|
|
Buz üstünde çirkin mahalle kavgası
BUZDA Dans jürisi, kendilerini eleştiren yazarlara çemkirdi. "Biz bu sporu çocuklara sevdirmeye çalışıyoruz. Olaya bir de buradan bakın" dediler. Bu yarışmayla pek çok küçüğün bu sporu tanımaya başladığına şüphe yok. Benim kaygım, yanlış tanımaları!.. Minik beyinlerin buz dansını, jüri ile yarışmacıların birbirlerine nanik yaptıkları, "terbiyesiz" diye azarladıkları, popolarını sallayıp, aşağıladıkları, torpil yapmakla suçladıkları bir garabet gösterisi olarak algılamaları... İşte bu haftadan notlar: Okan Karacan, Mehmet Aslan'ın annesiyle iyi arkadaş olduğu için ona torpil yapmakla suçladığı jüri üyesi Sema Çelebi'ye "Bu hafta sizi annemle hamsi tava yemeye bekliyoruz" dedi. Sema Hanım sinirlendi. "Ben hamsi tava değil yerde oturup, peynir-ekmek yemeyi de bilirim. Lütfen terbiyesizce konuşmayın" diye yanıt verdi. Çelebi hızını alamayıp, devam etti: "Siz şakşakçılarınızdan yine oy alabilirsiniz ama biz burada performans değerlendiriyoruz!.." Okan, kükredi: "Siz şimdi beni destekleyen halkımıza şakşakçı mı diyorsunuz?" Asıl kıyamet ise Tuğba Ekinci pistteyken yaşandı. Tuğba "Bu sarı perukla kendimi aptal sarışınlar gibi hissediyorum" diyerek jürinin iki sarışını Sema Çelebi ve Ayşe Arman'a göndermede bulundu. Tuğba'nın şımarık hareketleriyle deliye dönen Sema Çelebi ise "Askerleri önünüze mi arkanıza mı aldınız bilemiyorum ama onlar kutsal varlıklarımızdır. Onların ismini ağzınıza alırken dikkat edin. Eğer devreye girerlerse kötü olursunuz" deyiverdi. Ben hem bir televizyon eleştirmeni hem de spor yazarı olarak buz dansının tanınmasına yardımcı olan bu organizasyonu destekliyorum. Ama buz üstünde ucuz mahalle kavgası yapılmasına da sonuna kadar karşı duracağımı tekrarlıyorum.
|