|
|
|
Erken seçim için YSK virajı
Başbakan Tayyip Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu'nun 25 yaşında seçilmeye izin vermemesi halinde seçimlerin zamanında, Kasım ayında yapılacağını söyledi. Başbakan Erdoğan, AK Parti grubunun ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan sözlerini "Gündemimizde erken seçim yok" diyerek tamamladı.
Başbakan Erdoğan, ''Gençliğin oy kullanmasına mani olacak herhangi bir adım atmayız'' dedi. AK Parti TBMM Grup toplantısının ardından bir grup genç ile birlikte TBMM Milli Savunma Komisyonu'nda bir araya gelen Erdoğan, buradan ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan,
genel seçimlerin öne alınması halinde 25 yaşını doldurmuş olanların seçilip seçilmeyeceğine ilişkin soru üzerine, ''Ben gençliği seviyorum. Gençliğin oy kullanmasına mani olacak herhangi bir adım atmayız. Bunun da kararını verecek olan merci Yüksek Seçim Kurulu'dur (YSK). YSK, 'öyle bir şey olamaz' dediği sürece seçimler zamanında yapılacaktır'' dedi.
Bir gazetecinin, ''eğer demezlerse'' sözleri üzerine de Erdoğan, ''Şu anda bizim programımızda öyle bir şey yok zaten'' diye konuştu.
Erdoğan, bir başka gazetecinin ''YSK, '25 yaş uygulamasında sıkıntı var' derse...'' şeklindeki sözleri üzerine şunları söyledi:
''Gündemimizde böyle bir şey yok. Yani gündeme böyle bir şey gelecek olsa dahi bunun kararını verme şeyi şu anda bizde değil. Böyle bir şey gündemimizde yok. Kaldı ki böyle bir şey Anayasa değişikliği gerektirebilir. Anayasa değişikliğiyle ilgili konu da bizim muhalefet partisiyle oturup konuşmamızı gerektiren bir konu. Yani burada bir mutabakat gerekebilir. Şu anda gündemimizde bizim böyle bir şey yok. Gündemimizde olmayan bir şeyi de konuşmak gereksiz.''
''GENÇLİĞİ 1960'LI, 1970'Lİ YILLARIN İÇİ BOŞ SLOGANLARI İLE KİMSE YÖNLENDİREMEZ''
Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, bugünkü toplantının konusunun ''gençlik'' olduğunu belirterek, ''Türkiye'nin bugününü ve geleceğini konuşmak, Türkiye'nin gençliğini konuşmayı gerektiriyor'' diye konuştu.
Türkiye'nin çözülmesi gereken meseleleri, zengin imkan ve fırsatlarının da genç nüfusla doğrudan ilgili olduğunu kaydeden Erdoğan, Türkiye'de eğitim süreci içinde yaklaşık 17 milyon çocuk ve genç bulunduğunu hatırlattı. 30 yaşın altındaki nüfusun 40 milyona yakın olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Türkiye'nin geleceğini, eğitimini, sağlığını, istihdamını, kalkınmasını konuşurken, mutlaka bu gerçeklerden hareket etmek zorundayız. Gençlik, hem geleceğimiz hem bugünümüzdür. Her anne ve baba, kendi çocuğunu sadece gelecek için değil, evladı olduğu için sevdiğine göre, biz de bu ülkenin tüm çocuklarını, gençliğini bu duyguyla bu düşünce ile kucaklamalıyız. Her anne-baba çocuğu için iyi bir gelecek hayal eder. Bundan daha tabii bir şey de olamaz. İşte o yüzden 'gençlik, hem bugünümüz, hem geleceğimizdir' diyoruz. Gençliğin meselelerini ertelemekten, geleceğe havale etmekten daha büyük bir yanlış olamaz. Gençliğe bugünden sahip çıkmak için bakanlıklarımızın, yerel yönetimlerimizin ilgili bütün kurumlarımızın bu konuyu yeni baştan ele alması gerektiğini vurguluyorum. Önümüzdeki dönemde bütün kurumların buraya odaklanması gerekiyor.''
