|
|
|
|
|
|
Şehirdeki son İtalyan
Mario Parisi'nin açtığı L'ultimo Di Mario Ristorante, sıcak dekoru, zengin mönüsü ve nefis İtalyan lezzetleriyle gerçek bir yemek şöleni sunuyor.
İstanbul'da İtalyan mutfağı ile bir biçimde tanışmış kişiler herhalde en az bir kez Mario Parisi'nin yemeklerini yemişlerdir diye düşünüyorum. Mario'nun İstanbul'daki 11. mekanını 'L'ultimo Di Mario Ristorante' yani Mario'nun son restoranı adıyla Levent'te, Nispetiye Caddesi üzerinde bundan kısa bir süre önce açtığını öğrendim ve İstanbul'un bu restoran emektarının bu kez neler yaptığını görmek üzere yolunu tuttum.
ZENGİN MÖNÜ Restoranın dekoru çok sıcak. Açık renk ahşap ve deri malzeme kullanılmış. Duvarları kaliteli modern resim röprodüksiyonları süslüyor. Mario'nun ilk restoranı La Torretta gibi küçük ama sevimli bir ortam. Mönüyle birlikte restoranın mutfağından sıcak sıcak çıkmış küçük ekmekler ve ortaya balzamik sirkeli zeytinyağı tabağı getirildi. Mönü gerçekten zengin. İşin içinden kısa sürede çıkamayacağımı anladığımdan, garsonun yardımını istedim. Bu sayede mönüde füme edilmiş ton balığı (aslında orkinos demek istiyor) olarak geçen yemeğin Mario'nun spesiyalitesi olduğunu öğrendim ve ısmarladım. Kereviz ve patates ile sunulan ahtapot carpaccio, limon sosla lezzetlendirilmiş ince dilimlenmiş kılıçbalığı, karışık İtalyan salam ve jambonları bu bölümde dikkati çeken diğer spesiyalitelerdi. Pizza genellikle İtalya'daki hakiki İtalyan restoranların mönülerinde bulunmayan, pizzacılara özgü bir yiyecek türü olmasına rağmen, özellikle İtalya dışındaki lokantaların mönülerine mutlaka giriyor. Mario'nun son restoranında da pizza mönüsü klasik 'Margharita' ile başlayıp '4 peynirli' ile devam ederek, 'parmesan peynirli' olanıyla noktalanıyordu.
BALIK ÇORBASI Mönüdeki deniz ürünleri çeşitleri doğrusu hiç beklenmedik zenginlikteydi. Tavada, tereyağında pişirilmiş bademli dil balığından Messina usulü kılıç balığına, bearnez soslu somon ızgaraya kadar epey çeşit göze çarpıyordu. Arkadaşım, mönüde yer almadığı halde, özel olarak yapılmış bir balık çorbası ısmarladı. Etlerde ise 'costata alla Fiorentina', eti az pişmiş sevenleri mutlu edebilecek türde Floransa usulü kalın biftek ilk dikkati çeken yemekti. Arkadaşım bunu ısmarladı. Ben de Mario'nun memleketi olan Sicilya'ya özgü 'arrosta alla Siciliana'yı tercih ettim. Garsonun yönlendirdiği bütün yemekler son derece tatmin edici çıktı. Arkadaşımın ısmarladığı balık çorbası Fransızların ünlü 'boullabaise' çorbasıyla boy ölçüşebilecek zenginlik ve lezzetteydi. Kanlı et meraklısı dostumu Floransa usulü biftek mutlu ederken, ben de Sicilya usulü biftekten çok memnun kaldım. Aslında bu lezzetli yemeğin üstüne tatlı yiyecek halimiz kalmamıştı. Dolayısıyla panna cotta ve tiramisu gibi klasik tatlıları denemeyi bir başka sefere bırakıp, nefis grappa eşliğinde lezzetli bir espresso ile bu yemek şölenini noktaladık.
DENİZ ERBİL
|
|
|
|
|
|
|
|
|