|
|
|
Özcan Deniz'e şok suçlama!
Ünlü şarkıcı Özcan Deniz'in İzmir'de yaşayan amcası Halit Deniz, 2000 yılında Özcan Deniz'in arabasında yapılan aramada bir silah bulunduğunu, kendi silahı olduğunu söyleyerek suçu üstlendiğini söyledi.
Bu olaydan sonra mahkemenin hakkında 1 yıl hapis cezası verdiğini aktaran Deniz, "Özcan ve çevresindekiler, 500 YTL tutan para cezasını yatırmadığı ve bunu bana söylemedikleri için olaydan 1.5 yıl sonra sabahın saat 04.00'ünde polisler beni evimden aldı ve cezaevine koydu." dedi.
Arabada bulunan silah kendisine ait olmadığı halde, yeğeni Özcan Deniz'e zarar gelmemesi için suçu üstlendiğini iddia eden amca Deniz, "Hapisteyken ve çıktıktan sonra beni bir kere bile aramadı. Hapisteyken çocuklarım perişan oldu. Para yoktu, yiyecek ekmeğe muhtaç duruma düştüler. Hapiste 50 defa faks çektirmeme, 50 defa telefon açtırmama rağmen beni ve ailemi bir defa bile aramadı." diye konuştu.
Halit
Deniz, 1998 yılında Hilmi Topaloğlu'nun kendisine albüm yapma sözü verdiğini, Özcan Deniz'in de buna destek olduğunu, elindeki bütün parayı vererek demo kaseti yaptığını belirterek, "İstanbul'a gittim. Hilmi Topaloğlu ve Özcan Deniz, işimin tamam olduğunu söylüyordu. Sonra bir gün hepsi bir toplantı yaptı ve bana, 'Bu iş olmaz, sen İzmir'e geri dön.' dediler. Bütün yatırımımı bu demoya bağlamıştım. Beni beş parasız Taksim meydanında bıraktılar." diyerek yeğenini vefasızlıkla suçladı.
Hayatının 1998 yılında İzmir'de fuar sezonunun başlangıcıyla tamamen alt üst olduğunu ifade eden Halit Deniz, o dönemde işlerinin çok iyi olduğunu, bir gecede iki üç yerde sahne aldığını söyledi. Fuar dönemi rahmetli Hilmi Topaloğlu'nun kendisini dinleyerek sesini beğendiğini aktaran Deniz, "Bana, 'Halit, gel sana da bir albüm yapalım. Özcan'ın yanında yürür gidersin.' dedi. Ben de, 'Ağabey, burada düzenimi kurdum, sonra bir yanlışlık olmasın?' dedim. 'Hayır, bizim ağzımızdan söz bir kez çıkar.' dedi. Kabul ettim.
Onlar Özcan'larla birlikte İstanbul'a döndü. Ben de o güne kadarki bütün birikimimle kendime bir demo kaseti çıkardım ve İstanbul'a gittim. Yeğenim Özcan Deniz ve Hilmi Topaloğlu, iş tamam derken bir gün toplantı yaptılar ve işin olamayacağını söylediler." diye konuştu.
Özcan Deniz'in ağabeyi Ercan Deniz'in kendisini Taksim meydanına kadar götürdüğünü anlatan Halit Deniz, "Bana orada, 'Amca sen burada bekle, ben para çekip geleceğim.' dedi. Beklemeye başladım. Üç gün aç susuz sokaklarda yatarak bekledim. Ne gelen oldu ne giden. Bir tane jetonum vardı, onunla Ercan'a telefon ederek beklediğimi söyledim fakat pat diye telefon kapandı." dedi.
Özcan Deniz'i müziğe kendisinin başlattığını, düğünlerde sahneye çıkardığını ileri süren Halit Deniz, "Ona şarkı söyletmeyi ben öğrettim. Gündüz orkestramda çalıştırıyordum, akşamları sahneye çıkarıyordum. İki üç sezon evimde kaldı. Babasından çok beni severdi, ben de onu oğlumdan çok severdim. Nasıl bu hale geldi bir türlü anlayamıyorum." şeklinde konuştu.
