|
|
 |
 |
 |
|
 |
|
  |
|
'Lagendijk özür dile'
Ağar, "301'inci maddeyi kaldırın" diye mektup yazan Lagendijk'e "Türklük, bir kanun maddesinin küçücük kanatları altına sığmayacak kadar büyük bir kavramdır" derken, Erkan Mumcu "özür dilemesini" istedi.
Başbakan Tayyip Erdoğan ve CHP lideri Deniz Baykal'a birer mektup yazarak "301'inci maddeyi kaldırın" diyen Türkiye- AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk'e tepki var. Erdoğan ve Baykal'a hitaben yazdığı açık mektupta Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesinin değiştirilmesini isteyen Lagendijk, "100 binden fazla insanın katıldığı cenaze merasiminin ardından, artık harekete geçme zamanının geldiğini" belirterek, "Türk basınının 301'inci maddenin tamamen değiştirilmesi ya da kaldırılması yönündeki birçok çağrısına ikiniz de benzer şekilde tepki verdiniz" dedi.
TAZİYE
VE TEPKİ
Dün DYP lideri Mehmet Ağar ile DYP Genel Başkan Yardımcısı Serdar Tosun'un vefatı nedeniyle taziye ziyaretinden bulunan Anavatan Lideri Erkan Mumcu arasında yapılan görüşmede Lagendijk'in yazdığı bu mektuba tepkiler dile getirildi. Ağar, "Benzer maddeler Avrupa hukuku içinde de bulunmaktadır" hatırlatmasını yaptı. "Türklüğün yüce bir kavram olduğunu" belirten Ağar, "Türklük, bir kanun maddesinin küçücük kanatları altına sığmayacak kadar büyük bir kavramdır. Türkiye'nin kendi ihtiyaçları ile evrensel ve AB hukukunun gerçekleri arasındaki bir dengeyi örtüştürebilir" yorumunda bulundu. Anavatan Genel Başkanı Mumcu ise Lagendijk'ten "özür" dilemesini isterken şunları söyledi:
BÜYÜK BİR AYIP
"Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ya da Türkiye'nin ana muhalefeti bir Avrupa Birliği bürokratına muhatap kılınamaz. Bir AB bürokratının başbakan ve ana muhalefeti muhatap alan mektuplar yayınlamasını uygun bulmuyorum. Özür dilenmesi gerekir. İkincisi 301. madde gibi hassas bir konuda yazmasıdır. Bu daha büyük bir ayıptır. 301'nci madde meramını gerçekleştirmek bakımından arızalı bir yasadır. Bugün Türklük kavramı karşısında gösterilen tepkisel tutum ve Türkiye'ye yapılan dayatmacı tavırlar bugün bunu değiştirmenin ne yeri ne de zamanı olduğunu gösteriyor. Türkiye zamanını kendinin tayin edeceği, biçimini kendisinin tayin edeceği bir düzene erişinceye kadar bu konu konuşulmamalıdır bile."
ANKARA
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
