| |
|
|
Gazetecilik ve hayal tacirleri
Yıllardır Türk basınında "kartel" olmanın ya da "tekel" olmanın keyfini sürenler, "rahatları" bozulunca dört koldan, ellerindeki bütün basın gücüyle SABAH'a savaş açtı. Aslında savaş açtıkları yer SABAH değil; Türk basınındaki "çokseslilikten" rahatsızlar. Basının halk adına denetim yapmasını istemiyorlar. İstedikleri, Türkiye'yi kendi doğrularına göre yönlendirmek. Ama artık bu mümkün değil. Bunun için de SABAH'ı hedef alıyorlar. SABAH'a saldırıyorlar. Neden çünkü, en yetkili ağızlarının itiraf ettiği gibi SABAH habercilik yerine "hayal tacirliği", gazetecilik yerine "medyacılık" yapma niyetlisi değil. SABAH habercilik ve gazetecilik yapıyor. Bu da bazılarının haberleri kendi istedikleri gibi görmesini engelliyor. SABAH'a saldırıyorlar. Ama onlar "hayal satarken" bakın SABAH ne yazıyor? Tam 1 yıl önceden, geçen yıl 7 Şubat'ta SABAH'ın yazdığına bakalım: "İstanbul'da günde 45 silah ele geçirilirken, Trabzon'da bu rakam aşıldı. Şehir patlamaya hazır bomba... Çeteler, Çömlekçi gibi bazı mahalleleri üs yaptı. 18 yaş altı çocuklar mafya ve bu tür örgütler tarafından kullanılıyor. Vatandaşlar, polis ve savcılığın tehdit ve şantaj iddialarını sumen altı ettiğini düşünüyor. Bu iddialar araştırılsın, koordinasyon eksikliği giderilsin. Daha büyük olayların ortaya çıkmaması için Trabzon'a yönelik özel güvenlik önlemleri alınmalı. Buradaki, hükümet değil, devlet meselesi. İstihbarat birimlerinden daha fazla eleman gönderilmeli." Biz 1 yıl önce bunları yazarken "hayal satmakla" övünenler ne yapıyordu bilmiyorum. Ama bugün bize duydukları öfkenin arkasında işte bunlar var. İşi bozulan "hayal tacirlerinin" gazetecilere duyduğu öfke.
|