|
|
En iyisini halkım yazar
GÜNLERDİR neleri konuşuyoruz? Evlat uğruna tanımadık adamla yatılır mı? Bir gecelik kaçamak affedilir mi? Arkadaşın bebeği taşınır mı? Pöh!.. Halkımın yazdığı ve oynadığı senaryolar yanında bunlar incir çekirdeğini bile doldurmaz... Pazar günü Sabah'ın manşet haberini okumuşsunuzdur. Bugüne kadar benim diyen senaristten böyle öykü çıkmadı. Adam, fuhuş yapan travestiye aşık olmuş. Sonra araları açılmış. Biri askere gitmiş, diğeri hapse düşmüş. Ardından tekrar karşılaşmışlar. Sevdaları (!) tutuşmuş. Evlenmeye karar vermişler. Ama sorun büyük. Ömer'in ameliyatla kadın olması lâzım ama para yok. Mehmet'in SSK emeklisi babası bankadan iki buçuk milyon kredi çekmiş. Ömer'in annesi de 5 bin liralık kefen parasını vermiş. Ömer olmuş, Öykü... Şimdi evlenmek için gün sayıyorlarmış... Şu "Öykü"ye bakar mısınız? Bugüne kadar bunu düşünecek bir dizi senaristi çıktı mı memlekette? Hikâyenin altını eşeleseniz kim bilir daha neler çıkacak?.. Gelelim ikinci öyküye... Entelektüel kesimin "Bizim memleketten seri katil çıkmaz. Çünkü seri katliam zekâ işidir" dolduruşlarına gelen vatandaş iki bayramdır seriye bağlamış, kan döküyor. Geçen bayram yakalanan adama sordular "Niye yaptın?" diye. Yanıtı, en az cinayetleri kadar dehşet vericiydi. "Zevk için..." Bu kez 12 kişilik kurban listesinin sonuna gelmeden yakalanan katile aynı soruyu sordular. O da benzer bir yanıt verdi. Daha da vahimi, cinayetler öncesinde yakınlarına söyledikleriydi: "Bu bayramın yıldızı ben olacağım. Onikisinin de kafasına sıkacağım..." Bu kadarına ne Katil Doğanlar filminde rastladım, ne Pulp Fiction'da... Bu arada son katilin söylediklerinden, medyanın payına düşenler var. Ne demiş adam? "Bu bayramın yıldızı ben olacağım!.." Geçen bayramın katillerini "yıldız" yapanlar, seri katliam kurbanlarının sayısından IQ testi çıkarmaya çabalayanlar, bu mesaj size...
|