|
|
|
|
|
|
Herkese örnek olacak bir bağ: Organ kardeşliği
Hayat kurtaran organ bağışı bu kez yepyeni bir ailenin, bitmeyecek dostlukların temelini attı. Geçen yıl hayatını kaybeden Alper Köse'nin ikiz kardeşleri Bahadır ve Burak, ağabeylerinin bağışladığı böbrekle hayat bulan Didem Seymen'i ziyaret etti.
Her çocuğun sömestr tatili için bambaşka hayalleri vardır. Kimi lunaparkta eğlenmeyi, kimi hiç ders yapmadan günlerini geçirmeyi ister. Bahadır ve Burak Köse ile Didem Seymen ise sömestr tatilinde çok farklı duygularla bir araya geldi ve milyonlara örnek olacak bir buluşma gerçekleştirdi. Geçen yıl motosiklet kazası sonrasında hayatını kaybeden Alper Köse'nin ikiz kardeşleri Bahadır ve Burak, ağabeylerinin bağışladığı böbrekle yeniden hayat bulan Didem Seymen'i ziyaret için Ankara'dan İstanbul'a geldi. Türk filmlerini aratmayacak dakikaların yaşandığı buluşma anında Didem gözyaşları arasında 'kardeşlerim' dediği Burak ve Bahadır'ı kolları arasına aldı ve uzun süre ayrılamadılar. Alper'in beyin ölümünün gerçekleşmesi sonrasında organları bağışlayarak 4 kişiye hayat veren Anne Sultan Köse de sımsıkı sarıldığı Didem'i kendi kızı gibi hissettiğini söyledi. Henüz 9 yaşında olan Burak ve Bahadır yatılı okulda üçüncü sınıfa gidiyor, Didem ise Mimar Sinan Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü'nde son sınıf öğrencisi. Organ naklinden sonra ikinci kez bir araya gelen Köse Ailesi ve Didem; duygularını GÜNAYDIN okurlarıyla paylaştı.
Bir hayat bağışladılar
Nakil olana kadar neler yaşadın?
Didem Seymen: Ben 2.5 yaşından beri böbrek hastası, 15 yaşından beri diyaliz hastasıydım. 6 yıl diyalize girdim. Gördüğünüz gibi Köse Ailesi sayesinde bugün sağlıklı yaşıyorum, okula ve işe gidebiliyorum. Bu aile tüm Türkiye'ye örnek olmalı.
Organ bağışının ne demek olduğunu biliyor musunuz?
Burak Köse: Biliyorum. Mesela insanlara böbrek lazımsa ona böbrek bağışı yapabilirsiniz.
Bahadır Köse: Biliyorum. İnsanları yaşatıyor.
Sana verilen böbreğin kime ait olduğunu ne zaman öğrendin? D.S: Ameliyattan önce kesinlikle bilgi verilmedi. Ameliyattan sonra biz de gazeteden öğrendik. Belki de üzülüp etkilenmememiz için doktorlar söylememişlerdi. Hemen ertesi sabah Alper'in ailesi ile görüşmeye karar verdim. O zaman Burak ve Bahadır'dan haberim yoktu. Aslında çok tuhaf bir durum. Siz hastane odasında sağlığınıza kavuştuğunuz için sevinirken, diğer tarafta hayatının baharında bir gencin cenazesi var. Bir yandan üzüntüden, bir yandan sağlığıma kavuştuğum için sevinçten ağladım. 20 yaşında bir genç, belki de yaşarken yapamayacağı bir şey yaptı ve 4 kişiye hayat verdi. Bu da ailesinin organlarını bağışlaması sayesinde oldu.
İlk tanışma ne zaman oldu, o an neler hissettin? D.S.: İlk tanışmamız geçtiğimiz yıl okulum açılmadan önce eylül ayında gerçekleşti. Ankara'da onları ziyarete gittim. Daha öncesinde ise her hafta telefonla konuşuyorduk. Aslında bayağı endişeli ve kaygılı bir bekleyiş içindeydim. 'Acaba beni nasıl karşılayacaklar' diye merak da vardı. Çok karmaşık duygular yaşadım. Buluşma anı ise hiçbir şey yapamadım; dondum kaldım... Zaten maske takıyordum, sarılmak yasaktı. Burak ve Bahadır bana sarılmak, kucağıma gelmek istiyor ama ben sarılamıyorum. Sultan Anne'ye de aynı şekilde... Evde Alper'in resmini istedim. Sultan Anne de 'bak orada' dedi. Kafamı kaldırıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığımın dışında başka bir şey hatırlamıyorum. Fakat kardeşlerim anlamasın diye hemen kesmek zorunda kaldım. Alper'in fotoğrafını aldım. Hep yanımda taşıyorum. Zaten böbreği de hep yanımda.
Bir ablamız oldu
Didem Abla'nızı ilk gördüğünüzde siz neler hissettiniz?
Bahadır Köse: Didem Abla'mı çok merak ediyordum. Heyecanla bize gelmesini bekledim. İlk gördüğümde şaşırdım. Çünkü ağabeyimin böbreği ondaydı; böbreğe dokundum.
Burak Köse: Heyecan ve merakla bekledim. Didem Abla'mı maskeyle görünce çok şaşırdım. Onu öpmek istedik ama o maskesini açamıyordu. Yeni nakil yapıldığı için enfeksiyon riskine karşı kendisini koruması gerekiyordu. Sadece ilaç içerken yüzünü görebildik. Daha sonra giderken bize de maske verdi. Biz o maskelerle okula bile gittik.
İkinci buluşmanızda uzun bir zamanı birlikte geçirdiniz; tatiliniz nasıl geçti?
Burak Köse: Lunaparka gittik, alışveriş yaptık, cami ve kiliseleri gezdik. Her gittiğimiz yerde fotoğraf çekildik sonra da onlardan albüm yaptık. Ablamı çok seviyorum ve bu sefer onu öpebildiğim için mutluyum.
Bahadır Köse: Gezdik, fotoğraflar çektirdik. Didem Abla'mın kardeşi Erdem Ağabey ile oyunlar oynadık. Ağabeyimi sevdiğim kadar Didem Abla'mı da çok seviyorum. 4 İstanbul'da senin için günler nasıl geçti?
D. S.: Bir hafta boyunca hep beraberdik. Devamlı boynuma sarılan, öpen ve saçlarımı okşayan iki böcek. Ben onlara 'böcek' adını taktım. Bir erkek kardeşim varken şimdi üç oldu. Onları çok seviyorum.
SEVDİCAN GÜNEŞ
|
|
|
|
|
|
|
|
|