''EĞİTİME BÜTÇEDEN EN BÜYÜK PAYI AYIRDIK''
Başbakan Erdoğan, parti, hükümet, parlamento grubu ve belediyeler olarak, Türkiye'nin yarınlarına bugünden bir şeyler kazandırdıklarını ifade ederek, eğitime bütçeden en büyük payı ayırdıklarını anımsattı.
Konunun yıllarca toplumsal sorunların kaynağı olarak gösterildiğini ve yıllarca tartışıldığını kaydeden Erdoğan, ''Ama düğümü çözmek hamdolsun bize nasip oldu'' dedi.
Bu yıl gençliğe Cumhuriyet tarihinin en büyük payını ayırdıklarını anlatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sadece bu hamlelerinin bile Türkiye'nin bugününe ve geleceğine yapılmış en büyük yatırım olduğunu bildirdi.
Yaptıkları yatırımların gelecekte çok daha net olarak görüleceğini anlatan Erdoğan, ''Gençliğimizin taleplerini, ihtiyaçlarını konuşurken, sadece rakamlarla, sadece ekonomik göstergelerle, sadece işgücü boyutuyla konuşmak doğru değildir. Gençlik, üretim kapasitesi, işgücü, enerjisi maddi gücü olduğu kadar ruhudur, aklıdır, vicdanıdır, ufkudur'' diye konuştu.
NUTUK'TAN ALINTILAR...
Başbakan Erdoğan, bugünü, dünyayı idrak eden gençliğin, eskiye göre ufkunun açık olduğunu ifade ederek, ''Geçmişini bilen ve tarihi köklerinin farkında olan bir gençlik, kimlik ve aidiyet krizi yaşamayan bir gençlik olur'' diye konuştu.
Atatürk'ün Nutku'ndan çeşitli bölümler de okuyan Erdoğan, ''... yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak olan sizlersiniz'' ifadesini hatırlattı.
Başbakan Erdoğan, gençliğin bütün dünyada, toplumların en önemli dinamiği haline geldiğini belirterek, modern kurumlarda ve işletmelerde genç yöneticilere ve beyinlere yer verildiğine işaret etti.
Bugünkü gençliğin 1970'li, 1980'li yılların gençliği olmadığını kaydeden Erdoğan, ''Bu gençliği, 1960'lı, 1970'li yılların içi boş sloganları ile kimse yönlendiremez'' dedi.
Erdoğan'ın konuşması, salonda bulunan gençlerin alkışlayıp, slogan atması nedeniyle sık sık kesildi.
''HİÇBİR ANNE BABA, EVLADININ KALEM YERİNE SİLAHA SARILMASINI, ŞİDDETE BULAŞMASINI İSTEMEYECEĞİ GİBİ BİZ DE BU ÜLKENİN HİÇBİR GENCİNİN ŞİDDETE BULAŞMASINA, YANLIŞ ROL MODELLERİNE ÖZENMESİNE RAZI OLAMAYIZ''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gençlerin bir tekinin bile geleceksiz kalmasına; geleceğinin karartılmasına razı olamayacaklarını belirterek, ''Hiçbir anne baba, evladının kalem yerine silaha sarılmasını, şiddete bulaşmasını istemeyeceği gibi biz de bu ülkenin hiçbir gencinin şiddete bulaşmasına, yanlış rol modellerine özenmesine razı olamayız'' dedi.
Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, gençlikle ilgili konulara değindi. Gençliğe güvendikleri için milletvekili seçilme yaşını 25'e indirdiklerini hatırlatan Erdoğan, bunun, sadece milletvekili seçilme yaşını düşürmekten ibaret olmadığını; gençliğin ülke yönetiminin her kademesine katılımını sağlayan bir adım olduğunu vurguladı.
Erdoğan, ''Bu büyük adım, inanıyorum ki gençliğe sadece siyaseti açmakla kalmayacak, aynı zamanda toplumun tüm katmanlarında, sivil toplum örgütlerinden yerel yönetimlere kadar her alanda demokratik süreçlere gençliğin katılımını bu vesileyle hızlandıracaktır'' dedi.
