|
|
Yanaklarından öperim Polat'cığım!
Kurtlar Vadisi meselesini fazla ciddiye aldığımızı düşünüyorum. Keşke dizisini değil de, zamanında Güneydoğu'daki terörün kendisini ciddiye alsaydık diyorum. Eh, işin "ciddiyetine" gerekli vurguyu yaptığımıza göre, gelelim pazar yazısı kıvamındaki Kurtlar Vadisi Terör eleştirisine: Dizi başlarken sigarayı bırakmayı sağlayacak ürünün sponsor tanıtımı vardı: "Geçen yıl Türkiye'de 144 bin kişi sigaradan öldü... Smoke Patch Kurtlar Vadisi Terör'ü sunar!.." Dakika bir, gol bir... Sigara mı daha büyük terörist, PKK mı? Haydi gelin çıkın işin içinden... Arada, bir reklam daha: "Bu işte bizim borumuz öter!... Esenplastik!.." Vallahi ben böyle manidar reklam görmedim. Peki ya 10 dakikada bir giren RTÜK'ün 444 1 178 no'lu şikayet hattı reklamına ne demeli? Baksanıza, RTÜK bile kitlelere ulaşmanın yolunun Vadi'den geçtiğine ikna olmuş!.. MHP'nin diziye reklam verip vermeyeceği tartışıladursun, parsayı Cem Uzan'ın Genç Partisi topluyordu. Uzan ikide bir de ekrana kafasını sokup, "Sizce ekonomi iyi mi?", "Tarım bizim namusumuzdur" filan deyip, duruyordu. Ama dizinin iddiasına göre bazı namussuzlar yüzünden yakında ekip biçecek vatan toprağı bulmakta bile güçlük çekecektik!.. Polat Alemdar, Elif'in mezarını sularken, atv'ye göz atıyorum. Amanın! O Elif, "evden eve nakliyat" şirketi kurmuş. Arkadaşının bebeğini taşıyor!.. Yeniden Vadi'nin sisli karanlıklarına dalıyorum. Şehit annesi, Güneydoğu'da şehit düşen oğlunun mezarı başında gözyaşı döküyor. Hemen yanı başında göndere çekilmiş Türk bayrağı. Ama Edirnekapı Şehitliği'nde olması gerekirken, Ortaköy mezarlığında. Neden? Çünkü Elif'in kabrini ziyarete gelen Polat ile şehit annesinin karşılaşması lazım. Küçük çocuk, Güllü Erhan'a soruyor: "Senin araban cip mi?" Erhan mahcup: "Yok değil. Polat Ağabey kurum kimliği gereği cipe binmeyi yasakladı. Binek araba kullanıyoruz artık." Vallahi Polat haklı. Susurluk'ta kamyonun altına giren de binek otomobili değil miydi? Dizinin en matrak diyaloğu Nevzat ile karısı arasında geçiyor. Güllü Erhan, telefonda Nevzat'a "Libidon mu azaldı?" diye espri yapınca, bizim Nevzat pireleniyor. Hemen karısına dönüp, soruyor: "Libidon ne kız?" Karısı bu "basit" soruya rahatlıkla yanıt veriyor: "Bidon işte canım!.." Nevzat parlıyor: "Konuşma kız cahil cahil. Bi de muhtar kızı olucan!.." Vallahi bu diyaloğa espri katmaya gerek görmüyorum. Konuşma bu haliyle yeterince komik... Bu arada Polat'ın, mahkemede aklandığı için kendisi aleyhine yazı yazan "bir kısım medyaya" da tepkili olduğunu anlıyoruz. Polat bu yazıları yazanları "tetikçi" diye niteliyor. Ama yanlış hatırlamıyorsam, Polat sadece can dostu Çakır'ı öldürdüler diye bir gecede tam 6 kişiyi gözünü kırpmadan kesmişti. Neyse canım, ne diyordu zamanın başbakanı Tansu Çiller? "Bu yolda kurşun atan da yiyen de şereflidir!.." Eğer şu anda bu yazıyı okuyorsan, yanaklarından öpüyorum Polat'cığım!..
|