|
|
|
301 için değişiklik teklifi gelmedi
Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında İstanbul'da yapılan toplantının ardından 301. maddeyle ilgili sivil toplum kuruluşlarından kendilerine resmi teklif gelmediğini bildirdi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklama, toplantıda, Milli Savunma, İçişleri, Tarım ve Köyişleri, Sanayi ve Ticaret, Kültür ve Turizm, Çevre ve Orman bakanlıklarının 2006 yılı değerlendirmelerinin ve 2007 faaliyetlerinin ele alındığını belirtti.
Çiçek, ayrıca Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün ABD'ye yaptığı ziyaret ile ilgili kapsamlı bilgi verdiğini söyledi. Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çiçek, bir soru üzerine, emniyet müdürleri ve valiler kararnamesinin gündemine gelmediğini bildirdi.
Çiçek,
bir gazetecinin ''Gazeteci Can Dündar'ın Alaaddin Çakıcı tarafından tehdit edilmesiyle ilgili bakanlığınız bir çalışması var mı?'' sorusu üzerine, şunları kaydetti:
''Doğrudan doğruya cezaevi idaresiyle ilgili olduğu için ben de konuyla özel olarak ilgilendim. Başsavcılıkla da konuştum. Hükümlülerin yazılı olarak cezaevi dışına gönderdikleri metinler cezaevi idaresinden ve savcılıklarca incelenir ve (görüldü) damgası vurulduktan sonra dışarıya çıkar. Dolayısıyla olay yazılı bir metin tarzında ceaevinden çıkmış değildir. Ancak olay şöyle olduğu bizatihi hükümlünün kendisini tarafından ilgili savcıya yazılı ifade olarak verilmiştir; Avukatıyla yaptığı bir görüşme sırasında mektubu muhteviyatını sözlü olarak söylediğini avukatının da bunu not olarak aldığını söylemiştir. Dolayısıyla, cezaevinden yazılı bir metin çıkmamıştır. Ancak avukat müvekkil ilişkisi doğal olarak savunma hakkı çerçevesinde özel bir durum arz ettiğinden konunun dışarıya yansıması ve meydana gelişi böyledir. İlgili savcılıklar konuyla ilgili inceleme ve soruşturmayı başlatmışlardır.''
301
301. madde ile ilgili olarak sivil toplum örgütleri tarafından ortaya çıkarılan metinlerle ilgili bir soru üzerine ise Çiçek, ''Bazı sivil toplum örgütlerinin (301 aynen kalsın) talepleri var. Daha önce de 236 sivil toplum kuruluşunun metnin aynen kalması yönünde talebi olmuştu'' dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında İstanbul'da yapılan toplantı kapsamında bir değişiklik metninin kendisine gelmediğini bildiren Çiçek, ''Metin Başbakan'a da henüz verilmemiş. Basına intikal edilen şekliyle konuyu biliyoruz. Gerekçeleriyle beraber resmen bize iletilmesi söz konusu değil'' dedi.
FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ BELİRLİ BİR DÜZEYDE YAPILIRSA BİR ANLAM İFADE EDER
Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ''Fikir özgürlüğü belirli bir düzeyde yapılırsa bir anlam ifade eder, aksi halde fikir özgürlüğü hakaret özgürlüğü değildir, aşağılama özgürlüğü değildir'' dedi.
Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çiçek, ''301. madde ile ilgili ortaya çıkan taslakla kaldırılan 159. maddeye geri dönüldüğü eleştirileri var bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu yanıtlarken, üç türlü görüş bulunduğunu, ''kaldırılsın'', ''hiç değiştirilmesin'' ve ''değişiklik yapılsın'' denildiğini ifade etti.
Herkesin bulunduğu noktadan kendi metnini, ''en doğru metin'' olarak kabul ettiğini anlatan Çiçek, ''Ceza hukukunda bir madde düzenlemek sanıldığı kadar kolay değildir'' dedi.
301. madde konusunda tartışmaların bir bütünlük içerisinde yapılmadığını, konunun siyasi zemine kaydırıldığını ve herkesin kendi pozisyonuna göre bir değerlendirme yaptığını belirten Çiçek, diğer ülkelerdeki uygulamalara bakılmadan değerlendirmelerde bulunulduğunu kaydetti.
Fikir özgürlüğünü savunduklarını, insanların fikirlerini ve düşüncelerini söyleyebilmesi gerektiğini anlatan Çiçek, kendi iktidarları döneminde bu yönde çalışmalar yapılmasından dolayı AB ile müzakere sürecine geçildiğine işaret etti.
