Yan yana fotoğraf çektirelim!
Nazan Öncel'i sever misiniz? Estağfurullah! Kendisini tanımam; sorduğum da şahsına şahsen şahsi değildir. Şarkılarını sever misiniz yani? Önceki albümünün adı "Yan yana fotoğraf çektirelim"di. Bir başka "sevdiceğim", "Express" dergisinin müzikal kardeşi "Roll" da onu "Franz Ferdinand"la birlikte "yılın albümü" seçmişti o zaman. Sanırım bir de şundan severim: Diyeceği, hiç demeyeceği, umursadığı, elinin tersiyle ittikleri, işte bir serseriliği vardır sözlerin. Uzatmayalım; Yan yana fotoğraf çektirelim.
Türkiye ticareti ve siyasetinin "ahlak seviyesi", biliyorsunuz epey tartışmalıdır. İkisi arasındaki "seviyeli ilişkiler" malumdur. Netice ne olursa olsun, şu anda bir vergi şaibesiyle malul, büyük bir cezayla yüz yüze, hem medya projektörü hem de "kardeş medya koruması" altındaki büyük bir şirketin tepedeki adamının, cezayı kovalayan Maliye'nin en tepedeki adamıyla birlikte, eh biraz da sırıtarak poz vermesi; Yan yana fotoğraf çektirmesi; Ayıptır! Petrol Ofisi'nin başı Jan Nahum ile Maliye'nin başı Kemal Unakıtan'ın "Yan yana fotoğraf çektirmesi", birbirlerine belli bir mesafeden daha fazla yaklaşması çok ayıp bir şeydir. Başkası yaptığında da ayıptır.
Sadece ayıp da değildir. Diyelim ki, Nahum da, Unakıtan da ayaküstü, yani "yan yana, şey üstü" gülücüklerden, muhabbetten filan etkilenecek insanlar olamaz. N'ayır, n'olamaz! Lakin, "yan yana fotoğraf" ile, daha foto yayınlanmadan dahi, toplantıda ve yemekte hazır bulunan Maliye bürokratlarına, vergi uzmanlarına iş dünyası selamı çakılır: Bakın ben bakanın, bize yan bakanın ... Dolayısıyla sadece ayıp değil, aynı zamanda havada sallanan parmaktır. Kimileri der ki; bir gemi bir limana haybeye yanaşmaz.
Merak ediyorum. Yarın öbür gün, elden TÜPRAŞ hissesi satışından hemen önce, alıcıyla gece yarısı baş başa görüşüp görüşmediği tartışılacak bir bakanın ağzı sütten hiç mi yanmaz? Şu sıra Maliye açısından en kritik şirketin yöneticisine, kibarca "Yan yana fotoğraf çektir(mey)elim!" diyemez mi? Merak ediyorum. Bir şirket, bir holding, bir grup ayranını bu kadar kabartma, bakana yoğurt verme gücünü nasıl bulur? Ortada bir ihtilaf, kuşku, takip, ceza varken; iskeleye yanaşabilme cüretini nereden alır? Merak ediyorum. İş dünyasına, sanayisine, ticaretine "ahlaki seviye" iddiasındaki TÜSİAD'ın gurur fotoğrafı mıdır bu? Böyle fotolar, yan yanalar, yanaşmalar, sırnaşmalar övünç kaynağı mıdır onlar için? Yeni yönetimini bu zihniyetle mi oluşturacaktır; Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği!
Aklım almıyor; o yüzden Öncel'in albümüne dönüp kimi şarkı sözlerini vereyim: "O senin neyin olur derlerse / Gülüm olur, balım olur diyeceğim... / Seve seve veririm diyeceğim... / Dolaptaki ceketini / Pabucunu, terliğini / Duvardaki resmini / Ne varsa alsın / Toplasın gelsin... / Hay hay buyursun gelsin" Lakin... "Söz ver / İş ver / Açık verme / Hep ver / Çok ver / Bıktım bıktım bıktım artık" Veya... "Yüzünden düşen bin parça / Konuşmak lazım konuşmak... / Sütten kesilmiş bebek gibiyim... / Anlamadan dinlemeden / Son sözümü söylemeden / Nereye böyle" Ya da... "Tatil için para yapalım / Oturalım bir yerde / Bir iki laf edelim... / Karanlıkta öpüşelim... / Cepte para çok / Yaraları saralım... / Battı balık yan gider" Ne bileyim... "Burası Dingo'nun ahırı değil / Burası yolgeçen hanı değil... / Kimi tuttuysan işte onu öptün... / Yatıyor kalkıyor atıyosun" Belki... "Kuş uçtu gitti kafesinden / Bilsem kapatırdım kapıları geceden / Giyindim çıktım koştum peşinden / Gördüm ki her şey gitmiş elimden / Kime anlattın dertlerini... / Kimler kuşattı gecelerini / Köfte dudaklarını / Öpsem yeniden / Dönsen köşeden" Şu olabilir... "Nerem doğru ki benim / Kafam bozulmuş zaten / Sinirlerim perişan / Uyku tutmuyor beni" Bir de bu: "Gel binelim benim otomobile... / Ayran içelim, çöp şiş yiyelim / Yan yana fotoğraf çektirelim / Bir caydırıyor bir ayartıyor yollar / Tamam, şu iyi... "Ellerini sürme çamura, bulaşmasın / Benim yatağım rahatını kaçırır"
İsmetciğim; bir de "Nazan Öncel'in Radikal'i" isteriz. Haberleri o seçecek, başlıkları o atacak!
|