'Siyaset Borsası'nda inenler, çıkanlar!
İçinde yaşadığımız 2006 yılı bitmek üzere. Bu yılı geride bırakırken, özellikle siyasi açıdan çok daha zor bir yıla giriyoruz. Peki yılın son haftasına girerken "Siyaset Borsası" nda durum ne? Hatırlarsanız bir süre önce, "Siyaset borsası allak bullak" başlıklı bir yazı yazmış ve siyaset ile borsa arasındaki benzerliklere değinerek, borsa terimlerinin bugünün siyasetiyle ne kadar örtüştüğünü anlatmıştık. O günden bu yana siyasette köklü değişimler olmasa da, "siyaset borsası" nda geleceğe ışık tutacak önemli inişler ve çıkışlar var. Neler olduğuna biraz daha yakından bakalım. Siyasetin "Ulusal Pazarı" nda cumhurbaşkanlığı ekseninde "Sine-i millet" tartışmaları sürerken, "İkinci Ulusal Pazar", "Gözaltı Pazarı" ve "Yeni Şirketler Pazarı" nda işin doğrusu fazla bir kıpırtı yok. Mücadele daha çok "Ulusal Pazar" da yer alan partiler arasında sürüyor. Son dönemlerde ölçü alınacak yeni bir kamuoyu araştırması olmasa da tahminler yoluyla gelinen noktayı anlamak mümkün. Önce "Ulusal Pazar" da prim yapan partilere bakmakta yarar var. Bu alanda en dikkat çeken parti hiç kuşkusuz CHP... Son dönemlerde CHP Genel başkanı Deniz Baykal'ın sert çıkışları ibreyi CHP'ye doğru çevirdi. Bu da kuşkusuz CHP'nin oyuna yansıyacak. Son bir ayı kapsayan bir kamuoyu yoklaması yapılsa CHP'nin oyu şu sıralarda 20-23 bandında dolaştığı görülecektir. Bu da, Türkiye'de yükselen "Ulusalcı-milliyetçi" dalganın adresinin büyük oranda CHP olacağını gösteriyor. Bu sonuçta, elbette CHP Genel Başkanı Baykal'ın "CHP-MHP" koalisyonuna ışık yakmasının da etkisi var. "Ulusal Pazar" ın ikinci dikkat çeken partisi MHP... MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin uzun dönemdir izlediği "sağduyulu" yaklaşımın toplumda karşılık bulduğu ve olası bir seçimde oya dönüşeceği kesin. Bu dönemde MHP'nin prim yapması patlama yapacağı anlamına da gelmez. Olası oyu şu sıralarda yüzde 12-13 civarında. Yukarıdaki tablo bir biçimde 99 seçimleri öncesini hatırlatıyor. O dönem Ecevit-Bahçeli ikilisinin yerini, şimdi BaykalBahçeli alabilir. Ulusal siyaset arenasının ana aktörü AK Parti'ye gelince... AK Parti tüm siyasi gerginliklere rağmen, bir ay öncesine göre çok daha iyi durumda. Ancak bir yıl öncesine göre ciddi bir düşüşte.. Kendi açıkladıkları oy oranı yüzde 30'lar düzeyinde. Yani yüzde 25-30 bandı arasına kadar düşen oylar, yeniden yukarıya doğru çıkıyor. Tepe noktası yüzde 36. Bu sonucun "ulusal pazar" açısından anlamı şu; son bir yıl içinde AK Parti, ciddi oranda prim kaybetti. Ama hala en üst sırada olduğu da açık. AK Parti'nin prim yitirmesinde AB ve ABD ile Türkiye ilişkilerinin etkisi olduğu kadar, iktidarın "yumuşak karnı" olarak nitelenen yolsuzluk iddialarının da katkısı var. Bu fark edildiği için de son dönemlerde özellikle belediye ihalelerindeki yolsuzluk iddialarının üzerine sert biçimde gidiliyor. Ulusal siyaset borsasının önemli bir aktörü de DYP. Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın son çıkışları DYP'yi en azından ilgiyle izlenen ve takip edilen parti konumuna getirdi. İlk günlerde yaptığı primi koruyor. Daha ileri noktalara taşıyıp taşımayacağı henüz belli değil. Son bir ayda diğer pazarlardaki durum ise fazla değişmedi. Ne "Yeni Şirketler Pazarı" nda ne de "Gözaltı Pazarı" nda yeni bir gelişme yok. Peki sürpriz olabilir mi? Kuşkusuz her zaman böyle bir beklenti var. Ancak bu aşamada böyle bir umudun gerçekleşeceğine dair hiçbir işaret yok. Asıl sürpriz, bu tablo meclise yansıdığı zaman yaşanacak. Çünkü çok zor bir meclis olacak.
|