| |
|
|
İsmail Cem
İyi bir gazeteci ve yazar, kıymetli bir dost, inançlı ve iddialı bir siyasetçi, bütün sorunların diyalogla çözüleceğine inanan değerli bir devlet adamıydı. Nur içinde yatsın.
Galatasaray'ın önemli maçlarında dostlarını "Dışişleri konutuna" davet ederdi. Maç, yemek, sohbet, siyaset için. Kin gütmezdi. Birleştirmeye çalışırdı, bölmezdi.
Bülent Ecevit'in hastalığı ilerleyince, çok kişi "senaryo yazmaya" başladı: "Ecevit partiyi ve başbakanlığı İsmail Cem'e bıraksa" diye... Eğer "Ecevit" o zaman bıraksaydı... Türkiye "erken seçime gitmezdi." Ve siyasi harita çok daha farklı şekillenir, siyasi tarih daha farklı yazılırdı.
Sonunda Cem ve arkadaşları "yuvadan koptular." "Yeni bir partiye" yelken açtılar. Kaptan köşkünde Cem vardı. Cem kaptanlığı Kemal Derviş'e bıraksaydı... Ya da Derviş, Cem'i yarı yolda bırakmasaydı... 2002'de "oy dağılımı" çok daha farklı olurdu.
Neyse bunlar geride kaldı. Ortada ise tek gerçek: Bütün canlılar bir gün ölümü tadacak. Türkiye iyi yetişmiş bir devlet adamını, verimli bir çağında kaybetti.
|