|
|
Güzel Nadya ve Türk-Yunan savaşı
Acun'un 'Survivior'ı başladığında herkes, "Bu program Türk- Yunan savaşı çıkaracak" diye endişe etmişti. Türk-Yunan savaşı çıkmadı ama güzel Nadya uğruna Türkler arasında iç savaş çıktı. Biz Türkler, Yunanlılar'a dönerimize, kahvemize, baklavamıza sahip çıktıkları için de kızarız ama asıl golü meğer sirtakide yemişiz! Ben yeni öğrendim ama mutlaka bilenler vardır, meğer sirtakinin de kökeni İstanbul'a dayanıyormuş! Bizans döneminde kasapların oynadığı 'Hasapiko Argo' zaman içerisinde hızlanmış ve sirtaki olmuş... Hoş; Osmanlı döneminde kasapların çoğunun Arnavut olduklarını düşünecek olursak, bu konuda bizim değil Arnavutlar'ın dertlenmesi gerekir. İşin Yunanlılarla savaş kısmına gelince... Türkiye, karasularını 12 deniz miline çıkartırsa; bunu savaş sebebi sayacağını yıllar önce Yunanistan'a bildirmişti. Bu ihtimalin gerçeklikten ne kadar uzak olduğunu anlamak için sokaklara bakmakta fayda var... Mesela, Ece Bar'a gidip Kosta ile Tuba'yı dinlemek lazım. Dünyada aynı şarkının yarısını kendi, diğer yarısını da öteki yakanın diliyle söyleyebilen kaç millet var ki? Önce 'off' dedirten bir Manos Hacıdakis bestesi; ardından bir Sezen Aksu ya da Livaneli şarkısı! Bunun sadece İstanbul'da yaşandığını sanmayın. Atina'nın Liman kesimi Pire'de 'Faliron' diye bir semt vardır. Faliron'da her tavernada; Plaka ve Monastıraki'de ise çoğu yerde aynı repertuvar geçerlidir. Atina ve İstanbul örnekleri yetmeyebilir. Aynı gece içerisinde Brüksel'deki Türk mahallesi Schaerbeek'de Rumca, Grand Palace'taki Rum tavernasında ise Türkçe şarkılar dinlemiştim. Bilmem başka söze gerek var mı?
|