Net getiri "0"
Döviz al, onu sat, bunu tut, malı götür "köşecilerinden" olmadığımı biliyorsunuz. Piyasaların bu günlerdeki "çalkantılı" halinin kalıcı olduğuna inanmıyorum. İnanmadığım konu çalkantılı olması değil. Uluslararası koşullar nedeniyle daha uzun bir süre dünyada ve Türkiye'de para, piyasalardaki "oynaklıktan" kazanılacak. "Gidişatı" önceden kestirebilmek artık marifet sayılmıyor. Nasıl ilettiğin daha önemli. ABD'de Merkez Bankası için öncelik büyümedeki tehdit edici azalış mı enflasyon mu derken Demokratlar'ın Kongre'de çoğunluğu alması işleri iyice karıştırdı. Asgari ücretin yüzde 40 artırılacağına kesin gözüyle bakılıyor. İthalatı kısıtlayıcı iç üretimi korumacı önlemlerin zaman içinde yeniden hayata geçirilmesi de beklenenler arasında. Petrol ve hammadde fiyatları düşmeye devam etmezse bunun anlamı ABD'de daha fazla enflasyon ve daha az büyümedir. Şimdilik piyasalar bu yorumu satın almıyor. Arada tabii ki alanı da çıkacak. ABD ekonomisi ile ilgili bazen iyi haberler bazen de kötü haberler abartılacak. Oyunun adı "net getiri 0". Kazanmak için birilerinin kaybetmesi lazım. Kazanan da ütülenin kaybettiğinden fazla kazanamaz.
Canım Türkiyem Türkiye'ye gelince; borsanın batması da hükümeti hiç etkilemez, faizlerin yukarı gitmesi de. Ama ya kur yukarı giderse? Beklentilerin anında olumsuza döndüğünü, alışverişin bıçak gibi kesildiğini, hemen sonra da artan kurun fiyatlara yansıdığını hükümet yaşayarak öğrendi. Seçimlere giderken seçmenin alım gücünde azalmayı hangi hükümet arzular? Hükümetin tek öğrendiğinin düşük kurun faziletleri olduğunu sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Siyasiler Türkiye'de ne kadar yabancı sermaye yatırımı olduğunu da çok iyi bilir, faizin, kurun yukarı gitmesinin yabancıları ne kadar zarara uğrattığını da... YTL'nin değer kaybının dışarıdan dövizle borçlanıp içeride yatırım yapanları nasıl bir teminat değerlemesi sıkıntısına soktuğunu da artık siyasilerin algılıyor olması lazım. Kur, faiz oyununun tutması için ekonomik gerekçeler de gerekir. Onlar yerli yerinde. Rekor cari açık, tutmayan enflasyon hedefi, iç talebi kısması ve enflasyonu engellemesi yönünden tereddüde düşüren 2007 bütçesi, vesaire. Hepsini saymaya kalksak yerimiz yetmez. Ama Hazine'nin Merkez Bankası'nda dünya kadar parası, tahsil edeceği özelleştirme geliri, Merkez'in de size satabileceği 60 milyar dolar rezervi var. Kısa vadede olumsuzlukları Merkez Bankası dengeliyor.
Önce ger sonra gevşet Piyasaları çalkalattıran sorunun ekonomik temelleri var ama asli olarak siyasi. Ekonomik temelleri tartışmak kalıcı arıza yaratacağı için kimse işin pek o yönüne girmek istemiyor. AB Kıbrıs'tan sıkıştırıyor. Hükümetin Kıbrıs konusundaki düşüncesini anlayabilmiş değilim. Ama kamuoyunun büyük çoğunluğunun düşüncesi belli. İçeride bu kadar yatırımı olan AB Türkiye'den vazgeçer mi? Ya da aman işler kötüye gidiyor deyip hükümet "halkının refahı adına" Kıbrıs'tan vazgeçebilir mi? Dış politikada bilek güreşi bunun üzerine. AB hükümetin geri adım atacağını, taviz vereceğini düşünüyorsa yanlış yapıyor. Politikacılar halkımın olaylar arasında ilişki kurabilme yeteneğini benden daha iyi bilir. O yüzden hükümet istese de geri adım atamayacaktır. AB'de Kıbrıs konusunu 2 yıl daha uyumaya gönderecektir. Önümüz seçim. Çarşıyı gerdiren ikinci sorun Cumhurbaşkanlığı seçimi. İş alemi Tayyip Erdoğan'ı Köşk'te görmek istemiyor. Başbakanlığından yeterince memnun. Köşk'e çıkarsa AKP'nin dağılacağını, seçimlerin koalisyonla sonuçlanacağını düşünüyor. Koalisyonlar güzel günlerin düşmanıdır fikrinde. AB işi bitsin Cumhurbaşkanı olmamaya Tayyip Erdoğan'ı piyasa üzerinden ikna turları başlayacak. Herkes birbirini korkutacak. Umulan diğerinin kendisinden daha önce pes etmesi. Yalnız güreş tutulan minder, kaygan piyasa zemini. Hep beraber tuş olmak da mümkün. Sorumlu bir köşe yazarı olarak söz veriyorum. AB Bakanlar Konseyi açıklamasından sonrada piyasalar istikrar kazanmamışsa geçenlerde Beyoğlu Nevizade'de iki kadeh rakı eşliğinde yazılan kolektif senaryoyu da anlatacağım. İçinde her şey var. Kur var, kurun fiyatı da var. Bankaların, şirketlerin yüksek değere yabancı sermayeye satışı var. Her türlü seçim, Büyük Ortadoğu Projesi, AB ile geleceğimiz, medyada yabancı sermaye ile bütünleşme. Artık sorun yok, çözüm var. Biz köşe yazarıyız. Her şeyi biliriz, sizi aydınlatırız.
|