|
|
|
|
|
|
Ablaların düğününde kardeşe sünnet
Akşam müzikli bir yerde yemek yiyelim denilince; biraz zorlama olabilir tedirginliğini yaşadık. Buraya gelip de sakın Bağ Evi'ndeki şovu seyretmeden, yemeklerini yemeden dönmeyin! Sahnede 80 yaşını geçmiş Mehmet Emin Bayramoğlu dede var. Hem çalıyor hem söylüyor hem oynuyor. O kadar eğleniyor ki ona bakarken bile gülüyorsunuz. Bir sonraki gidişimizde 101 yaşındaki annesi Hacı Teyze'yi de getirecekler. En ciddisi torunu veteriner doktor, sahnede yanında oturup sadece saz çalıyor. Bir tane dünya tontonu emekli Mesut öğretmen, hem çalıyor hem söylüyor hem de Beypazarı ve halkını anlatıyor. İnsan bu kadar mı tatlı tatlı kendisiyle alay edip hem eğlenip hem de eğlendirir? Örneğin "Bizim ahali oldukça tutumludur. Öyle tek tek masraf sevmezler. Mesela hepimiz ablalarımızın düğününde sünnet olduk. Gelin hatıra resmi çektirdiği zaman boğazından beline kadar sıra sıra altınlar görülür. Konu komşudan da alınan ödünç altınlar sonra arkasındaki isimlere iade edilir, ama görkemli görüntü de halledilmiş olur." Bütün şarkıların hikayelerini; dram, komedi, hepsini komik komik anlatıp neşelendirdiler. Arada garsonlarımız da şova katıldı. Mesela kaşıkla bir oyun havası gösterdiler ki (İspanyol dansçıları gibi), vücut dillerine hayran oldum. Gelelim başroldeki Mustafa Kutlu'nun anlattıklarına... Efendim bu zat, seneler önce şehrin az dışındaki termik santralda çalışmış. Bir gece işleri bitince Beypazarı'na gitmek için arabaya binmişler. Ama dönememişler. Çünkü araçları bir kamyonun altına girmiş. Şimdi böyle trajik bir hikayeyle bütün neşenizin kaçtığını, boğazınıza bir yumru tıkandığını, yemekleri ittiğinizi düşünürsünüz değil mi? Ne gezer! Öyle bir güldü ve güldürdü ki! Gözümüzden yaşlar aktı. "Bir de uyandım ki gözümün biri yok, öbürü felç. Koluma çiviler menteşeler takılmış olduğundan biri altı santim çekmiş, bacağıma yapılan operasyondan da 15 santimlik bir farkla topal olmuşum. Yanımdakinin baş parmağının uç kısmına bir çivi çakmışlar 'Oy anam ölüyorum,' diye inliyor. Ben de ne yapayım? Başladım 'Çökertmeden çıktı da Halilim...' diye türkü çığırtmaya. Oradan vizite çıkmış olan doktor geçiyormuş. 'Bu odaya uğramayalım bu uzaylı, dünyalı olamaz,' demiş. Bu kişi üzerine inanın film yapılır. Zaten İrfan Ünal galiba düşünüyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|