Milletlerin kendi geleceklerini sadece maddi kalkınma kriterleriyle izah etmediklerini belirten Erdoğan, kendilerinin de ülkenin gücünü ve milleti millet kılan değerlerini, sadece maddi kriterlerle ölçmemeleri gerektiğini kaydetti. Türk milletinin, maddeyi hayatın merkezine alan bir millet olmadığına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Eğer sadece maddi kriterlere bakarsak ne İstiklal mücadelesini idrak edebiliriz ne de Çanakkale'de bu toprağı bize vatan kılan şehitlerin ve gazilerin ruhaniyetini anlamış oluruz, ne de 21 yaşında bir çağı kapatıp bir çağı İstanbul'un fethiyle açan Fatih Sultan Mehmet'i anlamış oluruz. Bizi biz kılan değerleri iyi bilmeliyiz, gençlerimize, çocuklarımıza da iyi anlatmalıyız. Manevi ve ahlaki değerlerle yetişmemiş, temel milli değerleri sahip olmayan bir gençlik, ne ülkenin geleceğini ne Cumhuriyetimizin geleceğini ne de kendi geleceğini koruyabilir. Biz sorumluluk sahibi, toplumsal misyon yüklenmiş, katma değer üreten, çevresine duyarlı bir gençlik istiyoruz. Özellikle, üstat Necip Fazıl'ın deyişiyle 'Zaman bendedir ve mekan bana emanettir' şuurunda bir gençlik istiyoruz. 'Kim var' diye seslenildiğinde sağına soluna bakmadan ''ben de varım'' cevabını verici ve 'benim olmadığım yerde kimse yoktur' fikrini besleyici bir ahlaka sahip gençlik...''
''BİZİM KUŞAĞIMIZ BÜYÜK ACILARA ŞAHİT OLDU''
Türkiye'de gençlik üzerinden çok oyunlar oynandığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Özellikle bizim kuşaklarımız büyük acılara şahit oldu. Şiddete, nefrete bulaşmadan ayakta kalabilmek için çok ağır bedeller ödedi. Türkiye, sağ sol olaylarını, aşırılık davet edilen ideolojik kutuplaşmaları, etnik bölünmeleri çok büyük bedellerle aştı. Öyle zamanlar oldu ki aklın yerini tamamen duygular, fikrin yerini tamamen hamaset, iradenin yerini tamamen öfke aldı. Halkı, özellikle gençliğimizin ufkunu rehin alan siyasi kutuplaşmalar had safhaya vardı. Birleştirici paydalar üzerinde siyaset yapmak kolay olmadığından herkes kutuplara savruldu. Ortak irade, milli irade zaafa uğratıldı. En büyük darbeyi, o günlerin idealist gençleri aldı. Zira, o günlerin tezgahları dağıldıktan sonra gerçek ortaya çıktı ki istismarcılar, masumiyeti, idealizmi sonuna kadar istismar etmişler ve Türk gençliğinin duyguları üzerinden kirli oyunlar oynamışlar. Korkuların, kavgaların, geride kaldığı o yılları şimdi hatırlamak bile istemiyoruz. Hamdolsun ki bugün milletin iktidarı var. Milletin iktidarı olan AK Parti hamasetle değil, ortak milli iradeyle ülkeyi yönetiyor. Türkiye'nin mayasıyla, tarihiyle, milli kimliğiyle, manevi değerleriyle, Cumhuriyet ve demokrasinin kazanımlarıyla çatışarak değil, bu değerlerin hepsine birden sahip çıkarak ülkeyi yönetiyor. Bu siyaset çizgisi, milletimizin yürüdüğü yoldur.''
