|
|
"Vuruldum baba, galiba ölüyorum"
Samanyolu TV'de pazar gecesi Ölümsüz Kahramanlar adıyla bir program başladı. Güneydoğu'da şehit düşen kahraman askerlerimizin dramını hem canlandırmalarla ekrana taşıyor hem de ana babalarının, kardeşlerinin, silah arkadaşlarının tanıklığında naklediyor. Önce ihtiyatla yaklaştım. Asker acısından reyting damıtmaya çalışan benzer programlardan olabilirdi. Ya da kahramanlık öyküsü adı altında silahlı kuvvetleri sanki acz içindeymiş gibi gösteren "gizli mesaj yüklü" bir program... Her ne olursa olsun, yüreğim dağlanarak izledim. 2005 yılında Şırnak Uludere'de çıkan çatışmada yaralandıktan sonra cep telefonundan babasını arayıp, "Ben vuruldum baba, ölüyorum. Hakkınızı helâl edin. Anneme söyle, ağlamasın" diyerek şehit olan er Oğuz Parparoğlu'- nun öyküsü anlatıldı. Haberi gazetede okumaya hiç benzemiyordu. Yüreği paramparça babanın, gözü yaşla ananın o dakikayı anlattıkları sahneye güç dayandım. Annesi, oğlunun sesini duyduğunda "Kaç hemen oğlum, saklan. Bir delik bul, saklan!.." diye haykırmıştı. Oğlu, "Kaçamam anne, vücudumu hissetmiyorum ki" demişti son nefesinde... Sonra silah arkadaşları konuştu. Kızkardeşi, yavuklusu gözyaşı akıttı... Aklıma, programı izleyen şehit aileleri geldi. Dahası, oğlu Güneydoğu'da askerlik yapan aileler... O anda neler hissettiklerini anlamaya çalıştım. Ama daha fazlasına dayanamadım. Show TV'ye geçtim. Orada Sema Çelebi, "O şimdi asker, canı neler ister" ile şöhret olan Tuğba Ekinci'ye fırça atıyordu: "Askerleri önüne mi aldın arkana mı bilmiyorum ama..." Hangisi yüreğimi daha çok acıttı, bilemedim...
|