kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Filiz Akin @ SABAH
SMS:
4122-FILIZA MESAJ
 

Vasiyetim olsun

Profesör Serdar Turhal'ın asistanları "Artık kontrollere gelseniz iyi olacak," diyor. "Niye bu kadar ısrar ediyorlar, tetkiklerim artık altı ayda bir yapılacakmış," diyorum içimden. Meğerse bir senedir uğramamışım. Bunu da "Şöyle yapın, böyle yapın," diyen ben yapmışım. Bir iki gün sonra kendimi MR makinesinin içinde buldum. Makine çok ürkütücü. Daracık, her tarafı kapalı silindir gibi bir şeyin içine sokuyorlar. Sonra asap bozucu sesler başlıyor tik tik tik, tak tak tak. Allah'tan benim girdiğim aletin göz hizasında penceresi var da karşı odada tetkikinizi takip edenleri seyredebiliyorsunuz. Her tarafı kapalı olanlara klostrofobisi olanlar giremiyor. İçindeyken başladım düşünmeye, ister istemez insana mezarı hatırlatıyor. Gene "Ölüm," deyince ürperiyorum ama bu kelime tabu olmaktan çıktı. Kalbimiz durup da hayat sona erdiği zaman, acı hissi veya ölüm korkusu şıp diye yok olup sonsuz bir uykuya mı uzanırız? Yoksa fişten çekilmiş bir bilgisayar bile olsak beyindeki hayatı devam ettiren hücre bölünmesi, sinir uçları, nöronlar derken algılanan hisler birkaç kere daha vücudu dolaşıp, beynimiz olup biten hakkında bir iki yorum yapma fırsatını bulur mu? Oksijen almadan kaç saniye, kaç salise sonra algılanır da bilinç devreden çıkar ve hayatın son karesi sonsuza kadar donar. Ruhun da bir genetiği olduğunu, kendimizin seçmediğini, düşünüyorum.

'ORGAN BAĞIŞI YAPALIM'
Bunları düşünmeme 14 Ekim'de organ bağışı kapsamında radyodan duyduğum, bir anons sebep oldu. Bir çocuk belirli bir zamanda organ bulunamayıp nakil yapılmazsa yakında öleceğini ve bu durumda binlerce başka kişinin olduğunu söyleyip, insanları duyarlı olmaya ve organ bağışı için yardımcı olmaya çağırıyordu. Ne kadar üzücüdür ki kaza sonrası sadece makinelerle yaşayan geri dönüşü olmayan beyin ölümlerinde dahi "Allah'tan ümit kesilmez," veya "Günah olabilir," diye organ bağışlamayı kabul etmiyorlarmış. Halbuki tıp öyle bir yere geldi ki en ufak bir ümit varsa hasta "Ölmek istiyorum," dese bile zorla, azap da olsa yaşatıyorlar. Bir tarafta da pırıl pırıl çocuklar, gençler, büyükler ya da yakınları var. Hayatları uygun bir organ nakliyle kurtulacak veya sona erecek. Bu ne kadar zor bir beklemedir! Lütfen iyi düşünün. Tıbben geri dönüşü olmayan bir durumdaki yakınınız organlarıyla başkalarında yaşasın. Kendi sonu, başka insanlara hayat versin, kararan dünyalar yeşersin çiçek açsın. Bundan güzel bir şey olabilir mi? Çok etkilendim organ bekleyen gencin yalvarmasından, bunu etrafımızdakilere anlatabilmeli, ikna edebilmeliyiz. Benim vasiyetim olsun: Eğer tıbben geri dönüşü yoksa organlarım sağlam ve işe yarar durumdaysa bağışlıyorum. Aslında kendine bir güzellik bağışlamak bu. Bir hayat kararırken başka hayatları aydınlatarak yaşamak, yaşatmak.

'BÖYLE BİR BABA İSTERİM'
Taksideyken ofisten telefon geldi. Bana bir kitap gelmiş. Adı Evrenin Yaradılış Efsanesi midir, nedir? "Yazarı tanıyor musunuz?" diye sorunca şoför atladı "Ben tanıyorum. Falancanın takma adı bu. Allah'ın her türlü yaratığı bir anda yarattığını iddia eden, evrimi kabul etmeyen bir görüş. Hıristiyanlar da tartışıyorlar ya! Hani Darwin'in evrim teorisine karşı çıkan... Tanrı insanı yaratmış, ona bir de akıl vermiş. 'İlerleyen ilime göre geliştir kafanı,' demiş." Şoför arkadaşın konuşmasını kesip soracak oldum. "Çok okuyorsunuz galiba..." "Evet hem gazete hem de kitap okurum," dedi. Orhan Pamuk'un Nobel almasından duyduğumuz sevinci paylaşırken ikimizin de en beğendiği kitabın Kara Kitap olduğunu anladık. "Biz her şeyi paylaşırız eşim ve çocuklarımla. Çok paramız yok, ama neşemiz bol," dedi. Öyle hoşuma gitti ki ben babamla acıyı, şefkati, sevgiyi ve de neşeyi paylaştığımı hatırlamıyorum. Dileğim kabul olursa bir daha hayata gelirsem böyle bir baba istiyorum.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kozmik siparişleriniz alınır   / 27-01-2007
 Yılbaşında Havana tatili   / 13-01-2007
 Nasıl geçti habersiz bir yıl daha...   / 30-12-2006
 Zeytinyağı mucizesi   / 02-12-2006
 Aşka ne oldu?   / 18-11-2006
 Şükretmek güzeldir, mutlaka çiçek verir   / 04-11-2006
 Vasiyetim olsun   / 21-10-2006
 Duyduk, duymadık demeyin!   / 07-10-2006
 Kanser hakkında önemli bir kongre   / 23-09-2006
 Müjde Ar bizi 'ev'lendirdi   / 09-09-2006
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
REFİK DURBAŞ
'Hasansör' 100 yaşında
Anneannem Melek Hanım, nur içinde...
ALİ POYRAZOĞLU
Sorgulamak gençleştirir
Bütün gariplikler beni buluyor.
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ
Başarıya aşırı odaklanmak yıkıcıdır
Çocuklarımızın yarı...
Antep ve Antakya yemekleri bir arada
Uzun yıllar, 'Nasılsa anlamazlar' diye düşünülerek Batıdakilere Doğu mutfağının...
Osmanlı mutfağından afrodizyak seçmeler
Mönüsünde Osmanlı mutfağından 400 orijinal yemek bulunan Asitane Restoran,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.