AK Parti'nin, ortak paydada hareket edebilen bir parti olduğuna işaret eden Erdoğan, bu çizgide marjinalliğe, dışlamaya, dışlanmaya, aşırı uçlara yer olmadığını söyledi. Bu çizginin, kardeşliğin, birliğin, adaletin ve merhametin çizgisi olduğunu kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bizim gençlik tasavvurumuz, gençliğe yani evlatlarımıza sonuna kadar inanmak, onların ruh ve beden gelişimlerini sağlamak; bu milletin hukukunu koruyacak şekilde yetiştirmektir. Milli değerleri koruyarak, geliştirerek, evrensel değerlere sahip çıkmalarını sağlamaktır. Gençlerimizin bir tekinin geleceksiz kalmasına, bir tekininin geleceğinin karartılmasına razı olamayız. Hiçbir anne baba, evladının kalem yerine silaha sarılmasını, şiddete bulaşmasını istemeyeceği gibi biz de bu ülkenin hiçbir gencinin şiddete bulaşmasına, şiddete meyletmesine, yanlış rol modellerine özenmesine razı olamayız.''
''KENDİ GENÇLİĞİMDEN BİLİYORUM...''
Gençlerin, en çok büyüklerin kendilerini anlamadığına üzüldüğünü ifade eden Erdoğan, ''Kendi gençliğimden de biliyorum ki bu düşüncede haklılık payı yüksektir ama gençlerimizin de büyüklerini, ülkemizin geçirdiği evreleri çok iyi anlaması gerekir. Onlar da yarın anne baba ve iş sahibi olduklarında 'aman şiddetten uzak dur, aman yanlış mevzilere yönelme'' ikazlarını takdir edeceklerdir'' diye konuştu.
Türkiye'nin arızi sorunları; uzun yılların biriktirdiği ve bir kalemde çözülemeyen meseleleri olduğunu kaydeden Erdoğan, ancak ülkenin gücünü, yeniden kuvveden fiile geçirdiklerini; durmak üzere olan saatin bütün ülkede yeniden işlemeye başladığını söyledi.
''Ümitvar olmalıyız. Özellikle duygularımızla oynamak isteyen aktörlere karşı uyanık olmalıyız'' diyen Erdoğan, bu aktörlerin ekran başında, üniversite amfilerinde ya da siyasetçi olarak meydanlarda ortaya çıkabileceğini söyledi; gençlerin bunlara pirim vermeyeceğine olan inancını dile getirdi. Erdoğan, gençlerin vicdanını en çok yaralayan şeyin adaletsizlik olduğunu belirterek, ayrıca, genç insanın değişimden yana olduğunu vurguladı. Erdoğan, ortaya koydukları siyasetin, yeni bir siyaset olduğuna dikkati çekerek, siyaseti gençleştirmek üzere yola çıktıklarını ve bunu başardıklarını; başarmaya devam ettiklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, ''Bu siyasetin temel dinamiği değişim olduğu için siyasetimiz, gençlerimizin gönlünü fethetmiştir. Bu değişimi; yıkarak, bozarak, tahrip ederek değil, inşa ederek, ihya ederek, umudun kapılarını açarak gerçekleştiriyoruz'' diye konuştu.
''4 YILDA İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNE 411 MİLYON 282 BİN 131 DERS KİTABINI ÜCRETSİZ DAĞITTIK''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, okuma yazma oranını yüzde 80'den yüzde 90'a çıkardıklarını ve yüzde 100'ü hedeflediklerini belirterek, ''Bu ülkede cehaleti ne yapacak yapacak, ayaklarımızın altında yoğuracağız'' dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, ülke yönetiminde, ''elle tutulur, gözle görülür mesafeler aldıklarını'' ifade ederek, bu mesafeleri alırken halka acı reçeteler, zehir ilaçları içirenler gibi olmadıklarını söyledi.
Okula gittiği gün kitabını masasının başında gören öğrenciyle, anne ve babasının sosyal hukuk devletinin ne demek olduğunu gördüğünü anlatan Erdoğan, ''Bilişim teknolojisi sınıfında, hayatında bilgisayar nedir bilmeyen gençlik, karşısında bilgisayarları gördüğü anda gençliğimize nasıl önem verdiğimizi görünce, 'ha benim devletim var' dedi'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, bir zamanlar yurtta kalan üniversite öğrencilerinin dolaplarında siyaseti eleştiren mizah dergileri bulundurdukları için bile kovuşturmaya uğradıklarını anımsattı. 2002'de yaklaşık 2 milyon gencin, yurt dışında yaşamak, okul ve iş imkanı bulabilmek için büyükelçiliklere başvurduğunu belirten Erdoğan, artık o günlerin geride kaldığını söyledi.
