| |
|
|
Türkiye için en büyük tehdit Irak
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e "Biraz sohbet ederiz" diye giderken, son zamanlarda duyduğum en ilginç sözlerle karşılaşacağımı doğrusu tahmin etmiyordum. Gül bizi "yeni" ofisinde misafir etti. Koyu renk ahşap kaplı, yüksek kapılar, Chesterfield koltuklarla oda çok şık olmuş. "Grup toplantısının erken biteceğini bilseydim, yemeği de beraber yerdik" dedi. Biraz iç siyasetten konuştuk. Cumhurbaşkanlığı seçimine değindik.
ÇANKAYA SEÇİMİ Ben fikrimi söyledim. "Bence beklenen gerginlik olmayacak. Cumhurbaşkanı rahatça seçilecek" dedim. "Bana da öyle geliyor" dedi ve ekledi: "Gerginlik olmaması için asıl görev bize düşüyor. Muhalefet, doğası gereği gerilim yaratmak isteyecektir. Ama ülkenin sorumluluğu bizde, bu işi gerilimden uzak bir şekilde çözmemiz gerek." "Sizin de adınız geçmeye başladı. Anneniz bile 'Keşke olsa' diyor" dedim. Bildiğimiz sempatik gülümsemesini takındı. "Yemin ederim bu konuyu hiç gündeme getirmedik. Kendi aramızda bile konuşmuyoruz. Son ana kadar konuşmayacağız. Çünkü bizim aramızda pek fikir ayrılığı olmaz. Son anda konuşur hallederiz. Ama emin olun şimdiye kadar isim geçmedi" dedi. "Tayyip Bey, Cumhurbaşkanı olursa kişiliği gereği farklı bir Cumhurbaşkanı olacaktır. İşinize karışacaktır. Fikir yürütecektir. Temaslarda bulunacaktır. Sonunda siz de 'E ama ben de Başbakanım' derseniz, tatsızlık çıkacağını düşünüyorum" diye geleceğe ilişkin fikrimi belirttim. Kahkahayla güldü. Ama yanıt vermedi.
'ARAMIZDA SORUN ÇIKMAZ' "Biz bir isim belirleriz. Geçer gider. Aramızda hiç sorun olmaz. Bu partinin temellerini birlikte attığımız bir grup var. Bu grup, birlikte alacağımız her karara uyar. Sorun olmaz" demekle yetindi. "Buna Bülent Arınç'ı da dahil edebilir miyiz, Tayyip Bey çıkmazsa aday olacakmış gibi bir hali var" dedim. "Bülent Bey de o gruba dahildir. Hiçbir itiraz olmaz" yanıtını verdi. Dışişleri Bakanı'na çok merak ettiğim bir soruyu yönelttim. "Abdullah Bey, hem Dışişleri Bakanı, hem MGK üyesi olarak sizce Türkiye'nin ön önemli sorunları, sıkıntıları, problemleri nedir, Türkiye açısından en büyük tehdit nedir, diye sorsam. 1'den başlayarak bir sıralama yapmanızı istesem" dedim.
TÜRKİYE'NİN TEHDİT SIRALAMASI ERMENİ TASARISI Hiç düşünmedi bile. "Türkiye'nin bir numaralı sorunu, Türkiye'ye yönelik bir numaralı tehdit hiç kuşkusuz ve tartışmasız Irak'tır" dedi. Ardından nedenlerini anlattı: "Orada bütün bölgeyi etkileyecek çok önemli gelişmeler oluyor. Bu gelişmelerin büyük bölümü kontrolsüz. Amerika orada olanları anlamakta zorlandı. Neyse ki, şimdi bizim söylediklerimize daha fazla kulak asmaya, bizi daha çok dinlemeye başladılar. Fakat orada neler olacağı çok önemli. Bir bölünme, bu bölünmede ülke kaynaklarının eşit olmayan bir şekilde dağılımı Türkiye açısından, bölge açısından büyük sorunlar doğurur. Türkiye sınır problemleri yaşamaya başlar. Bunları dünya yaşadı. Bazı ülkeler bir sabah kalktılar ki, sınırları değişmiş. Bu nedenle en önemli sorun Irak'tır." Sorun bu kadar büyükse, Türkiye bu konuda ne yapıyor diye merak ettim. "Sürekli bu meseleyi ele alıyoruz. Her toplantıda gündemimizde. Üstelik öyle herkesin elinde resmi dosyalarla geldiği, resmi görüşleri söylediği, bilinenleri tekrarladığı toplantılar değil. Siyasetçisiyle, üst düzey ilgili bürokratlarla, komutanlarla oturuyor, en uç senaryoya kadar her şeyi tartışıyoruz. En olmaz görüneni bile hesaplıyoruz. Her olasılığa karşı vizyonlar geliştiriyoruz. Bu kapsamda MİT Başkanı'nın yaptığı açıklamaları çok önemsiyorum. Söylediklerini doğru değerlendirmek lazım." 1'inci Körfez Savaşı sonrası Türkiye'nin Irak politikasında ciddi yanlışlar yapıldığını, özellikle Kuzey Irak'la ilgili meselelerde hatalı adımlar atıldığını söylüyor Dışişleri Bakanı Gül. Türkiye'nin bu konuda "bekle gör" politikasıyla bir yere varamayacağı inancında.
ERMENİ TASARISI Peki ikinci önemli sorun ne? Abdullah Gül onun da adını koyuyor: "Ermeni meselesi..." "Ermeni meselesi ABD'de yine gündeme gelecek. Ona önlem almaya çalışıyoruz. Bu konu Türkiye'nin masasından kaldırılmayacak. Burada sürekli hazır ve tetikte olmamız gerekiyor. Çünkü bu tasarı geçerse, çok komplike sorunlara neden olabilir. Bunu engellemekten başka çaremiz yok." "Eninde sonunda bir gün geçirecekler gibi görünüyor. Belki de Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmek bu işi çözer" diyorum. Geçmişte Ermenistan'la ilişkilerde kaçırılan fırsatlardan söz ediyor. Ardından iç politikaya dönüyoruz. Ama onları da yarına bırakalım.
|