Üçüncü çeyreğin büyümesi herkesi yanılttı. Piyasanın ortalama yüzde 5.3 olarak tahmin ettiği üçüncü çeyreğin milli gelir artışı yüzde 3.4 geldi. Büyüme hızındaki yavaşlama yıl sonu tahminlerini yüzde 5'e 2007 büyüme tahminlerini ise yüzde 4'e çekiyor. Yeni açıklanan cari açıksa kimseyi şaşırtmadı. Cari açık ekim ayında da hız kesmemiş. 2.5 milyar dolar daha artmış. Turizm gelirlerindeki azalış, dış ticaret hadlerindeki keskin bozulma cari açığın yüksek gelmesinin temel nedenleri olarak gösteriliyor. Büyümedeki azalış sinyallerini daha önce vermişti. Kredi genişlemesinin yavaşlaması, tüketici kredilerinden kredi kartlarına yöneliş, toplam krediler içerisinde 50 bin YTL'den az olanların payının artması ekonomide sıkıntının ilk sinyalleri sayılmalı idi. Protestolu senetlerdeki artışlar, ödenmeyen çeklerin tırmanışı daha fazla dikkate alınmaya değermiş.
Çelişkileryumağı Pekiişsizliktekigerilemeyişimdinasılaçıklayacağız?Yaenflasyonundirenişini? TCMB'nin finansal istikrar raporuna göre bankaların tahsili gecikmiş alacaklarının açtıkları toplam kredilere oranı da 2005'teki yüzde 5 seviyesinden 2006 Eylülünde yüzde 4'e düşmüş. Kredigenişlemesininreelolarakdaraldığı,büyümeninyavaşladığıbirortamdatahsilatınhızlanmasıdaayrıbirmuamma. Yabütçeyenedemeli? Eylül ayı itibari ile ilk defa bütçede fazla verip dosta düşmana duyurmadık mı? Ağırlıklı bir biçimde dolaylı vergilere dayanan bir gelir yapısında büyümenin azalması bütçe gelirlerini nasıl artırdı? Nasıl olsa sorduğumuz soruyu kendimiz cevapladığımız için soruları uzatıpta sizi fazla yormayalım. Önce çelişkiler yumağını tekrar bir gözden geçirelim. Büyümeyavaşlıyor,cariaçıkhızlanıyor. Yapısal dönüşüm devrimi mi oldu nedir? Hani cari açığın kaynağı yatırımlardı? Türkiye'nin üretim potansiyeline katkı devam ettiği sürece cari açık risk taşımazdı? Sabit sermaye yatırmlarının yıllık artış hızı yüzde 9.4'e gerilemiş vaziyette . 2005 yılının ilk çeyreğinin de altında. Yatırımlarda Türkiye doygunluğa ulaştı denilebilir. Yatırıma doydu isek işsizleri kim doyuracak? Büyümeyavaşlıyor,vergigelirleriazalmıyor. Büyümeyavaşlıyor,enflasyonhızkesmiyor. Büyümeyavaşlıyor,kredihacmireelolarakartmıyor,ancakbankalaraborçlargeriödeniyor. Büyümeyavaşlıyorişsizlikazalıyor .
Yanıtlar Cevaplardanenkolayıenflasyonüzerine. Türkiye'de kur geçişkenliği önemlidir. Kur artışının fiyatlara yansıması zamana yayılsa bile düşük büyümenin olduğu dönemlerde dahi etkisini gösterir. Hele ki tarımsal üretimde son iki çeyreğin toplamı olarak yüzde 4 gibi bir azalmada varsa ğ yıldız endeksine bile baksanız fiyatların gerilemediğini göreceksiniz. Eğer gıda ürünü ithalatında vergiler azaltılmazsa gelecek senenin zam şampiyonlarını şimdiden ilan edebiliriz. Vergiişidebasit. Kurun artışı ithalden alınan vergilerin gelirlerdeki payını artırmış görünüyor. Ahmet Ertürk'ün performansını da unutmayalım. Bu yılı TMSF yılı ilan edelim. Vergilerin tahakkuku ile tahsilatı arasındaki zaman farkıda böyle keskin azalışların gerçekleştiği dönemlerde aritmatik bir etki yaratabilir. Bankaişlerinibenbilmem. BDDK bilir. Finansal istikrar konusunda TCMB'nin yanısıra onlarında bir raporu var. Galiba adı "piyasalar raporu " idi. Kredi gelişmelerine BDDK'nın yaklaşımını o rapordan izleyeceğiz. İşsizlikdesenhemTÜİK'inverilerihemdeilgilenenyeterinceköşeyazarıvar. Başkasının işine karışmamak lazım. Geçenlerde bir futbol yazayım dedim başıma gelmeyen kalmadı. Bubüyümeverisindensonra2007nasılolur? 2007'de yüzde 4'lük bir büyüme iyimser kalabilir. Stoklardaki azalmayı dikkate aldığımızda, tarım üretimindeki gerilemeyi de hesaba katarak TÜFE'nin yüzde 8'in üzerinde çıkacağını söylemek artık yanlış olmaz. Kur hızlanırsa yüzde 10'a makul bile diyebiliriz. Stok seviyesindeki bu azalışla kurun arttığı bir dönemde ithalatın büyüdüğünü görüncede şaşırmayın. Asıl gayret gerektiren konu faiz dışı fazlayı tutturmakta. Büyüme ile birlikte dolaylı vergilerden elde edeceğin gelirler azalınca seçim senesi harcamaları kısabilirsen kıs bakalım. Kurbanolduğummemleketimhersiyasigelişmeheryeniveritahmindeğiştirtiyor.Buekonomiişindendahabizçokekmekyeriz.