Kozmetiğin ilaçla buluştuğu nokta
Özellikle hem ilaç hem de kozmetik olarak değerlendirilen 'kozmesötikler' yurtdışında olduğu gibi bizde de eczanelerde satılıyor. Eczacılara güvenerek bu ürünlerden alıyor olabilirsiniz ama yine de yanlış bir tercih yapmak istemiyorsanız, bu yazı tam size göre.
Büyükannelerimizin güzelleşmek uğruna gözlerine rastık, yüzlerine allık sürdüğü günler çok gerilerde kaldı. Günümüzde parfümeriler, mağazalar ve eczaneler birbirinden ilgi çekici kozmetik ürünlerle dolup taşıyor. Pazara her gün yeni bir marka giriyor. Seçenekler arttıkça seçim yapmak daha zor hale geliyor. Birçok hastam bunca kozmetik ürün arasında doğru ürünü seçememekten endişe ediyor ve fikrimi soruyor. FDA (Amerikan Gıda, İlaç ve Kozmetik Kurumu) kozmetiği; insan vücuduna uygulanan temizleme, güzelleştirme, çekiciliği artırma veya görünüşü değiştirme gibi özelliklere sahip ancak vücut yapısını veya fonksiyonunu değiştirme niteliği içermeyen bir ürün olarak tanımlıyor. Araştırmalar, kozmetiklerin yaşam kalitemizi, moral ve motivasyonumuzu artırdığını gösteriyor. Öyle ki; kozmetik tüketimi savaşlardan ve ekonomik şartlardan etkilenmeyen yegane olgulardan biri halini alıyor.
Firma eczaneye satıyor Kozmesötikler; ilaçla kozmetiğin buluştuğu nokta: Zaman geçtikçe alışkanlıklarımız da değişiyor. Tıpkı yurtdışında olduğu gibi eczanelerden ilaç alır gibi krem, şampuan vs. almaya başladık. Özellikle dermokozmesötik ürünler, Türkiye'de eczaneden başka yerde satılmıyor. Halkın bu konuda eczacılara ciddi bir güveni var. Bu nedenle firmalar ürünlerini eczanalerde satmayı tercih eder oldular. Çünkü ünlü markalar, haklı olarak eczanelerin güven veren imajından faydalanmak istiyor. Kozmesötiklerin, yaşlanma etkilerini geciktirme, kırışık veya leke giderme gibi tıbbi etkileri bulunuyor. Bu sebeple, bu ürünler hem ilaç hem de kozmetik olarak değerlendiriliyor. Cilt üç katmandan oluşuyor. 'Epidermis", derinin dış yüzeydeki koruyucu tabakası. Kozmetik ürünler genellikle bu katmanda etkili. Cildin kalbinde, yani 'dermis' dediğimiz ikinci katmanında cildimize esneklik veren 'kollajen' ve 'elastin' lifleriyle cildi nemli tutan polisakkaridler bulunuyor. Yeni nesil dermo-kozmetikler sayesinde hücre aktivitesini ve kollajen üretimini hızlandırmak, hücre yenilemek mümkün kılınmaya çalışılıyor. Son dönem piyasaya sürülen ürünlerin büyük bir bölümünde alfa hidroksi asitler (AHA) ve Beta hidroksi asitler kullanılıyor. Alfa hidroksi asitler, meyve ve süt şekerlerinin fermentasyonundan elde ediliyor. Bu içerikler; kırışıklık, yaşlılık lekeleri ve güneşin ciltte oluşturduğu zararlı etkilerini gidermede profesyonel tıbbi uygulamalara önemli katkı sağlıyor. AHA içeren antiaging etkili kremler özellikle kaz ayağı bölgesindeki ince kırışıklıkları gidermede etkili. Cilt üzerindeki ölü hücreleri yok eden AHA, kollajen üretimini de düzenliyor. Hyalüronik asit, retinol ve E ile C vitaminlerini uygun oranlarda içeren kozmesötikler ise cildin yeniden yapılanmasına ve şekillenmesine yardımcı oluyor.
İşin sırrı doğru kullanma Pırıl pırıl, aydınlık bir cilt, tüm kadınların ve artık erkeklerin de hayali. Bu hayale ulaşmak her zaman çok kolay olmuyor. Güneş, kirli hava ve soğuk gibi etkenler dıştan, hormonlar ve biyolojik yaşlanma da içten sürekli cildimizi tehdit ediyor. Ancak bilinçli bir koruma programı ve bakımla bütün bunlarla savaşmak mümkün olabiliyor. İşin sırrı; doğru ürünlerde ve düzenli uygulamalarda yatıyor. Her sabah ve akşam cilt ile uyumlu bir temizleyici ile cilt temizleme ve kaliteli, yoğun nemlendirici içeren bir krem kullanımı; üst tabaka hücrelerinde oluşan hasarı cildimizin ihtiyaç duyduğu nem ortamını yeniden sağlayarak kısmen düzeltebiliyor. Yeni bulunan kimi moleküller, antioksidan etkileriyle kozmetiklerin etkinliğini artırıyorlar.
|