| |
"Bilgi kirlenmesi" mi yoksa "Aldatma oyunu" mu?
Hrant Dink suikasti ertesinde medyaya yoğun haber akışı, bazılarına göre "Bilgi Kirlenmesi" ne neden olmakta. Hatta bazı meslektaşlarımız, okurlara "Gözlerinizi ve kulaklarınızı haber kirliliğine kapatın ki, kirlilik tasfiye olsun" doğrultusunda öğütler vermeye başladı. Bazı gazeteler de başlıklarında "Bilgi kirliliği sonunda elinde silahla yakalanan Ogün Samast unutturuldu" şeklinde değerlendirmeler yapmaya başladılar. Bizim mesleğin temel kurallarından biri "Hiçbir haber gazeteciye gökten inmez. Haberi mutlaka birileri verir" şeklindedir. Bir haberi bir gazeteciye veren kişilerin, farklı amaçları olabilir. Örneğin bir katilin yakalanması haberini ilişkide olduğu gazeteciye veren polis, kendi başarısının da duyurulmasını amaçlayabilir. Ya da bir haberi veren kamu görevlisi, rakibi olan kişinin veya mensubu olduğu kurumla bürokratik iktidar kavgası sürdüren bir diğer kurumun, bu haberle kamuoyu önünde zor duruma düşmesini de amaçlayabilir.
ALDATMA OYUNU İyi ve gerçekten araştırmacı gazeteci, kendisine verilen veya sızdırılan haberin kaynağının, bu haberi hangi amaçla verdiğini veya sızdırdığını da bilir. Aslında bilgi ve haber kirliliği sadece okurlar ve bazen gazeteciler açısından vardır. Bu bilgilere sahip olan istihbarat uzmanları ve bu uzmanların istihdam edildiği kamu kurumları ise, hangi bilginin "Kirletme" amaçlı olduğunu ve hangilerinin de "Doğru" olduğunu bilirler. Çünkü neticede zaten bütün bilgileri onlar medyaya vermektedirler. Ve ayrıca, bir ülkede medyaya verilen veya sızdırılan haberlerin tek kaynağı da yerli kurumlar olmayabilir. Dış ülkelerin istihbarat örgütleri de bilinçli bir "Bilgi kirlenmesi" ni planlayabilirler. Buna İngilizce'de "Deception Game" yani "Aldatma oyunu" denilir ve bu "Oyun teorileri" içinde bile yer alan bir modeldir... Biz kendi dünyamıza öncelikle baktığımız zaman kamu kurumları arasında öteden beri gelen çekişmelerin, zıtlaşmaların ve hatta kavgaların var olduğunu görebiliriz. Bunlar yöneticilerin bazen ideolojik bazen siyasal farklılıklarından kaynaklandığı gibi, zaman zaman da doğrudan iktidarı ve gücü ele geçirmeyi amaçlayan üst bürokratların ihtiraslarından da kaynaklanmıştır. "Devlet içinde devlet" tanımına uyan örgütlenmeler de, bu çizgide oluşmuştur. Bu gibi durumlarda "Anayasaya sadakat" yerine "Örgüte sadakat" ağırlık kazanmıştır.
BİLGİ KİRLİLİĞİ Eğer şu anda medyadan kaynaklanan bir "Bilgi kirliliği" varsa, yapılması gereken gözleri ve kulakları kapatmak değil, "Aldatma oyunu" nun rejisörlerinin hangi kurumları temsil ettiklerini anlamaya çalışmaktır. Anayasal demokrasinin özünde farlılıkların birlikte yaşamasının bulunduğu Türkiye Cumhuriyeti'nde, kim hangi amaçla bu ülkeyi ırkçılığın egemen olduğu bir görüntüye bürümek isteyebilir? Toplumdaki bir avuç Ermeni vatandaşı hedef alan kin ve öfkenin, daha dramatik ve büyük farklılıklara yönlendirilmesi halinde, bundan kimler yararlanır?
TABLO BOZULDU Neticede Hrant Dink'in cenaze töreninde sergilenen olgun ve her kesimi kucaklayan tavır, Türkiye'nin dünyadaki imajını değiştirmişti. Ama çok kısa sürede bu imaj tahrip edildi. Türkiye şimdi Nobel ödüllü yazarının yaşamaktan korktuğu, çeşitli illerde yaşayanların diğer illerde yaşayanları "Ötekiler" gibi gördüğü bir ülke görünümünde. Demokrasi farklı görüşlerin karşılıklı söylendiği ve daha önemlisi dinlenildiği bir rejimdir. Ama şimdi Türk demokrasisinde farklı görüşlerin sahipleri, kelimelerini bir kurşunu silahın namlusuna sürüp tetiği çekercesine "Son söz" müş gibi karşıtlarına gönderiyorlar. Eğer dış kaynaklı odaklar Türkiye'yi bölmeyi amaçlıyorlarsa, bu tablo onların işine kesinlikle yarar. Yok eğer gerçekten bilgi kirlenmesinin arkasında bürolarının iktidar savaşını veren bürokratik derebeylikler varsa, bu tipik bir mesleki deformasyondur. Siyaset hizmete dönük bir rekabetin alanı olacak yerde, bir "Rejim kavgası" nın konusu edilmek isteniyor. Siyasi iktidarlar bu bozuk tabloyu sona erdirecek adımları kararlılıkla atmazlarsa, geçmişteki muktedir olamamış iktidarların başına gelenleri benzer şekilde yaşarlar.
|