|
|
|
|
|
|
Çorbada Japon eriştesi var
Alışveriş merkezi Kanyon'un girişinde açılan ve Uzakdoğu mutfağının lezzetli örneklerinin yer aldığı Wagamama'nın yemeklerine bakılırsa Türk aşçılar da bu işi iyi öğrenmiş. Japon eriştesi 'noodle'la yapılan çorba başta olmak üzere bütün yemekler çok lezzetli.
Londra'ya 1990'ların başlarında yaptığım bir yolculukta, orada yaşayan bir dostum beni Uzakdoğu spesiyalitelerinin servis edildiği, kentin o sıralar en çok konuşulan restoranına öğle yemeğine davet etti. Bir bodrum katındaki, sosyetenin uğrak yeri Wagamama adlı bu restorandan dışarı taşan kuyruğuna biz de katıldık. Bir öğle yemeği için bu kadar beklemeyi neden göze aldıklarına doğrusu akıl erdirmek zordu. Neyse, sıra bize geldi; yatılı okul yemekhanesini andıran geniş ve iyi aydınlatılmış lokantada birbiri ardına sıralanmış uzun masalardan birinin ucundaki iki kişilik boş yere oturtulduk.
DÖRT KİŞİLİK ÇORBA Dostumun önerisiyle Japon eriştesi 'noodle' ve deniz ürünleriyle hazırlanmış bir çorba ısmarladım. Önüme gelen kase dört kişiye yetecek miktarda çorbayla doluydu. Değil çorbanın ardından başka bir yemek yiyebilmek, kasedeki çorbayı bitirmek için bile insanın bir fil midesine sahip olması gerekiyordu. Yıllar sonra Wagamama'nın bir şubesinin bizde de açıldığını öğrendim. Kentimizin son büyük alışveriş merkezi Kanyon'un giriş katındaki Türk Wagamama'sına bu kez yine bir öğle yemeği için gittim. Londra'daki ilk deneyimimden bu yana meğer 64 yeni şube açılmış. Bizimki de son şubelerden biriymiş. Kapıdan girerken bile, burası bende Londra'dakinden daha olumlu bir izlenim bıraktı. Giriş katında gün ışığı alan, ferah ve aydınlık bir mekân; bir tarafta açık bir mutfak uzanıyor. Burada 10-15 civarında aşçı harıl harıl çalışıyor. İçlerinden birinin bile çekik gözlü olmadığını fark ediyorum. Masalar ise aynı, uzun sıralar halinde. Şık bir fast-food restoranı burası. Nitekim garson, ısmarladıklarınızı bir cep bilgisayarıyla mutfağa gönderiyor. Ama yemekler, mutfakta hazır beklemiyor, her yemek özel hazırlanıyor. Saat tuttum; ısmarladığımız yemekler altı dakikada getirildi. Wagamama, Japonya'da yüzyıllardır var olan, 'çorbacı' diye yorumlayabileceğimiz 'ramen' dükkânlarının modern versiyonu. Nitekim Kanyon'daki Wagamama'da yediğim ilk yemek böyle bir 'ramen', yani ince, buğdaylı ve yumurtalı Japon eriştesiyle yapılmış bir çorba oldu. Kıyaslama yapmak için de Londra'da bir zamanlar yediğim deniz ürünlüsünü ısmarladım.
BURADA YAPAY MALZEME YOK Londra'daki çorbada hakiki olmayan, bir tür preslenmiş balıktan yapılmış yapay ahtapot parçalarını çok yadırgamıştım. Buradaki çorbada böyle yapay malzemeler yoktu. Gerçi deniz ürünleri bol değildi, ama çorba gerçekten lezzetliydi. Japon eriştesine pek aşina olmayan arkadaşım ise pirinçli bir yemek tercih etti; mönüdeki adıyla 'chicken katsu curry'. Açıklaması ise; Japonlara özgü kalın galeta unu ile kızartılmış fileto tavuk parçaları, bizimki gibi tane tane olmayan, lapamsı Japon pilavı, karışık Japon turşusu ve Akdeniz yeşillikleri ile dolu bir tabak. Yanında da kase içinde köri sosu. Bir tür şnitzele benzetilebilecek bu tavuğun üzerindeki galeta tabakası kıtır kıtır kızarmıştı ve yemek tümüyle çok başarılıydı.
DENİZ ERBİL
|
|
|
|
|
|
|
|
|