| |
|
|
Teşekkürler ve...
Acı, paylaşınca azalırmış. Arayana sorana, zahmet edip Mersin'e gelene, eşe dosta, devlet büyüklerine, gazeteci arkadaşlara, en sağından en soluna siyasetçi tanıdıklara teşekkürler. "İsim yazsak" işin içinden çıkamayacağız. "Adını veremediklerimizi" kıracağız.
Mezarlıkta Lina ile birbirimize sarılınca... Vali Hüseyin Aksoy kulağımıza eğildi: - Lina hanım çok sosyal... Gece gündüz toplumsal çalışmaların içinde.
Lina "kendisinden bahsedildiğini" anladı. Ve vali beyle, yanımızdaki diğer dostlara bir "çocukluk anısını" anlattı.
Öğretmen her çarşamba saat 11.00-12.00 arasında "Lina' yı derse almazdı." Zira o saatte "din dersi" vardı. Lina üzülür, ağlardı. Bir gün sıranın altına, bacaklarımızın arasına gizlendi. Ama dersin ortasında "yakalandık." Öğretmen "sen Müslüman değilsin, çık dışarı" diye kızınca... Lina diklendi: - Öğretmenim tek Allah var... O sizin de Allah' ınız benim de... Neden çıkarıyorsunuz? Lina ağlamaya başlayınca... Öğretmen onu da affetti, bizi de.
Biz "kendi dinimizdeyiz." Lina da "kendi dininde." Ama bir gün camide bir gün kilisede, bir gün Müslüman mezarlığında bir gün gayrimüslim.
|