|
|
Benim canım Sezen'i iyice bir övmek istiyor
KANAL D'deki Şeffaf Oda'nın bu haftaki konuğu Sezen Aksu'ydu. Aksu, Güneri Cıvaoğlu ile sohbetinde hayatının bilinmeyenlerini anlattı... Beni en çok şaşırtan ve güldüren ise Sezen'in troleybüs anısıydı. Sezen, İzmir'de okula giderken bindiği troleybüste arkadaşlarıyla birlikte şarkı söyleyip, "çakkıdı çakkıdı" oynarmış. Bir süre sonra troleybüsün sürücüsü ve biletçisi aradaki duraklardan yolcu almamaya başlamışlar. Böylece kentin en eğlenceli "transit" seferleri başlamış. Ancak olayın duyulmasının ardından sürücü ve biletçi mesleği suiistimalden ceza almış. Şeffaf Oda sohbetinin ilginç bölümlerinden biri de Sezen Aksu'nun önündeki "inek tipli" öğrenciden kopya çekerek üniversite sınavını kazandığını itiraf etmesiydi. Sezen'in unutamadığı anısı ise minik oğlu Mithat Can için yazdığı "İkinci Bahar" şarkısının TRT denetimi tarafından müstehcen bulunarak reddedilmesiydi. Sezen Aksu her zamanki olgunluğu ve pozitifliğiyle, "Nereden bileceklerdi ki bu şarkıyı oğlum için yazdığımı?" dedi. Ünlü sanatçı, ülkemizde başarıların "haddinden fazla ödüllendirildiği" fikrini de savundu. Bu sohbet bir kez daha gösterdi ki, "yüce şarkılar" için önce "yüce gönüller" gerekiyordu. Ben Sezen Aksu'nun hazırladığı pazar günkü Radikal'i de sevdim. Çünkü içinde buram buram "duygu" vardı. Meslektaşlarımızın günlük hay huylar içinde ihmal edip, pek çok kez sayfalarına yansıtmayı unuttukları duygu... (Sevgili Sezen Aksu, elimde olmayarak yine övdüm, naçizane ödüllendirdim. Kendime hakim olamadım. Affet! Ama bu ülkede her gün Sezen Aksu yetişmiyor ki. Ne olur bu keyfi bize çok görme!)
|