Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) yeni hesaplama sistemiyle Türkiye'nin kotasının daha da artacağını söyledi.
Türkiye'nin kotasının arttırıldığını, ancak yeni hesaplama yöntemiyle kotasının daha da fazla artırılacağını belirten Babacan, şöyle devam etti: ''Kota formülünün değiştirilmesi gerekiyor. Ülkelerin gerçek ekonomik güçlerinin IMF yönetimine yansıtılacak, eski formülle bile Türkiye'nin kotasında artış olurken, ''IMF'nin yeni hesaplama sistemiyle Türkiye'nin kotası daha da artacak.'' SADECE
DÖRT GÖZDEN GEÇİRME KALDI
Stand-by çerçevesindeki Gözden Geçirmelerin daha önce 10 olarak düşünülmesine rağmen, bunun sayısını, dokuza indirmeye karar verdiklerini belirten Babacan, bundan sonra gelecek yıl, üç Gözden Geçirmenin gerçekleştirileceğini ve Stand-by'ın sona ereceği 2008 yılında da son ve dokuzuncu Gözden Geçirmenin yapılacağını ifade etti.
''Toplam Gözden Geçirme sayısını dokuza indirmeye karar verdik, yani sadece dört Gözden Geçirme kaldı'' diye konuşan Babacan, Gözden Geçirme sayısının azaltılmasının nedenini ise şöyle açıkladı:
''Biz Gözden Geçirmeleri ya birleştirecektik ya da sayıyı azaltacaktık. Bu nedenle son olarak Gözden Geçirmeleri birleştirme yerine sayısını azaltmaya karar verdik.''
NİYET MEKTUBU VE ZAMLAR KONUSU
Devlet Bakanı Ali Babacan, 5. Gözden Geçirmeye ilişkin Niyet Mektubu'nun nispeten kısa bir mektup olduğunu belirtirken, ''IMF ile Stand-by çerçevesindeki yapısal düzenlemeleri artık bitiriyoruz, bu nedenle bu seferki Niyet Mektubu kısa olacak bundan sonrakiler daha da kısa olacak'' dedi.
Özellikle KİT ürünlerine zamlar konusunun sıkça sorulduğunun altını çizen Babacan, ''Niyet Mektubu'nda şu tarihte şu kadar zam geliyor diye bir şey yok'' diye konuştu.
Babacan, 5. Gözden Geçirmeye ilişkin Niyet Mektubu'nun Aralık ayında IMF İcra Direktörleri Kurulu tarafından onaylanarak, bu Gözden Geçirmeye ilişkin kredi diliminin serbest bırakılmasını beklediklerini kaydetti.
NİYET MEKTUPLARINDA İKİ ANA KONU KALACAK
Yüzde 6,5'lik Faiz Dışı Fazla'nın yaklaşık 1,5 puanının KİT'lerden geldiğini belirten Babacan, bunun 5 puanının Merkezi Hükümet bütçesinden geldiğini, dolayısıyla maliye politikaları denildiği zaman sadece Merkezi Hükümet bütçesi değil, KİT'lerinde içinde bulunduğu tüm kamunun genel dengesinden bahsettiklerini kaydetti.
''Biz KİT'lere biz sizden kar beklemiyoruz ancak zarar da etmeyin mutlaka finansman dengenize dikkat edin diyoruz. Zarar ettik, zararımızı karşılayın dedikleri zaman bu zararınızı karşılamayacağız diyoruz'' şeklinde konuşan Babacan, yeni Niyet Mektubu'nda, Gelir Vergisi Yasası, sosyal güvenlik ve bankacılıkla ilgili ikincil düzenlemelerin bulunduğunu ifade etti. ''Bundan sonra Niyet Mektuplarının iki ana konusu olacak'' diyen Babacan sözlerini şöyle sürdürdü:
''Birincisi bütçe-maliye politikaları, ikincisi de para politikaları olacak ve bu kısım daha çok Merkez Bankası tarafından yürütülecek. Para politikasıyla ilgili günlük uygulamalarında Merkez Bankası bağımsız olacak, ancak çerçeve açısından ekonomik koordinasyon bizde olduğu için ana ekonomik kararlar konusunda, Merkez Bankası tek başına adım atmaz. Örneğin gelecek yıl enflasyon ne olacak denildiğinde, bunu tek başına Merkez Bankası değil, bu koordinasyon halinde bizle birlikte belirlenecek.''
''ENFLASYON ÇOK YÜKSEK İHTİMALLE TEK HANE OLUR...''
Devlet Bakanı Babacan, enflasyonda tek haneli bir yıl sonu sonucu beklediklerini belirterek, şöyle devam etti:
''Enflasyon, eğer iki ay içinde olağanüstü bir durum olmazsa, yıl sonunda çok yüksek ihtimalle tek haneli gerçekleşecek.Son zamanlarda, birdenbire dolar/avro paritesi yükseldi, petrol fiyatları bir iniyor bir çıkıyor, yani dış gelişmeler çok hareketli seyrediyor, ancak tek hane ihtimali çok yüksek.''
''MAYIS AYINDA ÇIKANDAN ÇOK FAZLASI GERİ DÖNDÜ''
Kredi derecelendirme kuruluşlarının sık bir şekilde kendilerini ziyaret ettiklerini ifade eden Babacan, kendilerinin de yurt dışına gittiklerinde onlarla görüştüklerini belirterek, ''Ama Türkiye'nin reyting konusunu görüşmeyiz'' dedi.
