|
|
Polislere yüklenirken...
HRANT Dink cinayetinden sonra medya topluca emniyet birimlerine yüklendi. "Hrant niye korunmadı? Niye cinayeti önleyecek istihbarat toplanamadı? Santoro cinayeti aydınlatılsaydı, Hrant ölmezdi" diye... Bunların tartışılmasını, demokratik toplum bilincinin gelişmesi adına gerekli buluyorum. Ancak perşembe günü bu ülkenin polisi, bir saldırganı Esenler Otogarı'nda 15 kilo patlayıcıyla yakaladı. Bu hain kan dökücü, İstanbul'un iki büyük alışveriş merkezine bomba koymayı planlıyordu. Polis, belki de onlarca kişinin canına mal olacak, ülkeyi yeni bir kaosa sürükleyecek, şer yuvalarının ekmeğine yağ sürecek bu organizasyonu zamanında fark etmiş ve önlemişti. Gazetelere, televizyonlara baktım. Ertesi gün köşe yazılarını didik didik ettim. Bir Allah'ın kulu da "Helal olsun polise" yazısı yazmadı!.. Tamam, emniyeti sağlamak polisin başlıca görevidir. Bunun için her zaman alkış gerekmeyebilir. Ama üç paraya hayatları pahasına görevlerini yapmaya çalışan bu insanların arada bir de olsa sırtlarını sıvazlasak olmaz mı? Hele moral desteğe en çok ihtiyaçları olan şu günlerde... Yermeye ve germeye gelince elimizi hiç de korkak alıştırmıyoruz. Peki ya "sevmeye" gelince?..
|