''O kriz günleri, zayıf ve iradesiz koalisyon günleri Türkiye'de yok artık'' diyen Erdoğan, halkın, bunun getirdiği güven ve istikrara ulaştığını kaydetti. Erdoğan, ''Bundan sonra da bu istikrar ve güveni, inanıyorum ki halkımız bu parlamentoda zaafa uğratmayacaktır'' dedi.
ÖĞRENCİLERE YÖNELİK YAPILANLAR
Başbakan Erdoğan, konuşmasında ilköğretim ve üniversite öğrencilerine yönelik yaptıkları yardımları da anlattı. Erdoğan, 4 yıllık iktidarlarında ilköğretim öğrencilerine 411 milyon 282 bin 131 ders kitabını ücretsiz olarak dağıttıklarını söyledi.
Dar gelirli ailelerin çocuklarının kitap dışındaki diğer ihtiyaçlarını da fondan gönderilen yardımlarla karşıladıklarını anlatan Erdoğan, özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilerin ücretsiz olarak taşınmasını sağladıklarını bildirdi. Erdoğan, şartlı nakit transferi projesiyle 1 milyon 560 bin öğrencinin ailesine 500 milyon YTL'ye yakın bir kaynak aktardıklarını anlattı. 15 ilde üniversite kurduklarını, üniversite araştırma fonlarına aktarılan kaynağı 70 trilyon liradan 300 trilyon liraya çıkaracaklarını ifade eden Erdoğan, üniversite öğrencilerine verilen krediyi 45 milyon liradan 150 milyon liraya çıkardıklarını söyledi.
''GENÇLİĞİN YANINDA KİM VAR?''
''Gençliğin yanında kim var? AK Parti iktidarı var'' diyen Erdoğan, 4 yıllık iktidarlarında derslik sayısını 100 binin üzerine çıkararak bir rekora imza attıklarını belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, okuma yazma oranını yüzde 80'den yüzde 90'a çıkardıklarını ve yüzde 100'ü hedeflediklerini anlatarak, ''Bu ülkede cehaleti ne yapacak yapacak, ayaklarımızın altında yoğuracağız'' dedi.
3 bin kapalı köy okulunu yeniden açtıklarını, KÖYDES projesiyle köylere medeniyetin ufuklarını taşıdıklarını kaydeden Erdoğan, bu yıl sonuna kadar suyu ve yolu olmayan köy kalmayacağını bildirdi. Erdoğan, kapalı olan 257 kütüphaneyi açtıklarını ve kitap kapasitesini yüzde 500 oranında artırdıklarını söyledi.
''MİLLETE SEVDALI OLMAK, ÜLKEYE AŞIK OLMAK BU''
''Haydi kızlar okula kampanyası'' ile 220 bini aşkın kızın okula gitmesini sağladıklarına dikkati çeken Başbakan Erdoğan, ''Bunlar bu dönemde oldu...Millete sevdalı olmak, ülkeye aşık olmak bu'' diye konuştu.
Erdoğan, gençlerin spor yapabilmeleri için spor salonları yaptıklarını, sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 125 okula, 75'i açılan kapalı spor salonu yaptırdığını söyledi.
Şampiyonlar Ligi finali ve UNIVERSIAD oyunlarının Türkiye'de yapıldığını anlatan Erdoğan, İstanbul Park'ın Formula 1 yarışlarına ev sahipliği yaptığını, gelecek yıllarda bazı organizasyonların da ülkede yapılacağını söyledi. Başbakan Erdoğan, ''Bu ülkede güven ve istikrar olduğu için bunlar bize veriliyor'' dedi.
AA
|