Reyting kuruluşları ve yatırım bankalarının Türkiye'ye ilgilerinin arttığına dikkat çeken Babacan, Mayıs ayında Türkiye'den çıkan sermayenin fazlasıyla geri döndüğünü kaydetti. Babacan, bu konuda şunları söyledi: ''Yatırımcılar, bütün yorumların tamamına bakarak karar alıyorlar. Mayıs ayında Türkiye'den çıkan sermayenin çok daha fazlası yeniden giriş yaptı ve bu giriş devam ediyor.Giren yatırımcı profiline baktığımızda gittikçe daha kaliteli yatırımcının Türkiye'ye girmeye başladığını gözlüyoruz. Türkiye'ye en son giren yatırımcılar, daha uzun vadeli kalan yatırımcılardan oluşuyorlar.Halkbank ve TEDAŞ gibi özelleştirmelerin gelecek yıla sarkmasıyla, gelecek yılki özelleştirmelerin daha çok sermaye girişine neden olacağını tahmin ediyoruz. Halkbank gelecek yılın en büyük özelleştirme projelerinden birisi olacak.'' TÜRKİYE DOĞAL KAYNAĞI OLMADAN BÜYÜYEN BİR ÜLKE
Dünya Ekonomik Forumu Türkiye toplantılarında, yatırımcıların Türkiye'yi, Brezilya, Çin, Hindistan ve Rusya ile birlikte dünyanın yükselen yıldızları arasında gösterdiğine dikkat çeken Babacan, Türkiye'nin bu ülkelerden daha farklı bir yapısının olduğunu ve Türkiye'nin, diğer ülkeler gibi zengin doğal kaynakları olmadan yükseldiğini vurguladı.
Babacan, Türkiye'nin diğer ülkelerle kıyaslanması konusunda şunları söyledi:
''Çin ve Hindistan'ın boyutları farklı, Türkiye'nin, Rusya ve Brezilya gibi çok zengin doğal kaynakları yok, Türkiye'nin çok özel bir yeri var, yani Türkiye, ekmeğini çalışarak çıkartması gereken bir ülke konumunda. Bazı ülkelerin petrol gelirlerini bir kenara koyacak olursanız, reel anlamda ne kadar büyüme sağladığını görürsünüz, Türkiye ise bu yıl yaklaşık 28-29 milyar dolarlık bir doğal gaz, kömür ve petrol ithal ederek enerji faturası ödeyecek.
Bir yandan buna katma değer katarak ihracat yapacağız. Ancak bir çok yatırımcı da Türkiye'nin bu kapasitesini takdir ediyor ve bu şekildeki ekonomik kalkınmanın daha kalıcı olduğuna inanıyorlar. Bugün yaklaşık 140 ülkede Türk iş adamı faaliyette bulunuyor.Türkiye, doğal kaynağı olmadan dünyanın yükselen ekonomileri içinde gösteriliyor.'' TURİZM'DE 2007 YILI BEKLENTİSİ OLUMLU
Turizm sektöründeki gelişmelere de değinen Babacan, 2006 yılında, Kuş Gribi nedeniyle asıl zengin turistin Türkiye'ye gelemediğini hatırlattı. ''Kuş Gribi sanki diğer ülkelerde yokmuş gibi bu gelişme, olumsuz bir propaganda olarak Türkiye'nin aleyhine gerçekleşti, hain terörist eylemlerini de buna ilave olarak gösterebiliriz'' ifadesini kullanan Babacan, ''Bu sene daha az sayıda turist gelmesine rağmen, turist başına yapılan harcamalarda artış oldu'' dedi.
Turizm gelirlerinde fazla bir kaybın olmadığını vurgulayan Babacan, ''Turizmde elde edilen gelirler açısından bu yılı, geçen yıla yakın bir noktada bitirebiliriz''' diye konuştu.
Gelecek yıla ilişkin beklentilerin de olumlu olduğunun altını çizen Babacan, ''Turizmde, 2007 yılı için beklentimiz olumlu, olumsuz olmamamız için hiçbir neden yok'' dedi.
Turizm Bakanlığı'nın, Turizm operatörlerinin reklamlarına önemli oranda katkıda bulunduğunu da hatırlatan Babacan, Turizm Bakanlığı'nın sektöre destek olmaya devam ettiğini söyledi.
''TÜRKİYE'Yİ SEVMEK ZORUNDALAR...''
Özellikle ekonomi alanında elde edilen başarılara karşın, eleştirilerin arttığına dikkat çeken Babacan, seçime gidilirken bu eleştirilerin daha da artacağını ifade etti.
Babacan, bu konuda şunları söyledi:
''Seçime gidiyoruz, bundan sonra, Hükümeti yıpratmak adına bir şeyler kötüye gidiyormuş gibi olumsuz bir çok haberi daha yoğun olarak görebiliriz. Bunu yaparken, Türkiye'ye zarar verdiklerini hesap edemiyorlar.Türkiye'ye zarar vermeden nasıl eleştiri yapacaklarsa öyle yapsınlar, Türkiye'de yaşayan herkes Türkiye'yi sevmek zorundadır.'' (AA)