| |
|
|
Dinle siyaset iyice karışıyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Riga'da Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yaptığı görüşmenin basına yansımayan ilginç bir bölümü var. Merkel'le Erdoğan uzun bir sohbet yaptılar. Bu sohbetin bir bölümü Papa'nın Türkiye ziyaretiyle ilgiliydi. Önce Başkan Bush'la ardından da Merkel ile bir araya gelen Erdoğan'ın her iki görüşmesinde de "Papa konusu" gündeme gelmiş. Bush'la yaptığı sohbette neler konuşulduğunu tam olarak öğrenemedim. Ancak Merkel, Başbakan Erdoğan'ın yanına gelerek, havalimanında Papa'yı bizzat karşılayıp konuşmakla çok şık bir hareket yaptığını söylemiş. İlginçtir, Merkel bunları söylerken bir hatırlatma yapma gereği hissetmiş ve şöyle demiş: "Ben aslında Luteran'ım. Bizler için Vatikan bir sembol değil. Hatta bazı Protestanlar Vatikan'ı pek sevmez. Ama yine de havaalanında karşılamanız çok iyi oldu." Bunları söyleyen Merkel yalnızca Protestanlığın Luteran mezhebinden değil, aynı zamanda bir rahip kızı. Babası Doğu Almanya'da komünizm döneminde bile rahiplik yapmış. İnsanların kiliseye gitmeye korktuğu, herkesin fişlendiği dönemde. O yüzden Merkel ve kardeşi hep "toplum seni dışlasa da doğru bildiğini oku" prensibiyle yetişmiş. İlginç olan şu. Dünya siyasetinde "din faktörü" hep vardı ancak son dönemde giderek etkisi yeniden artmaya başladı. ABD'nin özellikle dış politikası "din eksenli" oluşuyor. Bush, Hıristiyan dini ve kendi mezhebinin inancına uygun nedenlerle "Yahudi devletini" destekliyor ve yakında ineceğine inandıkları "Mesih"e vatan hazırladığını düşünüyor. Aslına bakarsanız bunun siyasi nedenleri kadar sosyolojik nedenleri de var. Onu da başka bir gün yazarız.
|