|
|
|
|
Merhametli, kendisiyle barışık ve güçlü olsun
2005 yılında 'Türkiye Güzeli' seçilerek kraliçelik tacı takan Hande Subaşı aşksız yaşayamayacağını söyledi ve bir erkekte aradığı özellikleri tek tek sıraladı: Ağırbaşlı, merhametli, güçlü, olgun ve kendiyle barışık olsun.
2005 yılında Türkiye güzeli seçilen, aynı yıl katıldığı Dünya Güzellik Yarışması'ndan ise Erol Albayrak'ın tasarladığı kıyafetiyle 'en iyi kostüm' ödülünü alarak dönen Hande Subaşı, hem mankenlikte hem de oyunculukta emin adımlarla ilerliyor. Güzelliğiyle erkeklerin aklını başından alan 23 yaşındaki kraliçe, aşksız yaşayamacağını ve çok kolay aşık olabildiğini söylüyor. İşte Subaşı'dan kraliçeliğe, hayata, aşka ve erkelere dair ilginç yorumlar...
HAYAT ENTRİKALARLA DOLU * Çocukluğumda en büyük hevesim kraliçe olmaktı. Hayalim gerçek oldu. Gerçek kraliçeler eski İstanbullular'a benziyor. Hani; 'Eski İstanbullu kalmadı' denir ya, işte bunun gibi... Kraliçeler bir kişiliktir aynı zamanda. Yalnızca güzellik değildir. Birçok kişi; "Güzellik kraliçeliği de neymiş? Boş!" diyebiliyor. Oysa sadece güzel olduğunuz için seçilmiyorsunuz. Taçlandırılmak için karakteriniz, eğitiminiz, görgünüz test ediliyor. Arkası boş bir unvan değil o yüzden. Eskilerin 'saray terbiyesi' dedikleri kavramın uzantıları var. *
Hayat bir entrika. Mücadele, para hırsı, bir adım öne çıkma içgüdüsü olduğu sürece entrika da olacaktır. Özellikle görsel mesleklerde çalışanlar için bu tehlike hep var. Kimi iyi yolu seçer kimi kötüyü. Ben kendimi biraz geride tutuyorum. Hırslı bir insan değilim. Birine bir iğne batırırsam; bana on kişi batırır. O yüzden kendimi böyle bir pozisyona hiç sokmadım. * Politik değilim. Nabza göre şerbet veremiyorum. Ankaralı'yım. Üç yıldır İstanbul'da yaşıyorum. Beni değiştiren bu şehir oldu. Çocukluğumdan beri dişli ve otoriter bir yapım yoktu. Oysa hayat mücadelesine girince, bu kavramlar hayatımda da dozunda yer almaya başladı.
AŞIRI KISKANÇLIĞA GELEMEM * Duygusalım, romantiğim. Çok zor aşık olmam. Her daim aşkı yaşamak isteyen biriyim. Kendimi aşktan mahrum etmem. Hep mutlu aşklar yaşamadım. Aşk biraz da acı çekmektir. Mantığın olmadığı, gözü karartan, sevginin ve tutkunun çok ağır bastığı bir duygu. Yaşadığım hiçbir ilişkiden pişmanlık duymadım. Büyük bir aşk yaşayıp yaşamadığıma karar verebilmem için daha çok erken ama yaşarken her aşk en büyük aşk geliyor insana. * Erkek kesinlikle güçlü olmalı. Benim için birlikte olduğum erkeğin diğer kişilerle beşeri ilişkileri önemli. Merhametli ve güçlü olmalı. Ruhen ve fiziken uyumlu olmak şart. Birlikte olduğum erkeğin yerine göre davranması çok önemli. Ağırbaşlı ve olgunken, aynı zamanda rahat da olabilmeli. Ciddi ve kendiyle barışık olmalı. * Bana müdahale edilmesini hiç sevmem. Çok ileri gidildiği zaman hiçbir şeyi gözüm görmüyor. Ne aşkı, ne de ilişkiyi... Biraz kendime dönüğüm o anlamda. Mutlu olmadığım bir birlikteliği asla sürdürmem. Bugüne kadar kıskanıldım. Dozu çok önemliydi benim için. Her kadının hoşuna gider kıskanılmak ama müdahale boyutuna geçtiğinde orada olamam. (Marie Claire)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|