Bülent Abla çarpar valla!
Benden türkücü abi Mustafa Topaloğu'na tavsiye; Aman Bülent Abla'yı germesin, UFO'lara güvenmesin! Bülent Ersoy bu, çarpar mı çarpar vallahi! Tecrübeyle sabit, öyle bir Bülent Ersoy anım var ki... Efendim şimdi; çocukluğumun iki büyük bilinmezi vardı. Durmadan kafamı kurcalar, gece uykularımı kaçırırdı. Babamlar neden kumru yiyor? Yani bu kumru kuş değil mi? Cik cik öten kuşları nasıl yerler? Çocuk kafası işte! Bende bir tiksinme, bir anne-babaya için için sövme ki sormayın gitsin. Anlat annene babana derdini, anlatsınlar sana kumrunun gevrek sandviç olduğunu... Neyse, öyle yıllar yılı kumru savaşı verdim işte. Gelelim ikinci bilinmezime. O da Bülent Ersoy! Eee biz bu zamanın çokbilmiş veletlerinden değiliz ki, girip internete tıklayıp tıklayıp öğrenelim. Bizim en büyük bilgi kaynağımız, büyüklerin konuşmalarına kulak kesilmekti. Komşunun karısı ne yapmış, kim kimi kızdırmış, temizlikçi ablanın kocası ne manyakmış falan derken büyükler alemine kayardık.
KADIN DOĞULMAZ MI? Ben de beş altı yaşlarındayım. Yemek masalarında, kadınların çay toplantılarında bir Bülent Ersoy muhabbetidir gidiyor. Sesi gümbür gümbürmüş ama bir derdi varmış. Neymiş, neymiş anlayamıyorum. "Kadın oldu" diyorlar. Kadın olunmaz, doğulur yahu! Şimdi ben "Erkek olacağım" desem, olabilecek miyim yani? E, geçen gün komşunun evinde plağını görmüştüm papyonlu, al yanaklı gençten bir abiydi Bülent Ersoy. Anneme soruyorum, cevap vermiyor. Düşünsenize halimi. Küçüğüm, salağım ve kafamda büyük bir problem var. Başlığı; Bülent Ersoy!! Acaba tanıdığım tüm Bülent'ler sonradan kadın mı oluyor? Offf offf; an-la-mıyo- ruuum! Tutmayın beni ilk depresyonuma gireceğim yani. Derken, bir cumartesi günü babamla Şaşkınbakkal'daki meşhur dondurmacıya gittik. O zaman Mado falan yok, tek adres 'Sinem'... Cumartesi de çok kalabalık oluyor, babam da huysuzlanıyor zaten. Kuyrukta beklemezmiş! Üç top dondurmayı burnumuzdan getirdin ya, aşk olsun babiş. Uzatıyorum fişi, dondurmacı amcaya. Vişne, limon ve kaymak istiyorum "Vişnesi bol olsun lütfen..." Tam elimde külahım arkamı döndüm ki. O da ne? Babamın yanındaki Bülent Ersoy!!! Ve fevkaladenin fevkinde büyük!
DONDURMAM YERDE! Yani benim için babam zaten en büyük kişi. E Bülent Ersoy babamdan da büyük! Üstelik pekala kadın! Gözlerim fal taşı gibi açılıyor. Ayaklarım titremeye başlıyor. Aval aval bakıyorum, kendimi dışarı atıyorum. Ve şaşkınlıktan dondurmam pat yere düşüyor. Bütün hafta bu anı beklemişim, Bülent Ersoy'u görünce elden ayaktan kesilip, dondurmamdan olmuşum. O gün bugündür korkar çekinirim kendisinden! (Kurban olur mu ablam bana?) Artıı anılar bir yana, "Bülent Bey'e assalar hanım demem" buyuran Mustafa Topaloğlu'nu da kınıyorum. Bir insan cinsel tercihini ve cinsiyetini nasıl belirlemek isterse diğerleri ona saygı duymalıdır. Herkesin hayatı kendinedir. Ayrıca Bülent Ersoy'un derdi seneler sonra 'Dobra Dobra'da sizi niye gerdi Mustafa Bey?
|