|
|
Boğaz'a yeni bir misafir geliyor
Türkiye'nin önde gelen otellerinin mimarlığını üstlenen Sinan Kafadar yeni projesi Four Seasons Bosphorus'u anlattı: "Boğaz kenarında bir yalınız ve içinde 2500 metrekarelik bir spa'nın olduğunu düşünün..."
Mimariye stil kazandıran adam
Sultanahmet Four Seasons, The Sofa Otel, Radisson İstanbul gibi önemli otellerin mimarı olan Sinan Kafadar, şimdi de Çırağan Devlet Konukevi'nin yerine Four Seasons Bosphorus'u inşa ediyor.
- Son dönemde İstanbul'da yapılan birçok otelde imzanız var. Dünyada otelcilikte nereye doğru bir gidiş var, insanlar bir otelden neler bekliyor? - Eskiden Hilton otellerinin felsefesi şuydu; gelen müşteriye kendi ülkesindeki kültürü hissettirebilmek, o kültürü yaşatabilmek. Bu kadar çok uçak bağlantısı olmadığından, insanlar gittikleri yerde uzun süre kalıyorlardı çünkü. Oysa artık uçak yolculuğu çok yaygınlaştı. Üstelik gittiğimiz yerde çok kısa süreli kalabiliyoruz. O yüzden de bir iş seyahati için gelmişse, kişi gündelik hayatındaki konforundan, bağlantılarından uzaklaşmak istemiyor. Örneğin, şimdi biz Four Seasons Bosphorus'daki odalara iPod bağlantısı olan bir televizyon koyuyoruz. Dileyen getirip bağlayabilir... Kısaca dünyada otelcilik anlayışında bir modernleşme var dünyada. Kişi bulunduğu ülkeye ait otantizmi de hissetmek istiyor ama bir miktar, fazla değil.
- Bir de son yıllarda çok popüler olan bir HIP (Highly Individual Place- Kişiye özel mekânlar) otel kavramı var. Sizce bu geçici bir şey mi, yoksa HIP oteller daha da yaygınlaşacak mı dünyada? - Bu kalıcı bir şey, zaten karakter farklılıkları olduğu sürece HIP otel de olacaktır. Aslında bu ürün çeşitliliğinin yarattığı bir durum. Adı üzerinde Highly Individual, yani fazlasıyla kişiye özel mekânlar HIP oteller. Kimisi teknoloji meraklısıdır, çok fütüristik bir yerde kalmak ister. Örneğin öyle oteller var, her şeyi bir düğmeye basarak yapıyorsunuz. Kimisi de altın kaplama, oymalı bir musluktan yıkamak ister ellerini... O yüzden HIP deyince, yeni olduğu için ille modern bir otel gelmesin insanların aklına.
- Kişisel bakım ve spor aktiviteleri de insanlar için çok önemli günümüzde. Örneğin spa'sız bir büyük otel düşünmek çok zor artık sanırım, öyle değil mi? - Spa vazgeçilmez bir unsur dediğiniz gibi. Ancak iki çeşidi var. Biri şehir spa'sı; yani kapalı mekanlarda günlük bakımlar alabileceğiniz yerler, diğeri resort spa'sı; yani bazı masajların açık havada yapıldığı spalar. Örneğin biz Four Seasons'da 2500 metrekarelik bir spa inşaa ediyoruz ve bu İstanbul'daki en büyük spa alanı. Bir şehir spası olarak yurtdışındaki hiçbir benzerini aratmayacak özelliklere sahip bir yer olacak.
- Projesini üstlendiğiniz bir yerin mimarisine, nasıl dizayn edileceğine karar verirken neleri göz önünde bulundurursunuz? -Ben tamamen mantığı anlamaya çalışıyorum. Örneğin "Bu otelde kime hizmet verilmek isteniyor, buraya gelen insanlar ne amaçlı geliyor," diye düşünüyorum öncelikle. Bizim işimizde hem bulunduğunuz zaman dilimine göre hareket edebilmek, hem oluşabilecekleri hayal edip şimdiki zaman diliminin ötesine geçebilmek önemli. Mesela şu an bu otele duvarlarını yıkmadan, prizleri değiştirmeden internetten film seyretmenizi sağlayacak birer kablo koyduk. Teknoloji buna ne zaman elverir bilmiyoruz ama bir gün mutlaka olacak. Biz buna hazırlıklı olmalıyız.
İLKNUK K. AKMAN
|