|
|
Güneş, rom ve dansın çağrısı: Havana
Cosmopolitan dergisi yeni yılda Fidel Castro'lu, romlu, güler yüzlü ve her daim enerji dolu insanlarıyla Küba'nın başkenti Havana'ya gitmeyi öneriyor. Üstelik vize de yok.
Uçaktan iner inmez, Havana'da kalacağım eve doğru hareket ediyorum. Odanın geceliği 20 dolar. Burada pek çok aile, evlerinin bir kısmını pansiyon haline getirerek turistlere kiralıyor. Casa particular (özel ev) adı verilen bu pansiyonlar, otellere göre çok daha ucuz. Kaldığım yer, Havana'nın turistlerin pek görünmediği Vedado ile Miramar Bölgesi sınırında. Kırık dökük yollarından geçerek, büyük bir meydana varıyorum. Genellikle kitle gösterilerine sahne olan Plaza de la Revolucion (Devrim Meydanı), Başkan Castro'nun 100 binlerce Kübalı'ya seslendiği, Küba'nın kurucusu Jose Marti adına yapılmış aynı adlı anıta da ev sahipliği yapıyor. Tam karşısındaki binanın duvarında, Che Guevara'nın metalden yapılmış devasa bir silueti sizi selamlıyor. Bu kadar yürüyünce, insan acıkıyor. Sokak aralarında çoğu ev kadını, bahçelerinin bir bölümünü, nefis tek kişilik pizzalar sunan ayak üstü kafelere dönüştürmüş. İnanılmaz lezzetli ev yapımı pizzaların en pahalısı, 1 dolar. Centro Habana adı verilen Havana merkezi, devrimden önce kadın satıcıları ve mafyanın cirit attığı bir yermiş. 1845'te açılan ünlü puro fabrikası Partagas Cigar Factory de yine kentin bu bölümünde, Industria Caddesi 520 numarada. Turistlerin, işçileri tek tek puro sararken görebileceği fabrikayı, mutlaka gezmenizi tavsiye ederim. Girişteki puro ve rom mağazasında satılan ürünler de turistik olmasına rağmen alınmaya değer.
HERKES DANS EDİYOR Okyanus kenarında, Malecon'dayım... Günün erken saati olmasına rağmen balıkçısından sarmaş dolaş âşıklarına, sıcaktan bunalmış bedenlerini okyanusa atan çocuklara herkes burada. Tabii ki ellerinden düşürmedikleri Özgür Küba anlamına gelen 'Cuba Libre'leri, yani kola ile Küba'nın milli içkisi romun karışımından oluşan içkileri ile. Old Havana'nın arka sokakları kapı önlerinde oturmuş çoğunluğu yaşlılar, kendi dünyalarında koşuşturan çocuklar ve eski arabalarının tamiriyle uğraşanlarla dolu. Sokak satıcıları da bu görüntüye karışınca kendinizi Balat Fener semtinde hissetmemek içten bile değil. Bu görüntülerden vurmalı çalgıların ağırlıkta olduğu çılgın ritmiyle bir kapıdan gelen müzik bana yine Küba'da olduğumu hatırlatıyor. Sesin geldiği kapıya yaklaştığımda, karşımda gördüğüm manzara gerçekten bir hayal ürünü gibi. Rengarenk giysileri içinde eteklerini uçura dans eden genç kızlar, terden koyu tenleri sırılsıklam olmuş erkek partnerleriyle bir grup müzisyen eşliğinde dans ediyorlar.
AÇIK PAZARDA GEZİN Central Havana'dan aşağıya, yani sahile doğru birkaç sokak yürüdüğünüzde, UNESCO tarafından 1982'de Dünya Mirası olarak korumaya alınan Habana Vieja'ya (Eski Havana) ulaşıyorsunuz. Eski Havana sokaklarında dolaşırken, 17.yy'a ait görkemli Catedral de la Habana'nın süslediği Plaza de la Catedral'e (Catedral Meydanı) var. Müzeleri, geçmişi 400 yıl önceye uzanan tarihi binaları ve lokantalarıyla bu meydanda, hafta sonları kurulan açık pazarda hiç sıkılmadan saatlerinizi geçirebilirsiniz.
Mustafa ÖNDER
|