| |
30 Yıl Savaşı
ABD'nin Bağdat Büyükelçisi Zalmay Halilzad bir gün anılarında 30 Aralık 2006 tarihinin Irak'ta dönüm noktası olduğunu itiraf edecek mi? O gün Saddam'ın asılmasıyla aslında Sünniler'le ittifak yolunun açılmasının amaçlandığını kabul edecek mi? İnfazdan 10 gün önce Amman'a gitmişti Halilzad ve Ürdün Kralı Abdullah'a Beyaz Saray'ın Saddam sorununa kalıcı çözüm bulmak için idamı üç hafta ertelediğini bildirmişti. Çünkü ABD yetkilileriyle yine Amman' da buluşan Baas yöneticileri "Saddam' ı bırakın, direnişten vazgeçip demokratik sürece katılalım" önerisi yapmışlardı. Ama 30 Aralık şafak vakti Halilzad, "Acil" uyandırılmıştı. Başkan Bush, "Saddam'ı hemen Nuri El-Maliki hükümetine teslim et" diyordu. Çünkü Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile gücünden bir şey yitirmeyen eski Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Sünniler'in ve Baas'ın desteğini kazanmak için Saddam'ı bırakmak yerine asmanın daha doğru strateji olacağını anlatmışlardı. Saddam'ı Şiiler infaz edecek, böylece Sünniler'in kinleri ve intikam duyguları bilenecek, ayrıca başsız kalacakları için ABD ile işbirliğini tek çare göreceklerdi. Sadece Baasçılar değil, Ortadoğu'nun tüm Sünni ülkeleri de. Bush'u ikna eden Cheney ve Rumsfeld'in planının "Gaddar bir gerçekçilik"olduğunu görmek için gelişmelere bakmak yeterli. Başbakan Erdoğan bir gün anılarını yazarsa, Hamas lideri Halid Meşal' i 16 Şubat 2006 tarihinde Ankara' da ağırlamasının en vahim hatalarından biri olduğunu itiraf edecek mi? O ziyarette ne dil dökülmüştü Meşal'e "İsrail'i tanıyın" diye. Düşünmeden, kaşlarını çatarak, yüzünü buruşturarak reddetmişti. Şimdi aynı Meşal, "İsrail devleti bir gerçek, tanıyacağız" diyor. Niye? Çünkü Sünni cemaatin kara koyunu olmanın bedelini ağır ödeyeceklerini görmeye başladı. Hamas meşruiyetini değilse bile gücünü Şii İran'a dayandırmaya kalktı. Irak bataklığına saplanan ABD'nin "Persler"in bölgede "Yükselen güç" konumuna gelmesini durduramayacağını sandı. Ama bir noktayı ihmal etti; Saddam kalkanını yitiren Suudi Arabistan'dan Cezayir'e kadar geniş Sünni cephenin "İş başa düştü" diye kolları sıvayacağını düşünemedi.
Barzani ve Talabani Önümüzdeki dönem Ortadoğu'da Şii yükselişini önce durdurma, sonra püskürtme savaşına tanık olunacak. İlk hedefler belli: Dış halka. Lübnan'da Hizbullah, Filistin'de Hamas. ABD Dişişleri Bakanı Condolezza Rice dün Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'la görüşmesinde mesajı verdi: "Hamas'ı defetmeniz için kesenin ağzını açıyoruz." İkinci cephe Irak: Suudi Arabistan Kralı Abdullah yakında Mesut Barzani'yi ağırlayacak. Davet nedeni: "Şiiler'le ittifakı boz." Unutmadan; Tahran'a yakın Celal Talabani'ye "Bir daha İran'dan kimseyi çağırmayacaksın" uyarısı da yapıldı. Ve sonra Suriye ile İran'da sıra. Suudi Arabistan, Suriye'de rejim muhalifi Müslüman Kardeşler'le dirsek temasına geçti bile. Erdoğan'ın İstanbul'da Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi (Sünni) ile ikinci kez (Geçen Ağustos'ta da buluşmuştu) bir araya gelmesi de bizce "cephe" hazırlığının bir başka hamlesi. Tıpkı Körfez İşbirliği Konseyi'nin (Suudi Arabistan, Kuveyt, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman) Mısır ve Ürdün'le İran tehdidini savma önlemlerini tartışması gibi. Kimileri, Ortadoğu'da "30 Yıl Savaşı"nın başlamakta olduğunu söylüyor. 1618-1648 arasında Katolikler ile Protestanlar arasındaki savaşa gönderme yaparak. Hayır; "30 Yıl Savaşı"nın sonuna geliniyor. O savaş 27 yıl önce, 1980' de başladı.
|