|
|
Ağzıma fermuar çektim
Kadın-erkek ilişkileri için bir formül yok. Evlilik için de hiçbir ilişki birbirine benzemiyor. Dolayısıyla bir ilişkiden diğerine geçerken tecrübeler de işe yaramıyor. Peki bir ilişkiyi yürütmek için, o ilişkinin sorunsuz olması için ne yapmak gerekiyor? Yani evlilikte ya da kadın-erkek ilişkisinde devamlılık olması için, mutlu olmak için geçerli bir formül var mı? İşte sorumuz bu? Bu soruyu sordum, çünkü konuyu Yeşim Salkım'a getiriyorum. Biliyorsunuz, İlker İnanoğlu ile evliliğinde birtakım sorunlar yaşıyor. Sorun küçük olabilir. Önemli olan sorunun büyükmüş gibi görülmesi ya da gösterilmesi. Çünkü Yeşim Salkım, sorunun küçük olduğuna ama medya tarafından büyütüldüğüne inanıyor. Dün telefonda konuşurken bu konu hakkında ne kadar dolmuş olduğunu fark ettim. Bakın neler söyledi: "Biz birbirimizi hâlâ seviyoruz. Ama iş yoğunluğundan dolayı birbirimizi göremez olduk. Her evlilikte böyle şeyler yaşanır. Bunları aşacağız ama benim üzerime bu kadar gelinmesini anlayamıyorum. İnsan biraz saygı bekliyor. Niçin herkes bizim olayımıza boşanma diye bakıyor? İnsanlar kavga edemez mi? Artık yeter. Bunlar beni sağlığımdan etti. Çok yıprandım." "Peki" dedim, "Medyaya suçu yüklüyorsun ama kendine bakmayı hiç denedin mi? Güzide Duran ile kavgalarınız, 'Kocamın tapusu bende' sözleri... Bunlar olmasa, senin evliliğin bugün bu kadar çok konuşulur muydu?" "Artık konuşmayacağım. Ağzıma fermuar çekerek duracağım" dedi İşte bu. Formül belki de bu. Konuşmamak yani özel olan bir şeyi genele çevirmemek... Çünkü evlilik iki kişilik bir şeydir. Dışarıdan başka sesler duyulmaya başladığı anda kendi sesinizi duyamaz olursunuz. Dün sabah 'Herkes Yanlış Biliyor'da konuğumuz olan Tülin Şahin, mutlu evliliğinin formülünü anlatırken çok güzel bir şey söyledi. Eşi Mehmet onunla tanıştığında, yakın çevresine "Ben Tülin'in yalnız olmasını sevdim" sözleriyle dile getirmiş. Yalnızlık ne demek biliyor musunuz? Başkalarının ağırlığını, seslerini, sözlerini, yargılarını taşımamak demek. Tek olmak, kendin olmak demek. Hayatına başkalarını ortak etmemek demek... İşte belki de formül bu. Yeşim Salkım ile İlker İnanoğlu'nun da içinde yer aldığı bu kalabalık dünya içinde, tüm kalabalıklara rağmen yalnız olmayı becerebilmek. O zaman ne kimse sizi konuşuyor ne de siz hayatınızda yürümeyen şeylerin nedenini başka yerlerde arıyorsunuz. Sorunu aranızda çözüyor, yolunuza devam ediyorsunuz. Bu anlamda Yeşim Salkım'ın artık konuşmamaya karar vermesi, "Artık ağzıma fermuar çektim" demesi iyi bir şeydir. İnşallah onun için her şey güzel olur.
|