|
|
Dünyanın gözü bu işletmecilerin üzerinde
En prestijli tasarım dergileri arasında gösterilen wallpaper'dan ödül kazanan restoran müzedechanga'nın yaratıcıları Tarık Bayazıt ve Savaş Ertunç. İkiliyle İstanbul'un Avrupa'daki önemi, yemek dünyasındaki son trendler ve ödül töreni hakkında konuştuk.
Yemek mucitleri
Siz hiç zeytinyağı havyarı yediniz ya da toz halinde zeytinyağına ekmek bandınız mı? Bu adamlar bandı. Ünlü tasarım dergisi wallpaper'ın 'Dünyanın En İyi Yeni Restoranı' seçtiği müzedechanga'nın yaratıcıları ile aldıkları ödülü ve yeme içme dünyasında gelinen en uç noktayı konuştuk.
Dünyadaki profesyonel işadamlarının yüzde 90'ı, bir gün restoran açma hayali kurarmış. wallpaper dergisinin 2007 Şubat sayısında 'Dünyanın En İyi Yeni Restoranı' seçilen müzedechanga'nın sahipleri Tarık Bayazıt ve Savaş Ertunç da işte bu yüzde 90'a girenlerden. Hayatları boyunca hep yemek sektörüne hizmet etmek isteyen ikili, kariyerlerini bir kenara atıp, Changa'yı kurmaya karar verdiklerinde gerek ailelerinin, gerekse arkadaşlarının aklı bu işi almamış. "Siz delirdiniz mi?" baskısına aldırmadan, istedikleri yolda ilerleyen iki kafadar sonunda emeklerinin karşılığını aldımış. İstanbul'un En İyi Şehir seçildiği wallpaper
2007 ödüllerinde, onların Sakıp Sabancı Müzesi içinde açtıkları müzedechanga da en iyi restoran ödülüne layık görüldü. Üstelik Bayazıt ve Ertunç, Londra'ya giderek Hayward Sanat Galerisi'nde düzenlenen törende hem İstanbul ödülünü hem de kendi ödüllerini aldı.
- Ünlü tasarım dergisi wallpaper, 'Dünyanın En İyi Yeni Restoranı' olarak müzedechanga'yı, 'En İyi Şehir' olarak ise İstanbul seçti. Bu ödüllerin öneminden bahsedebilir misiniz? - T.B: wallpaper dergisi her yıl şubat ayında ödül sayısı hazırlıyor ve yaklaşık 70 tane mekân ve servisi ödüllendiriyor. Üstelik dergi kendi içinde de oldukça demokratik çalışıyor. Seyahat, pazarlama gibi her bir departman, kendi istediği yeri aday gösteriyor. Bir de özel jüri ödülü var. Yani uluslararası, kendi alanında en iyilerden oluşan jüri 10 mekan ya da servise özel jüri ödülü veriyor. Türkiye'den de bu yıl İstanbul ve müzedechanga aday gösterildi ve her ikisi de kazandı.
- Peki sizce Türkiye'ye bu ilginin sebebi nedir? - S.E: Bizce bunun birkaç sebebi var. Avrupa'daki tek düzelikten insanlar sıkılmaya başladı. Tüm şehirler birbirine benzemeye başladı. İstanbul da genç, dinamik ve enerjik yapısıyla öne çıktı. - T.B: Ayrıca İstanbul çok da ilginç şeyler sunmaya başladı. Lüks oteller, ucuza uçuşlar, jetler, ilginç restoranlar, beğenin ya da beğenmeyin Laila, Reina gibi gece kulüpleri... Bunların hepsi bir araya gelince ortaya müthiş, keşfedilmeyi bekleyen bir şehir çıktı.
- müzedechanga rakiplerinin arasından nasıl sıyrıldı? - T.B: Aslında biz de diğer adayları duyunca, "İmkânsız, olmaz bu iş," dedik. Bizim müzedechanga'yı açarken yola çıkış amacımız; müzeyi ziyarete gelenlere bir soluk alma imkânı sunmaktı. Bunu yaparken tost ya da ızgara levrek sunamazdık. Biraz yaratıcılığı zorlamak istedik. Bu topraklardan uzaklaşmadan, herkese tanıdık gelen şeyleri farklı yorumladık. Aslında Türk insanı olarak geçmişle barış içinde değiliz. Uzun yıllar Batı'yı kopya ettik ve özgün olanın değerini maalesef unuttuk. - S.E: İkimizde Ankara doğumluyuz ve orta sınıf, modern ailelerin çocuklarıyız. Kuzey Avrupa modernliği vardı biz büyürken evlerimizde. İnce ayaklı, yalın, ahşap mobilyalarımız vardı. Yemek işinin de aileyle, hatıralarla ilgisi çok. Biz de biraz o nostaljiyi yaşatmak istedik. - T.B: Birçok kişi buraya gelip masalara dokunuyor ve "Bizim evimizde de eskiden böyle bir masa vardı," diyor. Sanırım bu öze bağlılık, walppaper'ın da ilgisini çekti.
- Tabii mönüde de aynı mantıktan yola çıktınız... - S.E: Geleneksel Türk tatlarını özgün şekilde yorumladık. Örneğin, kerevize mandalina ve armut ekledik. Buraya gelip hayatında ilk kez kereviz yiyen ve annesini arayıp, "Biliyor musun ben kereviz yedim," diyenler oluyor.
- Ödül töreni nasıl geçti? - S.E: Nefis bir organizasyondu. Jaguar sponsordu ve bizi otelimizden eski model bir Jaguar aldı. Modacı Hüseyin Çağlayan ve müzedechanga'nın dekorasyonunu yapan Autoban ekibi de bizimle birlikte geldi. - T.B: İstanbul ödülünü almak için gelen kimse yoktu, bunun üzerine iki ödülü de biz aldık. Çok keyifli ve gurur verici bir duygu...
BURCU ALDİNÇ
|