Özgürlükler alanının nokta konulamaz bir alan olduğunu belirten Çiçek, ''Ancak fikir özgürlüğü, belirli bir düzeyde yapılırsa bir anlam ifade eder, aksi halde fikir özgürlüğü hakaret özgürlüğü değildir, aşağılama özgürlüğü değildir. Dünyanın hiç bir yerinde de bu böyle anlaşılmıyor. Bütün mesele eleştiri ile aşağılama ve hakaret arasındaki ince ayarın iyi yapılmasıdır'' dedi.
CEZAEVLERİNİN DURUMU
Çiçek, ''Samast'ın kaldığı cezaevi ile ilgili spekülasyonlar ortaya çıktığında cezaevinin görüntüleri yansıdı. Bütün cezaevleri bu kadar kötü durumda mı yoksa yalnızca buraya özgü mü?'' sorusunu yanıtlarken, ''devletin yatırım sıkıntısı çektiği bir dönemde bakanlık olarak en çok ceza evlerinin fiziki şartlarının iyileştirilmesine para ayırdıklarını'' söyledi.
Bayrampaşa cezaevinin kapatılıp yıkılacağını, bu sebeple yatırım yapılmadığını anlatan Çiçek, Silivri'de 1 katrilyon liralık yeni bir yatırım yapıldığını anlattı.
''Geçmişte yaşanan olaylar sebebiyle o cezaevi çok fazla, çok büyük ölçüde tahribat görmüştür, koğuşlar yıkılmıştır, kanalizasyon kanalları tıkanmıştır'' diye konuşan Çiçek, söz konusu hapishanede hükümlü tutmadıklarını, geçici olarak tutukluların bulunduğunu, bunların da cezaları kesinleşmeden daha uygun şartlardaki cezaevlerine nakil edildiğini belirtti.
Çiçek, ''Türkiye'nin en önemli atılım yaptığı alanlardan birisi bu ceza evleri konusudur'' dedi.
''ÖZEL HEYET TEŞEKKÜL EDİLMEDİ''
Çiçek, ''Dink suikastına adı karışanların daha önceki yargılanmaları ile ilgili bir takım eleştirileri var, Trabzon'daki rahip cinayeti gibi, üzerine çok fazla gidilmediği gibi iddialar atıldı, siz bakanlık olarak bütün bu boyutun adli yönüyle ilgili bir inceleme ya da soruşturma yapıyor musunuz?'' sorusunu şöyle yanıtladı:
''Adalet Bakanlığı, hakimlerin amiri değildir onlara emir vermez, önündeki somut olayda hangi hukuk kurallarını uygulayacak, yargılamayı nasıl yapacak, heyet nasıl teşekkül edecek, bunun kararını biz vermiyoruz.''
''Vatandaşın cezaevinin anahtarını kendilerinde zannettiğini, kararı veren ve iddianameyi yazanın kendileri olduğunu sandığını'' anlatan Çiçek, yanlış anlama ve değerlendirmelerde bulunulduğunu vurguladı.
Bu olayda kararın nasıl verildiği ve hangi süreçten geçtiği konusunun kendileri tarafından bilinmediğini anlatan Çiçek, basında yer alan bir kısım iddiaların ise sağlıklı olmadığını söyledi.
Gazetelerde yazılan her şeyin ''doğru ya da yanlış'' yurt dışına da yansıdığını ve Türkiye ile ilgili bir kanaat oluştuğunu anlatan Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bahsettiğiniz konuyla ilgili olarak 'ağır ceza reisi bulunmamış' vs, sanki orada özel bir heyet teşekkül etmiş gibi bir imaj var. Halbuki öyle değil. 'Nedir' diye sordum; Ağır ceza mahkemesinde yapılıyor duruşma, adli tatil 6 Eylül'de bitiyor, ağır ceza mahkemesi başkanı, rahatsızlığı sebebiyle 15 gün rapor almış, dolayısıyla o gün ağır ceza mahkemesi başkanı yok. Üyelerden birisi adli tatilde görevli olduğu için adli tatil bitiminde o da tatilini o ay kullanıyor, yani bu dosya ile ilgili değil. Sanki özel bir heyet teşekkül etmiş gibi bir hava var ama biz gerekli hassasiyeti gösteriyoruz.''
Taşların yerine oturmadığını, usulün yeteri kadar bilinmediğini belirten Çiçek, ''Keşke bize sorsalar biz doğru bilgiyi versek, yorum ona göre yapılsa'' dedi.
Çiçek, medya kuruluşlarından, manşete verilecek haberin doğruluğundan emin olmalarını istedi.
(AA)
|