|
|
Kırmızıda durup yeşilde geçiyor
Kadıköy Çarşı'sının maskotu kaz Rodi, yaptıklarıyla herkesi şaşırtıyor.
Kadıköy'ün en haraketli, canlı, keyifli yerlerinden biri tarihi çarşısıdır. Sıra sıra manavlardaki taptaze meyve ve sebzeler, canlı balıkların hopladığı balıkçı dükkânları, iştah açıcı kokuların yükseldiği şarküteri ve aktarlar... Burada ne ararsanız bulabilirsiniz. Balık pazarını mesken bellemiş kediler de ayrı bir hoşluk katar çarşıya. Zaten balıkçı dükkânlarının önünde kedilerin beklemesinden daha doğal ne olabilir ki? Ancak burada balıkçının önünde sadece kediler yok, bir de kaz var. Kadıköy'deki balık pazarına yolu düşenler onu çok iyi tanırlar. Son altı yıldır çarşının maskotu haline gelen Rodi, hem müşterilerin hem de esnafın gözbebeği. Çünkü o diğer kazlar gibi saldırgan değil. Son derece uyumlu, zararsız, mülayim bir kaz Rodi. Tabii çok üstüne gitmezseniz... Rodi'nin çarşıya gelişinin hikâyesi oldukça ilginç. Sevimli kazın sahibi (çarşıdakilerin deyimiyle 'babası') Nimet Köseoğlu, çarşıdaki Şen Balıkçılık adlı dükkânın da sahibi. İstanbul'a Aydın'dan gelen Köseoğlu, Rodi'yi de yanında getirmiş. Aydın'da bir çiftliği ve çiftliğinde bir sürü hayvanı olan Nimet Köseoğlu, altı yıl önce İstanbul'a gelirken hayvanlarını geride bırakmak zorunda kalmış. Ancak Rodi, babası giderken o kadar çok gaklamış ki, bu manzara Köseoğlu'nun gözünün önünden bir türlü gitmemiş. Bu hasretliğe ancak altı ay dayanabilmişler ve Rodi sonunda babasının peşinden İstanbul'a gelmiş. İstanbul'a ilk geldiklerinde, Rodi'nin buraya uyum sağlayamayacağından, hatta ölmesinden korkmuş Köseoğlu. Ancak bir de bakmış ki, Rodi kısa sürede çarşıya adapte olmuş. Hatta babasından bile önce... Köseoğlu, Rodi'nin çok asil olduğunu söylerken, "İnsandan farksızdır," diyor: "İstanbul'a geldiği ilk gün hemen şehir hayatına alıştı. Birlikte Moda turu attık. Kırmızı ışıkta durur, yeşilde geçer."
NESLİHAN TUNÇ
|