|
|
POAŞ'lama
Bir toplumda kamunun eğitim, sağlık, yol, su, elektrik gibi herkese gerekli hizmetleri vermesi için geliri olması gerekir. Kamunun en önemli gelir kaynağı vergidir. Verginin bir de toplumda gelir dağılımı adaletini sağlama gibi bir işlevi vardır. Çok kazanandan çok vergi alınarak servetin az sayıdaki insanın elinde aşırı birikiminin önüne geçilir. Özetle vergi, toplumların varlığını sağlıklı ve adaletli biçimde sürdürebilmesinin en önemli enstrümanlarından biridir. Kazancının vergisini ödemeyen kişi veya kurumlar, kamunun hizmet kabiliyetini kısıtlar, gelir dağılımının alt ve orta basamağında yer alanların gelişme ümitlerini azaltır. Bu girişi POAŞ'a ilişkin vergi kaybı iddialarıyla ilgili yaptım. Önce POAŞ olayını bir hatırlayalım. Petrol Ofisi'ni İş Bankası-Doğan Holding ortaklığı Temmuz 2000'de Özelleştirme İdaresi'nden satın aldı. Rekabet Kurulu bu satışı Mart 2001'de onayladı. Ardından altın hisse devri, İş-Doğan'ın POAŞ'la birleştirilmesi gibi olaylar yaşandı. Doğan medyası dışındaki kimi gruplar, özellikle de Sabah bu olayları zamanında ayrıntılarıyla yazdı. Ardından Doğan Holding, İş Bankası hisselerini satın alarak kurumun tek başına sahibi oldu. Bu devirden kısa süre sonra, Doğan Grubu hisselerin yarısını Avusturyalı OMV'ye sattı. Şimdi, POAŞ diye bildiğimiz şirketin 2001'deki birleşmenin ardından kurdaki artışı gerekçe göstererek Kurumlar Vergisi ödemediği ortaya çıktı. Önce şirketin 1999'dan bu yana gerçekleşen esas faaliyet kârına bakalım: 1999'da 93 trilyon 2000'de 85 trilyon 2001'de 199 trilyon 2002'de 182 trilyon 2003'de 181 trilyon 2004'te 388 trilyon 2005'te 306 trilyon
Şimdi de bu gelir esas alınarak tahakkuk eden Kurumlar Vergisi'ne bakalım: 1999'da 39 trilyon 2000'de 23 trilyon 2001'de 62 trilyon 2002'de 00 lira 2003'de 00 lira 2004'te 00 lira 2005'te 00 lira
Yani Doğan Holding, yıllar içinde kazancını yüzde 100 artırırken, vergisini sıfırlamış. Tesadüf eseri, Doğan'ın ödemesi gerektiği halde ödemediği vergi de Özelleştirme İdaresi'ne ödediği meblağa yakın çıkmış. Özetle, Doğan Holding, Özelleştirme'ye ödemelerini kamu parasıyla finanse etmiş. 2006'da da vergi yükümlülüğünden kurtulduğunu düşünürsek, derenin taşıyla derenin kuşunu vurmuş. Bunu o ihaleye katılan hiçbir firma düşünmediği, daha doğrusu arkalarında böyle bir medya gücü olmadığı için cesaret edemediğinden Doğan en yüksek fiyatı verip şirketi satın almış. Bu medya gücünün kamu otoritesine karşı pervasızca kullanılmasının zirvesidir. Bu medya gücüyle kamu kaynaklarına el koyma olayıdır. Türkiye'nin bu olayı çıkaran Gelirler Kontrolörleri'ne teşekkür borcu vardır. Şimdi görev kamu yönetiminindir. POAŞ'ın borçlarını kamuya mı ödetecekler, yoksa satın alanlara mı, göreceğiz.
|