"YAPIMCIMLA ARAMDA GEÇEN TARTIŞMALAR SONRASI BUNALIMA GİRDİM"
2000 yılından sonra yaşadığı sıkıntılar sebebiyle eşiyle arasının açıldığını ve aynı evde iki yabancı gibi yaşadıklarını aktaran Halit Deniz, Özcan Deniz'in arabasında silah bulunması ve suçu kendisinin üstlenmesiyle hapis yatmasının ardından bir daha belini doğrultamadığını kaydetti. 2000 yılında İstanbul'da bulunduğunu ve Özcan Deniz'in babası olan ağabeyiyle yengesini barıştırmaya çalıştıklarını vurgulayan Deniz, "Arabayla eve gidiyorduk. Bir yerde genel arama vardı.
Polis, arabada bir tabanca buldu ve kimin olduğunu sordu. Ben de yeğenim Özcan Deniz'e zarar gelmesin, konu basına yansımasın diye benim olduğunu söyledim. Nasıl olsa bir şey olmaz, para cezası alırız diye düşündüm. Beni karakola götürdüler, ertesi gün mahkemeye çıkardılar ve para cezası verdiler. O dönemde kasetim çıkmak üzereydi.
Yapımcım, silahı neden üstüme aldığımı sordu ve yaptığımın çok yanlış olduğunu söyledi. Yapımcımla aramda geçen tartışmalar sonrası bunalıma girdim. Mahkemeye gidip silahın benim olmadığını söyledim. Bu defa İstanbul'dan telefonlar gelmeye başladı. Ailem bana cephe aldı. Baskılar sebebiyle beni tekrar mahkemeye çıkardılar, bu defa yine silahı üstlendim. O anda kendimden nefret ettim." dedi.
Bu olaydan sonra Özcan Deniz'in çevresindekilerin, 'Amca, bu iş tamamdır. 500 YTL para cezası verildi, biz bunu hallederiz, sen İzmir'e dön.' dediklerini ileri süren Halit Deniz, olanları şöyle anlattı: "İzmir'e geldim. Aradan 1.5 yıl geçti. Bir gece sabaha karşı evime polisler gelerek beni aldı ve Buca Cezaevi'ne koydu. Meğer bizim yeğenlerimiz, 500 YTL'lik cezayı ödememiş. Bana ait olmayan bir silahı üstlendiğim ve yeğenlerime güvendiğim için cezaevine atıldım. Beş ay orada kaldım. Çıktıktan sonra konu medyada yer alınca üç ağabeyim ve yeğenim Ercan'la birlikte İstanbul'a gittik. Meğer orada tuzak kurulmuş. Gider gitmez kimliklerimizi aldılar, çeşitli evraklar hazırladılar. Sonra beni bir avukatın yanına götürdüler. Avukat, imzalamam için bazı evraklar verdi fakat hiçbir şey imzalamadım. Oradan, stüdyo gibi bir yere götürdüler. Önüme bir kamera koydular. Bir genç bana, 'Halit bey, arabada bulunan silah sizin miydi?' diye sordu. Üzerimdeki baskılar sebebiyle benim olduğunu kabul ederek yalan söyledim. Yeğenim Ercan, kameradaki kaseti alıp çantasına koydu ve beni İzmir'e gönderdiler." diye konuştu.
2000 yılından bu yana davalar yüzünden işlerinin alt üst olduğunu ve ailesinin perişan duruma düştüğünü anlatan Halit Deniz, Özcan Deniz'le ilgili şunları söyledi: "Sen hiçken, Özcan Deniz değilken o insanlar senin yanında değildi ki. Senin yanında ben vardım. Bunu çıkar amaçlı yapmadım. Seni düğünlere götürmüşsem, müziğe atmışsam amca olduğum için yaptım."
Halit Deniz, içinde bulunduğu durumu ise şöyle özetledi: "Borç içinde yüzüyorum. Borçlarımı borçla kapatmaya çalışıyorum. İş bulamıyorum. Çocuğum okula kahvaltı yapamadan gidiyor. Sadece iş istiyorum, sadece iş."
|