ABD'den sperm gelmiş, evde bir bayram havası!
Farkında mısınız, artık ülkemizde bir spermle gündem yaratılıyor ve yine aynı spermle flaş bir gelişmeyle ünlü olunabiliyor. Fazla çaba harcamaya gerek yok. Yeter ki hamile kaldığınız sperm Amerikan malı olsun....
Efendim, bilmem takip ettiniz mi, gazetelerde ve pek çok internet sitesinde bir haber hızla yayıldı. Durum özetle şöyleydi: "Mankenlik ve dizilerde oyunculuk yapan Leyla Kömürcü, ABD'deki bir sperm bankasından aldığı spermle hamile kaldı..." Olayın maddi boyutu, haberlere göre farklılık arz ediyordu; kimine göre spermin maliyeti 5 bin, kimine göre de 25 bin dolardı. Daha sonra, Leyla Kömürcü Hanım'ın Amerikan spermiyle hamile kalmadan önce Yunan adası Mikonos'a 'kız kıza' tatile gittiği haberleri çıktı. 'Kız kıza' dans ederken çekilmiş fotoğrafları ortalığa saçıldı... Sanki tüm paparazziler onun peşindeydi ve bir sır ortaya çıkmıştı... Belli ki önceden hazırlanmış bir skandal senaryosu, biz mal kullara kademe kademe zerk ediliyordu. İyi de, bu Leyla Kömürcü Hanım kimdi ve onun genel durumundan bize neydi?..
CEM ÖZER'DEN SÜPER ESPRİ Kısa bir araştırmadan sonra öğreniyoruz ki, Leyla Hanım uzun süredir oyunculuk yapmaya çalışıyor ve fakat figüranlığın ve yan rollerin ötesine geçemiyormuş. Şahsen araştırdım, mankenlik olayına hiç rastlayamadım. Belki bazı mankenlik, fotomodellik girişimleri de olmuştur. Bir zamanlar bu Televole/Uçankuş ekibinin, magazin programı aralarında verdiği 'Kördüğüm' adlı, hakikaten izleyeni boğum boğum boğan ve düğümleyen bir tuhaflığı vardı ya, orada oynamış Leyla Hanım. Hatta Uçankuş'un 'iftar yemeği'nde falan da bulunuyormuş. Şöyle bir habere rastladım mesela internette dolaşırken: "Popstar yarışmasında birinci olan Abidin ise dansa kaldırdığı oyuncu Leyla Kömürcü'yü iftar sofrasının üzerine yatırarak, 'Bu kadar da olmaz' dedirtti. Dans ederken kendinden geçen Abidin, Kömürcü'nün az daha belini incitiyordu." Neyse işte, Leyla Hanım böyle uvertür rollerde şansını denemekten sıkılmış olacak ki, birden bire şu Amerikan spermi işiyle flaş bir giriş yaptı gündemimize. Anlaşılan o ki, şişirme gündem ve kahraman yaratma konusundaki kabiliyeti ispatlanmış Can Tanrıyar ekibinin son numaralarından biri Leyla Hanım ve sperm olayıydı... Bu işin müşterisi de çok tabii. Saba Tümer ve Cem Özer'in birlikte sunduğu tuhaf sabah programında, bir sürü acayip lafın arasında, Cem Özer, "Ya banka spermi geri isterse?!" gibi bir 'espri' de yaptı ya, artık ölsem de gam yemem mesela. Sahi, Cem Özer nasıl çıkıyor sizce televizyonlara? Bu seviyeyle biz onun uzaya çıkması gerektiği kanaatindeyiz halbuki... ('Biz' derken, kamu vicdanından söz ediyorum, haddim olmayarak.)
GONGU DUYDUNUZ, SÜRE BİTTİ Aslında şu Uçankuş dünyasını da başlı başına ele almak lazım bir gün. Ama sabredemeyip burada da bir-iki laf edeceğim. Bir kere, şu Kenan Erçetingöz'ün sıfatını çok takdir ettiğimi söylemeliyim: Yaşam analisti! Yaşam tahlili yapıyor yani. İdrar tahlili gibi, önce yaşamı alıyor, içindeki partikülleri ayrıştırıyor, tam teşhise geçecek, 'dış ses'ken kaptığı koltuğu iyi muhafaza eden gongçu arkadaş gongu çalıyor, iki dakikalık sürenin bittiğini haber veriyor. Böylece teşhis ve tedavi güme gidiyor; programda milletimizin geri kesim ortalamasını gururla temsil eden Bekir Hazar öyle acayip acayip bakıyor, Tuğba Özay ise etmiş olduğu çok önemli lafların stüdyoda yeterince takdir edilip edilmediğini anlamaya çalışırken başka bir konuya geçiliyor. Artık herkes bu 'yaşam analisti' gibi sıfatlardan icat etmeye başladı. Misal, İlhan Uçkan adındaki hanım da 'ilişki uzmanı', 'ilişki oyunları gurusu' gibi isimlerle anılıyor. İleride bu hanıma da değineceğiz inşallah... Yani anlayacağınız, birileri, olmayan meslekler icat edip, bu 'soyut' mesleklerden somut somut para kazanabiliyor. Televizyonlara çıkıp, aslında pek bir oyunu olmayan 'soyut' bir oyuncunun, Amerika'dan aldığı söylenen bir spermle hamile kaldığı 'soyutlama'sı üzerine saatlerce laf cambazlığı yapmaları da gayet mümkün. Hayır, biz bunları yakın çevremizde konuştuğumuz zaman, "Kes şu geyik muhabbetini!" nümayişleriyle karşılanıyoruz, ona bozuluyorum. Tamam, tamam, kesiyorum...
SAMİ TOSUN
|