|
|
|
Arınç, Adel onuruna akşam yemeği verdi
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Türkiye ve İran hükümetlerinin iki ülke arasındaki ilişkileri daha da geliştirmek ve güçlendirmek için gerekli kuvvetli siyasi iradeye fazlasıyla sahip olduğunu belirterek, ''Halklarımız arasında daha da yakınlaşma arzusu mevcuttur'' dedi.
Arınç, Türkiye'ye resmi ziyarette bulanan İran İslami Danışma Meclisi Başkanı Gholam Ali Haddad Adel onuruna Devlet Konukevinde akşam yemeği verdi. TBMM Başkanı Arınç, yemekte yaptığı konuşmada, dost, kardeş ve komşu İran halkını temsil eden İran Meclisinin seçkin üyelerini ağırlamaktan büyük mutluluk ve şeref duyduğunu ifade ederek, ''Şahsınızda, hem kardeş bir halkın en güzide temsilcisini, hem de İslam dünyasının önemli bir entelektüelini selamlamaktan özellikle onurlandığımı ifade etmek isterim'' diye konuştu.
HALKLARARASI
İLİŞKİ Türk ve İran halkları arasındaki ilişkilerin derinliğinin, genişliğinin ve öneminin bilindiğini ifade eden Arınç, şunları söyledi:
''Bu ortaklık, dilimizde, dinimizde, kültür ve geleneklerimizde, edebiyatımızda, velhasılı günlük hayatımızın her alanında yüzyıllardır mevcuttur. Ne mutlu ki bu tarihsel ve insani ilişkiler, günümüzde de en canlı biçimde devam etmektedir. Yine ne mutlu ki hükümetlerimiz, bu ilişkileri daha da geliştirmek ve güçlendirmek için gerekli kuvvetli siyasi iradeye fazlasıyla sahip bulunmaktadır. Halklarımız arasında daha da yakınlaşma arzusu mevcuttur. Bugünkü ziyaretiniz, bu müstesna ilişkileri parlamentolar düzeyinde de taçlandıran bir faaliyet teşkil etmektedir. Tabiatıyla ilişkilerimizin mükemmel düzeyi, yapacak ilave şeyler olmadığı anlamına gelmemektedir. Parlamentolar olarak, hükümetlerimizin ilişkilerimizi geliştirme yolundaki gayretlerine kuvvetli destek ve katkı sağlamak bizler için şerefli bir görev olacaktır. Böylece halklarımızın beklenti ve çıkarlarına da cevap vermek mutluluğuna erişmiş olacağız.''
''GENİŞ BİR ALANA YAYILMAKTADIR...''
Türk-İran ilişkilerinin, bütün boyutlarıyla halkların refahını, huzurunu ve geleceğini çok yakından ilgilendirdiğini kaydeden Arınç, bu ilişkilerin, kültürden siyasete, güvenlikten enerjiye, ulaştırmadan turizme çok geniş bir alana yayıldığını söyledi. Bunları daha da geliştirmek ve pekiştirmenin iki halkın ortak çıkarına olduğunu anlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Parlamentolar olarak başka bir önemli görevimizin de aramızda olabilecek yanlış anlamaları gidermek, birbirimizi daha iyi tanımaya katkıda bulunmak olmalıdır. Aramızda daha iyi bir iletişim bulunması, ülkelerimiz ve halklarımız arasındaki ilişkilerin daha da sağlam olmasını sağlayacaktır.
Türk-İran ilişkilerinin önemi sadece iki ülkeyle sınırlı değildir. Bölgenin ve İslam Konferansı Örgütünün iki büyük mensubu olarak, ortak sorumluluklarımız bulunmaktadır. Özellikle günümüzde bölgemiz ne yazık ki siyasi-askeri ihtilaflardan, etnik-dini çatışmalardan, kronik sosyo-ekonomik sorunlardan, şiddet ve terörizmden mustariptir.
Filistin, Irak ve Afganistan halklarının yaşadığı trajedilere Lübnan ve Somali halklarının sıkıntıları eklenmiştir. Kıbrıs ve Yukarı Karabağ meseleleri sürmektedir. Avrupa'da, Güneydoğu Asya'da, Amerika kıtasında görülen dayanışma ve işbirliği ve bunun getirdiği bilimsel-teknolojik ilerleme, ekonomik refah, bölgemizde gerçekleştirilememiştir. Türkiye ve İran'ın, tarihsel tecrübeleriyle ve sorumluluklarıyla bölgemizin hak ettiği barış, istikrar ve dayanışmanın sağlanmasına yapıcı katkıları olması gerektiğine inanıyorum.''
Arınç, konuk heyetin dün Konya'da ziyaret ettiği Mevlana Celaleddin Rumi'nin öğretisinde ifadesini bulan ve iki halkı birleştiren ortak değerler manzumesinin, İslam dünyasına ve insanlığa büyük manevi hizmette bulunduğunun herkesçe bilindiğini sözlerine ekledi.
(AA)
|