| |
Yatsı mumları
Doğrusu zaman zaman sanal bir ülkede yaşadığımız kuşkusuna kapılıyoruz. Haydi biraz yumuşatıp "Sanal bir zaman diliminde" diyelim. Bir ülkenin dünyadaki konumunu, ekonomiden sağlığa, eğitimden altyapıya kadar gelişmişlik düzeyini ve bir önceki döneme göre katettiği yolu nasıl anlarsınız? Elbette resmi verilerle. Yani istatistiklerle. Ama öyle bir ülke düşünün ki, her verisi için bir iddia ortaya atılsın: Enflasyon: "Makyajlı". Büyüme: "Şişirilmiş". Yatırım: "Gerçek dışı". Yoksulluk: "Hayatın gerçeklerine ters". İşsizlik: "Karartmalı". Tüketim: "Piyasalarla uyumsuz". Sağlık: "Masa başı". Gelir dağılımı: "Tutarsız". Milli gelir: "Sansürlü". Listeye dün bir kalem daha eklendi: Cari açık. CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, rakamların kağıt üstünde "İyileştirildiğini" iddia etti. Ağustostan bu yana verilerin sürekli "Revize edildiğini", böylece cari açığın daha az gösterildiğini öne süren Özyürek'e göre, "Merkez Bankası'nın ve Türkiye İstatistik Kurumu'nun çalışmaları güvenilir değil." Haydi hepsine göz yumalım, "Milli menfaatler"(!) için yapıldığını varsayıp bağrımıza taş basalım. Peki ama trafik istatistikleriyle ve kazalarda hayatlarını yitirenlerin verileriyle de oynanır mı? İddia bizim değil; "Türkiye Fahri Trafik Müfettişleri Trafik ve Yol Güvenliği Derneği" Genel Başkanı İnsan Memiş'in. "Kamu kuruluşlarının trafik terörüne karşı sessiz kalmasına ve çözüm üretememesine" illallah diyerek görevden istifa eden Memiş, veda mesajında bakın ne iddialar ortaya atıyor: "Trafik istatistikleri realiteyi yansıtmıyor ve sürekli küçük gösteriliyor. Yol hatalarının kazalardaki payının hem yaz, hem de kış yüzde 1 gösterilmesi de dünya gerçeklerine uymuyor."
Aklımıza bile gelmezdi Buyurun... Oysa Türkiye bir mucize gerçekleştirdi, nüfusu ve taşıt sayısı sürekli artarken ölümlü kazaları düşürmeyi başardı diye seviniyorduk. Öyle ya; Örneğin 1994'te nüfus 60,5 milyon, taşıt sayısı 3.8 milyon, trafikte ölenler 5.942 kişi. 2004'te nüfus 71.8 milyon, motorlu araç 10.2 milyon, trafik kurbanı 4.427 kişi. On yılda nüfus 11 milyon artmış, araç sayısı üçe katlanmış, ölümler yüzde 26 azalmış. 2005'teki veriler de en az o kadar "Etkileyici": Nüfus 71.8 milyon, araç 12 milyon, trafik kurbanı 4 bin küsur kişi. Rakamlar henüz açıklanmadı ama 2006'da da bu çarpıcı "İyileştirme"nin sürdüğü kuşkusuz. Trafik Yasası'nı güncelleştiren tasarı 2.5 yıldır Meclis'te uyutulurken, yollara hergün 2 bin yeni araç çıkarken, kaza grafiği yükselirken, ölü sayısını sürekli düşürmeye mucize denilmezse ne denir? Meğer değilmiş. Gerçi istatistiklerde yalnızca kaza yerindeki kayıpların dikkate alındığını, ambulans ve hastanede ölenlerin kapsama, pardon kapsam alanı dışında tutulduğunu (AB'de kaza sonrası hastanelerde 30 gün içinde ölenler de ekleniyor), onlar da hesaba katılınca yıllık kurban sayısının 10 binin üstüne çıktığını biliyorduk ama tüm bunların yanı sıra bir de rakamlarla oynandığını aklımıza bile getirmemiştik. Onu da İhsan Memiş sayesinde öğrenmiş olduk. 18 yaşında trafik kazasında hayata veda eden Deniz Özge Ünsal'a babası Mustafa Ünsal şöyle sesleniyor: "Toprak olmak ne garip / Ama bu, güneşe ulaşamayacaksın demek değil ki / Düşün; bir gün canın can verecek ağaca / Dallanıp yeşereceksin / Bir çiy tanesi olacak yaprakta gözyaşın / Zor senin için ama / Hayatı bu kez sessiz seyredeceksin." O toprak altında sessiz seyrediyor Türkiye'yi, biz ise toprak üstünde dehşetle. Hem de ne dehşetle...
|