Türkiye'de son iki yılda 22 aracı kurum el değiştirdi. Bu kurumlardan 17'sini yabancı, 4'ünü yerli kurumlar, birini de yerli-yabancı konsorsiyumu aldı. Son bir yılda el değiştiren aracı kurum sayısı ise 14 oldu.
Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB) Başkanı Metin Ayışık, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, aracı kuruluşlara ilginin devam edeceğini belirtti.
Ayışık, ''Şu ana kadar küçük boydaki aracı kurumları aldılar. Bundan sonraki dönemde orta ve büyük ölçekli aracı kurumlarla ilgilenecekler ve bu ilgilenmenin bir kısmı da stratejik ortaklık şeklinde olacak'' dedi.
Ayışık,
sektördeki pastanın henüz 106 aracı kurum için yeterli bir pasta olmadığını, yeni aracı kurumların gelmesiyle bu piyasanın daha da derinleşeceğini vurguladı.
Başlangıçta bankaların el değiştirmesiyle aracı kurumların el değiştirmiş olduğunu, şimdi salt aracı kurumların el değiştirme sürecinin yaşandığını ifade eden Ayışık, ''El değiştirmelerde bir sıkıntı görmüyoruz. Piyasanın daha da büyüyeceğini düşünüyoruz. Yeni aracı kurumların gelmesiyle yeni ürünler olacak. Yurt dışı ile iş yapma olanakları daha da artacak ve piyasa daha verimli hale gelecek'' diye konuştu.
Yabancıların kurumsal finansman piyasasında, yatırım bankacılığı piyasasında yeni ürünlerle birlikte Türkiye sermaye piyasasında çok önemli bir gelişme olacağını gördükleri için geldiklerini belirten Ayışık, şunları kaydetti:
''Bunlar, şirket evlilikleridir, birleşmelerdir, özel sektör tahvilidir. Hatta tutsat (mortgage) çıktıktan sonra tutsattaki sermaye piyasası araçlarıdır. Bütün bunlarda büyük gelişmeler olacak. Şimdiden Türkiye piyasasında aracı kurumlar olarak yer alıyorlar. Aracı kurumların şu anda fiyatları da cazip geliyor. O nedenle özellikle 2006'da önemli bir şekilde yabancılar aracı kurum aldılar ve almaya devam ediyorlar.''
Küçük şirketlerin sektörün dışına çıkmak istediklerinde tasfiye konusunda sıkıntılar yaşadıklarını, bürokratik sıkıntılarla karşılaştıklarını belirten Ayışık, şu anda bu kuruluşların yabancıların ilgisiyle rahatlıkla sektörün dışına çıkabildiklerini, ortaklarına şirketi devredebildiklerini de vurguladı. Metin Ayışık, ''Biz aracı kurum sayısında bir düşüş veya yükseliş beklemiyoruz ama bu el değiştirmeler devam edecek'' dedi. ''YENİ ÜRÜNLERLE YATIRIMCI SAYISINDA ARTIŞ BAŞLAYACAK''
Türkiye'deki yatırımcı sayısının düşük olduğunu, 2000 yılından bu yana 1 milyon 400 binden 900 binlere kadar düşen yerli yatırımcı kısmı bulunduğunu belirten Ayışık, Borsada yerli yatırımcıların payının yüzde 33'e kadar gerilediğine dikkat çekti.
1994'ten bu yana her kriz sonrası yabancı yatırımcı payının arttığını vurgulayan Ayışık, ''Yerli yatırımcının bu kadar yüksek olan reel faizlerde daha kısa vadeli düşündüğünü görüyoruz. Uzun vadeli yatırımcı olamıyor, daha kısa vadeli yatırımcı oluyor. Mevduata, dövize kayıyor. Tabii tasarruf etme imkanı da yok yerli yatırımcının. Olan tasarrufunu korumak için de parasını yüksek faize ve sabit getirili enstrümanlara yöneltiyor. Hazine bonosu devlet tahvili, mevduat veya döviz gibi enstrümanlarda kalıyor'' dedi.
Metin Ayışık, yerli yatırımcı sayısındaki düşüşün artık durduğunu, bundan sonra yeni ürünlerle birlikte yatırımcı sayısında artış başlayacağını kaydetti.Ayışık, ''Bu sene yeni kurulacak yatırım fonları var. Bu güvenceli yatırım fonları mevduata rakip olabilecek fonlar. Yatırımcı belli bir garanti veya korumalı olan yatırımları daha çok tercih edecektir'' diye konuştu.