|
|
Büyükanne Leman öldü!
DÜN otomobilimi park ettiğim sokaktan alırken iki hanımın camdan cama sohbeti sırasında söyledikleri kulağıma çalındı. Biri dedi ki; "Duydun mu, Candan Öte'nin büyükannesi ölmüş!.." İçim ezildi... Sözünü ettikleri "büyükanne" Lale Oraloğlu'ydu. Türk Tiyatrosu'nun demirbaşlarından biriydi. İngiliz filolojisi mezunuydu. 400 metre Türkiye yüzme şampiyonu, gülle atma ikincisiydi. 7 yaşından beri piyano çalıyordu. Kendi adına bir tiyatrosu vardı. 35 filmde rol almıştı. 2001'de 50. sanat yılını AKM'de görkemli bir geceyle kutlamıştı. Bu her yönüyle "dört dörtlük insan" şimdi ne yazık ki son yolculuğuna "Candan Öte'nin büyükannesi" olarak uğurlanıyordu. İşte dizilerin hayatımıza kattıkları. Ya da hayatımızdan çaldıkları... Dizilerin; ikinci, üçüncü baharlarını yaşayan sanatçıları yeniden halkın gündemine getirdiğini, bu nedenle yararlı olduklarını söyleyebilirsiniz. Olabilir. Ama daha geçenlerde Hümeyra için yazdım. "Avrupa Yakası'nın İfot'u" olmadan önce Hümeyra'ydı o... İki Aile'nin hizmetçisi Asu Maralman ve diğerleri de daha fazlasını hak ediyorlar şüphesiz. Ama gelin görün ki; diziler, eskinin ünlü sanatçılarının yıldızlarını fena halde törpülüyor... Candan öte olması gerekenler, "camdan öte" sohbetlerin içine hapsoluyor.
|