|
|
Reyting belasına bulaştım!
EVET, hem de fena halde bulaştım. Meğer televizyon yapımcıları gibi her sabah "reyting raporu" beklemek ne fenaymış?.. Efendim, bizim şirketin bilgi işlem merkezi, Sabah yazarlarının başına bir çorap ördü ki sormayın. Artık internet sitemizde özel şifremizi kullanarak "ne kadar okunduğumuzu" görebiliyoruz. O gün yazdığımız yazı, aylık ortalamanın altında mı üstünde mi tık'lanmış? Bizi ne kadar kişi okumuş? Eğer karşımıza çıkan sayı 100'ün altında ise anlıyoruz ki, ortalamayı tutturamamışız. Yok eğer 100'ün üzerinde ise değmeyin keyfimize... Şimdi her sabah ilk işim bizim siteye girip, şifremi yazmak. Neredeyse her 15 dakikada bir girip, bakıyorum. Bu reyting belası öyle bir şey ki insanı müptela ediyor. Siteye girip, çıkmaktan yazılarımı şişirir oldum! Yazımın yanındaki yukarıyı gösteren küçük yeşil ok, okur sayısının yükselişini ifade ediyor. Burnu aşağıya bakan kırmızı ok ise kabus olarak rüyalarıma giriyor!.. Şimdi her sabah karne bekler gibi AGB'- nin reyting ölçüm raporlarını bekleyen yapımcıları, yönetmenleri, sunucuları, oyuncuları çok daha iyi anlıyorum... Neyse ki bu aralar Yakından Kumanda pek yakından izleniyor. Ama bu iş sadece kağıt üzerinde kalmamalı. En çok tık'lanan yazarlar ödüllendirilmeli, en az hit'i alanlar cezalandırılmalı. Buradan sevgili Fatih Altaylı'la naçizane bir önerim olacak. Eğer günün en fazla okunan yazarı ben isem, otomobilimi gazetenin otoparkına koyabilmeliyim. Yok en az okunanı isem, kapalı garajdaki diğer yazarların otomobillerini yıkayayım. Nasıl ama?
|