Savcılar kaçak yapıya neden duyarsız?
Son dönemlerin en büyük skandallarından biri olmaya aday "Acarİstanbul" olayı, acaba İstanbul'un "talan tarihi"ne son verecek bir adım olabilir mi? İnsan umutlu olmak istiyor. Ama İstanbul'da yapılanları, yapılmakta ve yapılacak olanları görünce, insanın umutlu olması için hiçbir neden kalmıyor. Kalmıyor çünkü İstanbul'da yapılanlara bir "son nokta" koymaya kimsenin niyeti yok. Sadece yetkili kişi ve kurumlar değil, İstanbul'da yaşayanlar da olanları görmek istemiyor. Görenlerin de sesi kamuoyuna yansımıyor. Şu "kaçak yapı" konusunda son yıllarda olanlara bir bakın. Eskisi kadar kaçak yapı yapılmasa da hala "yasaları dinlemeyen" çok sayıda pervasız kaçak yapı sahibi olduğu da kesin. Kimsenin kılını kıpırdattığı yok. Belediye zabıtası kaçak yapıyı durduruyor . Fark etmiyor, inşaat devam ediyor. Mühürlüyor yine fark etmiyor. Para cezası kesiliyor. Kimse umursamıyor. Sonunda anlı şanlı müteahhitler, binaları bitirip satmaya başlıyor. İşte bu noktada devreye belediye encümenin "yıkım kararı" giriyor. Peki ne oluyor? Bir şey olduğu yok. Bir iki göstermelik yıkım yapılıyor. Sonra her şey eskisi gibi devam ediyor. Vatandaş da yerine göre 400500 bin doları bastırıp kaçak daireleri satın alıyor. Ve kaçak dairelerde yaşam başlıyor. Artık orayı yıkmak mümkün değil. Gerekçe de hazır: "İstanbul'un neresi kaçak değil ki!" Tam bir kısır döngü. İstanbul kendi yarattığı kaçak yapı canavarına teslim olmuş durumda. Peki bunlar olurken, bu ülkenin savcıları ne yapıyor? Ortada yeni yapılmış, çağın gereklerine uygun koca bir Türk Ceza Kanunu var. O ceza kanununun bir de 184. maddesi var. O madde de aynen şöyle deniliyor: "Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı bina yapan veya yaptıran kişi bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." Sadece bu kadar mı? Değil tabii. Bu inşaatlar nedeniyle kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapanlar da aynı şekilde cezalandırılır. Şimdi merak ediyorum acaba bu yasa bu güne kadar hiç uygulandı mı? Yani kaçak yapı yaptığı için cezalandırılan tek kişi var mı? Türkiye'deki tüm savcılara sesleniyorum; yeni TCK yürürlüğe girdiği günden bu yana 184. maddeyi ihlal eden tek kişi varsa lütfen bana bildirin. İbreti alem için yazılmasında yarar var. Bu konuda İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin geçen yıl 900'e yakın suç duyurusunu savcılığa ilettiğini dönemin İmar Daire Başkanı Mehmet Şimşek Deniz açıklamıştı. Peki ya sonuç? Yasaların işletildiğine dair en azından benim duyduğum somut bir gelişme yok. Bilen varsa lütfen açıklasın. Ama benim bildiğim başka bir şey var. O da şu; bu köşede defalarca yazdım. Florya'da yüzlerce yapı, hatta bir alışveriş merkezinin belli bölümleri de ruhsata aykırı yapıldı. Yapım aşamasındayken bir kaçı göstermelik yıkılsa da sonuç değişmedi. Bugün hepsi bitmiş ve içinde insanlar oturuyor. Dahası bir süre önce de o evlerde oturanlara "yıkım kararı"nın tebliğ edildiğini yazdım. Sonuç değişmedi. Aynı şekilde Ataköy Konakları'nda yeşil alan olarak bırakılması gereken 38 bin metrekare alanın işgal edilmesi söz konusuydu. Peki ne oldu? Aslında buraya bir nokta koyup tüm İstanbulluların cevabını beklemek daha doğru olur. Bakalım İstanbul'un "talan tarihi"ne yakışan cevabı kim bulacak! İsterseniz işinizi kolaylaştırmak için eğitim sistemimizin bir parçası haline gelen test yöntemini uygulayalım ve birkaç şık sıralayalım. a - Her şey oluruna bırakıldı. b - Dava açıldı. c - İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, sorunu sihirli bir formülle çözdü.
|