Incubus konseri öncesi hazırlık dersleri
Bir süredir Türk müzik severlerin büyük bir kısmı Incubus'u canlı izleyecek olmanın heyecanını yaşıyor. 8 Mart'taki konseri altı ay öncesinden duyurdukları için duruma biraz alıştık. Ama yine de onları birkaç metre ötemizde izleyecek olmanın tadının ne demek olduğunu hâlâ kestiremiyoruz. Eskiden bu yakınlara gelen gruplar turnelerine bizi 'lütfen' aldıklarından, konsere az bir süre kala haberimiz olur, o yüzden aynı heyecanla gider konseri izler, rahatlardık. Ama bu sefer öyle olmadı. Aylardır herkesin ruhunda bir heyecan var ve martın 8'ine kadar da dinmeyecek. Bir süredir emekliye ayrılması yakınlaşan isimlerin uğrak yeri olan ülkemiz, bu sefer de genç ama fazla başarılı girişimciler Incubus'a ev sahipliği yapacak. Konuya çok hakim olamayanlar için özet geçmem gerekirse, grubun dillerden düşmeyen onlarca hiti, yüzlerce ödülü yok, ama milyonlarca hayranı var. Tarzları hakkında konuşmak istesek net bir şey söyleyemeyiz, çünkü onların kesin kararlı oldukları çizgileri de yok. Belki de özel olmalarının sebebi bu. Konser görüntülerini izlerken gerçekten eğleniyor, müziklerini dinlerken fazla dipte sözler yazmalarına rağmen siz dibe inmiyorsunuz. Funk, progressive rock, punk ve pop gibi farklı tarzları birbirine öyle güzel monte ediyorlar ki hepsinin aslında tek parça; 'başarılı müzik' olduğunu anlıyorsunuz. 16-17 yaşlarında kurdukları grup aslında 1996 yılından beri faaliyet göstermekte. 1999 tarihli Make
Yourself albümlerinde yer alan Drive, birkaç hafta Billboard'da bir numara olsa da onları dünyaya tanıtan albüm, 2001 yılında piyasaya sürdükleri Morning View oldu. Sonrasında piyasaya sürülen A Crow Left Of The Murder albümleri CD'yle verilen konser DVD'sinin de etkisiyle, yabancı CD'lerin çok az satıldığı ülkemizde bile yok sattı. Kendi arşivimdeki bile çalındı... Yıllar sonra bu CD'yle New York'da üzerinde iki dolarlık etiketle karşılaştığımda çok sevinmiştim. Bu olaydan bir süre sora yayımlanan yeni albümleri Light Granedes da bende aynı etkiyi yarattı. Yayınlandığı ilk haftada Billboard 200 listesine bir numaradan giriş yapan albümün ilk single'ı Anna Molly de tabii ki bir numarada. Grubun solisti Brandon Boyd'a göre yapmak istedikleri müziğe en fazla yaklaştıkları şarkıları içeren bu albüm, marifetlerini sergiledikleri önemli bir çalışma olmuş. ''Dünyadaki en kolay şey, yapılan güzel şeyleri kopyalayarak ya da tekrarlayarak başarının devamını garantilemektir. Bu hataya düşmemek için yeni albümde çok çalıştık ve kariyerimizin en güzel albümünü yarattık,'' diyen grubun yakışıklı solisti, karizmasıyla hâlâ herkesin gönlünü çelmeye devam ediyor. Grubun en yeni elemanı, eski Roots üyesi Ben Kenney (bas gitar) ise grubun ilk dönem elemanlarından olan Dirk Lance'i aratmıyor!
OBEN BUDAK
|