bir "namus belgesi" olarak da ortaya çıktı. Umarım, özetini veya çok sayıda gazeteciyle konuşmanın yer aldığı tamamını bir gün izlersiniz. Unutulan, atlanan elbet vardır. Önemli olan "esas" ın unutulmaması. "Esas"; bir adı "günlük, zabıt" tan, "Journal" den gelen, diğer adı "Press(e)" i zaten "Baskı makinesi" nden alan bu mesleğin, her türlü baskı makinesine maruz kalışının anlatılmasıdır. "Esas"; gönüllü boyun eğenlerin, baskıcının işbirlikçisi kesilenlerin ve baskı, susturma makinesine dönüşenlerin de, mesleğin "puantiye" leri, bir nevi lekeleri olduğunun da anlatılmasıdır. "Esas"; 301'lerin, her biçimde sansürün, iktidar baskılarının, medya menfaatçilerinin kendi elemanlarını susturmasının, manşet yamultmasının, 28 Şubat ve andıç dönümlerinin tartışıldığı şu günlerde, "Bitmeyen, tekerrür de eden" maceranın hatırlatılmasıdır.
Hüseyin Cahit Yalçın, tarihin ve belgeselin çok çekmiş, ibretlik de olmuş önemli ismidir. Belgeseldekilere kimi ekler de yaparak aktarayım; bugün üstüne de düşünürüz: 1908: Daha önce makalesi yüzünden Serveti Fünun dergisinin kapatıldığını gören Hüseyin Cahit, Tevfik Fikret' le Tanin gazetesini çıkartır. Gazete, İttihat ve Terakki'nin "sesi" dir. 1909: 31 Mart Vakası (13 Nisan) denen olaylarda, tarihe "gerici" olarak kaydedilen ayaklanmacılar Tanin' i de basar, yıkar, yağmalar. Kışkırtıcılardan biri "Volkan Gazetesi" dir. 1913: Hüseyin Cahit bu kez İttihat Terakki'ye muhalefet ettiği için baskıya uğrar. 1919: İstanbul'u işgal eden İngilizler, onu da Malta sürgünleri arasına katar. 1922-23: Yurda döner, Tanin' i yine yayınlar; Ankara hükümetine, sonra "Tek parti" ye eleştirileri yüzünden İstiklal Mahkemesi'nde yargılanır. 1925: Çorum'da süresiz sürgüne yollanır. 1938: Atatürk' ün ölümüne kadar politikaya dönemez; "zararsız" bir dergi yayınlar. Daha sonra, İnönü'nün davetiyle "Tek parti" CHP'den TBMM'ye girer. 1943: Tanin' i yine yayınlar. Sonra, "CHP organı Ulus" ta başyazarlık da yapar. 1954: 80'ine yaklaşmışken, eleştirilerini hazmedemeyen Demokrat Parti iktidarının baskılarına maruz kalır; hapse mahkum edilir. Yaşından dolayı Cumhurbaşkanı affedene kadar. Ölümünden üç yıl önce.
Hızlı özette gazeteci, yazar, siyasetçi Hüseyin Cahit' in kalemi, eleştirisi yüzünden başına gelenler; maruz kaldığı kışkırtma, baskı, baskın, sürgünler, hapis, aforozlar var. Ne yok, biliyor musunuz? "Baskı, kışkırtma, sansür, şiddet, eziyet mağduru" Hüseyin Cahit' in bizzat kendisinin, baskı, kışkırtma, sansür, şiddet için yaptığı inanılmaz çağrı: 3 Aralık 1945: Yalçın, Tanin'deki başyazısında, "Komünistlik" le suçladığı Sabiha ve Zekeriya Sertel ile, gazeteleri Tan için şöyle yazar: "Kalkın ey ehli vatan!.. Bunları susturmak için söz şimdi eli kalem tutan gazetecilerin ve hür vatandaşlarındır." 4 Aralık 1945: "Eli kalem tutan gazeteci" nin "söz" ü üstüne, çok sayıda "hür vatandaş" İstanbul'da toplanır ve "Bunları susturmak için", Tan gazetesine saldırır, yıkar, yakar, yağmalar. "Hür vatandaşlar" ın arasında bir gün "komünizm" den yargılanacaklar da dahil, sonranın ünlü gazetecileri, politikacıları da vardır.
Bir zamanlar bir gazete kışkırtmasıyla kendi Tanin' i basılıp yıkılmış, çok baskı görmüş bir gazeteci, yıllar sonra aynı Tanin' de, bir başka gazeteyi, Tan' ı susturmak için nasıl kışkırtıcı olabilmiştir? Uzun ve kısa tarihlerimizin, kendi hikâyelerimizin bir özü budur. Bugün tartıştığımız bir yığın şeydeki acı ikiyüzlülük, akreplik, hüzün, dram, trajedi böyle bir şeydir. Tarih ve belgesel, eğer namusluysa, hepsini kaydeder.
|