Güvercinin vedası
Cansız bedeni kaldırıma uzanmış. Üzerine ilk anda örtülen gazete kağıdı da kefeni olmuş. Kanı, mürekkeple bütünleşmiş. Sonra beyaz bir kağıtla değiştirilmiş üzerindeki örtü... Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı'nın katledilmesinin hemen ardında rastladığımız görüntülerdeki gibi... Hrant Dink'te de tablo değişmemiş. Demek böyle oluyor gazetecinin ölümü... Sonrasında da değişen bir şey olmamış... "Kanı yerde kalmayacak, Türkiye'ye sıkılmış kurşundur, bu bizi kaynaştıracaktır, arkasında kim varsa ortaya çıkarılacaktır" söylemlerinin ötesinde... Umduğumuz gibi görüntüsünden sonra dün gece de tetikçinin kendisi yakalandı. Bu yetmez, tetikçi Ogün Samast'ın arkasındakilerin kimliğini de bulup çıkarmak gerekir. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun da dün telefonda da vurguladığı gibi: "Tetikçi Ogün Samast bir kişidir, ama asıl önemli olan arkasındaki kalabalıktır. O kalabalığı bulup çıkarmaktır önemli olan..."
Ardından değil... Daha önemlisi, bundan sonra bu tip organizasyonlara girmek isteyenler de önceden bulunup çıkarılmalıdır. Ölümün ardından değil, önünden gitmektir aslolan... Eğer arkasından geliyorsan, Ogün Samast benzeri yenilerin de tetik düşürmesinin önüne geçemezsiniz. O zaman da Türkiye'nin son dönemde ortaya çıkan görüntüsünde olduğu gibi; "Seri suikastlerin olduğu ülke" damgasını yemekten, "toprakları üzerinde eylem yapılabilir ülke" pozisyonuna düşmekten kurtulmanın olanağı yoktur. Sanki bu kez durum biraz daha farklı olacakmış gibi... Nedeni de açık; Danıştay saldırısı sonrasında ortaya çıkan tablodan farklı gelişmeler yaşanıyor. Örneğin, bu kez ölümün sır perdesini aralamak için çırpınır görünen "katalog uzmanları" beyaz ekranlarda endam eylemiyor. Her kesimden, büyük bir nefret duygusu seslendiriliyor. Daha da ilerisi, "Hepimiz Hrant Dink'iz, hepimiz Ermeniyiz" pankartları açılabiliyor. Acaba, Hrant Dink'in TCK 301'den yargılanıp mahkum olduğu mahkeme sonrasında böyle bir pankart açılsaydı ne olurdu? O pankartı açanlar için neler söylenirdi; kim cesaret ederdi böyle bir pankartı açmaya? Ölüm mü gerekiyordu bir şeylerin anlaşılabilmesi, kabullenilmesi, eyleme geçirilmesi, insanların tedirginlik içinde yaşamaması için... Kendisinin de son yazısında yazdığı gibi: "Kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz."
Güvercin donunda Evet, bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Çünkü bilir ki, barışı, bilimi, sevgiyi, dostluğu, özgürlüğü, düşünen insanı savunanlar bu topraklara "güvercin donuna (şekline, örtüsüne)" girip gelmiştir. Saygısı ondandır güvercinlere... O nedenle bu coğrafyanın kültürüyle büyüyenler, genlerini bu topraklardan alanlar, güvercinlere kurşun sıkmaz. Aksine özgürce uçması için uğraşır. Bundan dolayı diyorum ki Hrant Dink'i öldürenler bu topraklardan olamaz. Ancak olan oldu; İsmet Özel'in şiirindeki gibi: "...kuş öldü/ küçücük bir yorgunluktu ölmeden önce/ öldü, kim ısıtır artık onun ellerini/ suların aynasında üşüyen ellerini/ suların saygısıyla üşüyen ellerini..." Toprağın bol, Hak yolun açık olsun Hrant Dink...
|